İSLAM HUKUKUNA GİRİŞ Dersi İSLAM HUKUKUNUN MAHİYETİ VE TEMEL ÖZELLİKLERİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Fıkıh kelimesinin kökeni nereden gelmektedir?


CEVAP: Fıkıh (fıkh) kelimesi bir masdar olup, etimolojik bakımdan F-K-H kökünden alınmadır. F-K-H kökü bağlı olduğu bâba göre farklı, ancak birbiri ile doğrudan irtibatlı anlamlar taşımaktadır. Fıkıh, esas itibariyle anlamakla ilgili bir kelimedir. Aynı zamanda fıkıh, bir şeyi bilmek anlamına gelmektedir. Ancak fıkıh kelimesi ile mutlak anlamda bir anlama ya da bilme eylemi değil, anlamaya ve bilmeye konu olan şeyin idrâk edilmesi kastedilmektedir. Bir şeyin idrâk edilmesi ise, aklî bir faaliyet ya da zihinsel bir çaba sonucunda onun mahiyetinin kavranması anlamındadır. Fıkıh kelimesi bir sözle ilgili olarak kullanıldığında, hitaptaki hakikatin fark edilmesi ve kastedilen mananın kavranması anlamına gelmektedir. Fıkıh kelimesiyle ifade edilen kavram, derin bir sezgi ve öngörü (firâset) ile tefekkür yoluyla bilme ve bilgiyi kontrol edecek düzeyde kuşatma (dirâyet) eylemlerini de içinde barındırmaktadır. Esasen fıkıh kelimesi fıtnat (zeka) kelimesiyle açıklanmaktadır ki, bu, onun yalnızca derin ve ince kavrayışa değil, aynı zamanda bir kimsenin kavrayış yeteneğindeki üstünlüğe dair bir vurgu da içerdiğini göstermektedir. Nitekim F-K-H kökünün, derin ve ince kavrayışın bir kimse bakımından sıfat ve karakter (seciye) haline gelmesi anlamında kullanılması da, kavrayış yeteneğindeki üstünlüğe ilişkin anlam vurgusunu desteklemektedir. Sözü edilen düzeyde bir kavrayışın (fıkıh) kendisinde sıfat ve karakter haline geldiği kimseye ise, fakîh denilmektedir.