ÖRGÜT KURAMI Dersi YENİ KURUMSAL KURAM soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Geleneksel ve Yeni Yayılma Tezi nedir?


CEVAP:

Geleneksel Yayılma Tezi bir uygulamayı erken
dönemde benimseyen örgütler ekonomik kazanç elde
etmek, geç dönemde benimseyenler ise meşruiyet elde
etmek için benimserler. Yeni yayılma tezi ise bir
uygulamayı erken ve geç dönemde benimseyenler, hem
ekonomik hem de sosyal fayda elde etmek için
benimserler. Yeni kurumsal kuramın örgütsel alanın
oluşumu ve örgütlerin birbirine benzeşmesi tezi, çok
sayıda araştırmayla desteklenmiştir. Bu çalışmaların
birçoğu, özellikle devlet ve meslek kuruluşlarının
yarattıkları taklitçi, ahlâki ve zorlayıcı eşbiçimlilik
baskıları ile örgütleri birbirine benzeştirdiklerini
bulmuşlardır. Bu araştırmalar genellikle, örgütsel
alanlarda belirli yönetim uygulamalarının nasıl yayıldığına
ve örgütlerin bu uygulamaları hangi niyetlerle benimseyip
nasıl uyguladıklarına odaklanmıştır. Kısaca yayılma
literatürü olarak bilinen bu çalışmalarda bir uygulamanın
giderek çok sayıda örgüt tarafından benimsenmesi hem o
uygulamanın kurumsallaştığının hem de örgütsel alandaki
eşbiçimliliğin göstergesidir.
Erken dönemlerde yapılan çalışmalardan çıkan temel
sonuç şudur: Bir uygulama başlangıçta teknik bazı
sorunları çözmek (verimliliği artırmak gibi) üzere
tasarlanır. Benzer sorunları yaşayan az sayıda örgüt bu
sorunları rasyonel bir biçimde çözmek niyetiyle
uygulamayı benimseyip kendi koşullarına uyumlayarak
uygularlar. Uygulamanın başarılı olduğu inancı örgütsel
alanda yayıldıkça daha fazla örgüt tarafından benimsenir
ve çeşitli sertifika sistemleri ve denetim mekanizmalarının
doğması sonucu uygulama gittikçe standart hâle gelerek
meşrulaşır. Yayılma sürecinin geç dönemlerinde ise diğer
örgütler uygulamanın benimsenmesi yönünde kurumsal bir baskı hissettiklerinden, uygulamayı meşruiyet
kazanmak niyetiyle benimserler ve kendi koşullarına
uyumlamadan standart bir model olarak uygularlar.
Kısacası, önce benimseyenler, uygulamayı ekonomik
kazanç elde etmek niyetiyle benimseyip kendilerine
uyumlarken sonra benimseyenler meşruiyet kazanma
niyetiyle benimseyip standart modeli uygularlar.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, geleneksel yayılma
tezine karşı çıkmışlardır. Örneğin, Kennedy ve Fiss
(2009) uygulamaları erken dönemde benimseyenlerin
ekonomik ve sosyal kazanç (örneğin, verimliliği artırmak
ve meşruiyet kazanmak) elde etmek, geç dönemde
benimseyenlerin ise ekonomik ve sosyal kayıplardan
(örneğin, rekabette geri kalma ve meşruiyet kaybı)
kaçınmak için yeni uygulamaları benimsediklerini ileri
sürmüşlerdir. Dolayısıyla, yeni yayılma tezine göre, bir
uygulamayı önce ya da sonra benimseyen tüm örgütler
hem ekonomik hem de sosyal kaygılarla benimsemektedir.
Ayrıca, bazı çalışmalarda yeni uygulamaların yayıldıkça
standart modeller hâline gelmediğini, aksine
bulanıklaştığını ve çeşitlendiğini ileri sürmüşlerdir. Buna
göre, yukarıdaki modelin tam aksine, yeni uygulamayı
erken dönemde benimseyen örgütler görece standart
modele uyum gösterirken, geç dönemde benimseyenler
uygulamayı kendi koşullarına uyumlayarak
uygulamaktadırlar.