II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Dersi EDEBİYAT-I CEDÎDE ROMAN VE HİKAYESİNDEN METİN ÇÖZÜMLEME ÖRNEKLERİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Eylül romanını zihniyet açısından ele alacak olursak kısaca nasıl değerlendirebiliriz açıklayınız.


CEVAP: Eylül romanında Osmanlının gücünü yitirdiği, imparatorluğu oluşturan sistem ve değerlerin çözülmeye uğradığı bir dönemde yüksek zümreden gelen insanların sadece ferdî kayılarla meşgul olmalarından kaynaklanan bir zihniyet söz konusudur. Romanın merkezî mekânının ev olması da roman karakterlerinin dış dünyayla bütün ilişkilerini kestiklerini düşündürmektedir. Necip ve Süreyya, Osmanlı’nın Batı medeniyetiyle yakınlaşmaya başladığı Tanzimat devrinde ortaya çıkan mirasyedi tiplerinin devamı niteliğinde düşünülebilir. Romanın hayatın aynası olduğunu söyleyen yazar, en başarılı romanı Eylül’de daima aşk, tutku, güzellik, şiir ve musikiden söz etmiştir. Necip, Suat ve Süreyya’nın yaşadıkları kişisel huzursuzluk, güzel sanatlar aracılığıyla ifade edilmektedir. Romanda yer alan gerçekçi mekân tasvirleri ve ruh tahlillerine rağmen yazar, hep ferdî olanı ön plana aldığı için söyleyiş ve anlatımda lirizm ve santimantalizmden uzaklaşamamıştır. Mehmet Rauf’un romanında ele aldığı yasak aşk teması, toplumsal değerler ve doğrularla bireysel arzuların çatışmasına ağırlık vermeyi gerektirir. Aşk, tamamen bireysel bir duygudur ve yaşanmasını zorlaştıracak bütün engellerin karşısındadır. Evlilik kurumuyla birbirlerine bağlı olan çiftlerin ise topluma karşı da görevleri vardır; çünkü evlilik, toplumsal bir kurumdur. Öyleyse bütünüyle bu roman, bireysel olanı bayağılaşmadan dile getirmeye zemin hazırlayan bir zevk ve anlayışın ürünüdür. İhanet, kavga ve kötü söze yer verilmeden duyguların anlatılması sanatkârın duyguların dilini aradığını düşündürmektedir. Aşkın dışa vurmayan acısı ve bu ruh hâlini hazırlayan ortamın dille anlatılması böyle bir zihniyetin amacı olarak düşünülmelidir.