SORU: İslâm Hukukunun temel özellikleri nelerdir?
CEVAP: İslâm hukukunu diğer hukuk düzenlerinden ayıran bir kısım özellikleri bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz: 1. İlahî iradeye dayalı olması: İslâm hukukunun kaynağı ilahî iradeyi temsil eden Kitâb ve Sünnet’tir. Bir kuralın İslâm hukukuna ait ve onun bir parçası sayılabilmesi için, doğrudan Kitâb ve Sünnet’e dayanması ya da dolaylı olarak onlardan çıkarılmış olması gerekmektedir. Buna şer’îlik ilkesi denilmektedir. Hukuk kurallarının doğrudan Kitâb ve Sünnet’e dayanması ifadesini, onların bu iki temel kaynakta açıkça (nass olarak) öngörülmüş olmaları anlamında kullanıyoruz. Hukuk kurallarının Kitâb ve Sünnet’ten dolaylı olarak çıkarılmış olmaları ile de, kıyas gibi ictihad yöntemleriyle elde edilmiş olmalarını kastediyoruz. 2. Yaptırımın ikili karakterde olması: Âhirette, dünyadaki davranışların mükâfât ya da azap olarak karşılığının görüleceğine inanmak, bir din olarak İslâm’ın temel iman esasları arasında bulunmaktadır. İslâm hukuk kuralları ilahî iradeye dayandığı için, bir kuralın ihlâli, hem hukukî hem de dinî sorumluluk doğurmaktadır. İslâm hukuku tarafından düzenlenen davranış ve ilişkiler de uhrevî değerlendirmenin kapsamı dışında değildir. Dolayısıyla İslâm hukukunda hukuk kuralları, onun bir hukuk düzeni olmasından ötürü dünyevî (hukukî ve cezaî) yaptırımla desteklendiği gibi, aynı zamanda uhrevî yaptırımla da desteklenmektedir. Mesela bir kimse hırsızlık yaptığında, bu fiile, hukukî açıdan suç teşkil ettiği için dünyevî yaptırım (ceza) ve dinî açıdan da günah olduğu için uhrevî yaptırım (azab) bağlanmaktadır. 3. Bilimsel doktrin niteliğinde teşekkül etmesi: İslâm hukuk kuralları devletsel yetkiye dayalı bir yasama faaliyeti yoluyla konulmadığı gibi, örf- âdet hukuku biçiminde de açığa çıkmamıştır. İslâm hukuku, İslâm hukukçuları (fukahâ) tarafından devletsel yetki kullanılmaksızın kişisel ictihad yöntemiyle geliştirilmiştir. Kişisel ictihad, salt bilimsel bir faaliyet niteliğindedir. Bu itibarla İslâm hukukuna yönelik fakîhlerin hukuku (jurists’ law) nitelemesinin yapılması, bilimsel doktrin biçiminde teşekkül ettiği için yanlış değildir. Ancak İslâm hukukunun bu özelliği, tarihsel süreçte müslüman toplumların pozitif hukuk ihtiyacını karşılamaktan uzak kaldığı anlamına gelmemektedir. Çünkü devlet başkanlarının ictihad yoluyla oluşturulan kurallardan uygun gördüklerini kanun haline getirme yetkileri bulunuyordu. 4. Meseleci (kazuistik) yöntemle oluşturulması: İslâm hukuku başlangıçta İslâm hukukçularının önlerine gelen meselelerden her birini ayrı ayrı incelemek suretiyle geliştirdikleri hukukî çözümlerin bir araya toplanmasıyla oluşmuştur.