ÇOCUK GELİŞİMİNDE ALAN ÇALIŞMALARI Dersi Yaşam Alanları ve Çocuk Psikolojisi soru detayı:
SORU:
Göç eden ailelerin çocuklarında görülen psikolojiksel
durumlar nasıl seyredebilmektedir?
CEVAP:
Göç olgusu, aileleri, iklim, yer ve ev değişikliği, iş
yeri değişikliği, iş biçimi değişikliği, bazı durumlarda aile
bireylerinden geçici ya da devamlı ayrı kalma, yaşam
biçiminde değişiklik, okul değişikliği, ekonomik durumda
değişiklik, çevre değişikliği gibi birçok farklı stres faktörünü
deneyimlemek zorunda bırakmaktadır. Göçün çocuk
üzerindeki psikolojik etkisi, ailenin yaşadığı değişim
sürecinden ayrı ele alınamaz. Göç yaşantısında çevresel
değişim genellikle ani olduğundan, bireylerin uyum süreci bu
değişimden olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Özellikle
çocuk ve ergenlerde göç yaşantısının etkileri daha olumsuz
olabilmektedir. Çocuk ve ergenler göç sürecinde yetişkinlere
göre daha fazla risk altındadır ve bunun nedeni ise göçle
birlikte gelen ani değişim ve fiziksel-ruhsal büyümeyle aynı
anda baş etme zorunluluğuna bağlanmaktadır. Çocuklar için
göçün etkileri dikkat çekicidir. Bu etkiler arasında çoğunlukla
daha yüksek anksiyete, arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar,
hiperaktivite belirtileri, travma sonrası stres bozukluğu, düşük
benlik saygısı, düşük yaşam doyumu, çift dillilikten
kaynaklanan sorunlar, altını ıslatma, düşük akademik başarı,
kuşak çatışması en çok da uyum sorunları yer almaktadır. Bir
antropolog, göç eden ebeveynlerden çok, çocukların bu
hareketlilikten büyük ölçüde etkilendiklerine dikkat çekmiştir.
Göç planlandığında ve minimum düzeyde kültürel sürekliliği
sağlama şansı yakalandığında yetişkinlerin değişime uyum
sağlama başarısı gösterecekleri oysa yeni toplumda büyüyen
çocukların, farklı ailesel özelliklere ve geleneklere sahip
çocuklarla bir arada yaşamak ve eğitim görmek zorunda
olduklarından daha fazla stres yaşayacakları belirtilmiştir.
Çocuğun ruhsal sağlığının olgunlaşmasında, en temel koşullar,
biyolojik ve fiziksel gereksinmelerinin giderilmesinin yanı sıra
güvenilir, hoşgörülü, bir mekân, çevre ve insanlar arası
ilişkilerin varlığı olarak ifade edilmiştir. Göç nedeniyle yeteri
kadar tanınmayan, güvenilmeyen, insanlar arası ilişkiler,
bilinmeyen, anlaşılmayan ortamlarda yaşama zorunluluğu,
ruhsal sağlığını erken yaşlarda çoğu kez geriye dönüşü olanaklı
bulunmayacak şekilde örseleyebilmektedir. Özellikle okul çağı
çocukları için eğitim kurumlarının uyum sağlama işlevine
sahip olduğu düşünülmektedir. Okul, yeni girilen çevreye
başarılı bir uyum gerçekleştirmek için uygun ortamı ve
hizmetleri sunar. Ancak aynı zamanda, göç sonucu okul
değişikliği, çocuk için daha geniş bir çevre değişimini de
içerdiğinden uyum açısından kritik bir konuma sahiptir. Okul
değişikliği, göç yaşayan çocukların baş etmesi gereken önemli
bir stres kaynağı olsa da okulda uyumu gerçekleşen çocukların
göçün olumsuz etkileriyle daha kolay başa çıkacağı
düşünülmektedir.