SORU: Halk müziğini beslemenin yolları nelerdir?
CEVAP: Yapılması gereken çalışmalardan birincisi,
bestecilerimize eserler ısmarlamaktır. Çünkü bu, hem
maddi yönden besteciye destek olacaktır, hem de üstün
nitelikli pek çok eser ortaya çıkabilecektir. Eserler
çoğaldıkça, halk arasında tanınma, yayılma ve sevilme
oranı da artacaktır. İkincisi ise, amatör korolar kurmaktır.
Çünkü koro çalışmalarından çok çabuk netice alınır.
Üçüncü iş, belirli zamanlarda sanat şenlikleri
düzenlemektir. Yaratma ve yorum bakımından, çok sesli
çağdaş Türk müziğinin daha hızlı gelişebilmesi, toplum
yaşantısına girebilmesi ve toplumun sanat gelişmesinin
hızlandırılabilmesi için, yurdun çeşitli yerlerinde, bu sanat
şenliklerini düzenlemek son derece yararlı olacaktır.
Dördüncü iş, müzikli oyunlar hazırlamaktır. Toplumun
sanat zevkinde oyunların ve aynı zamanda müzik zevkinde
de müzikli oyunların ne kadar büyük bir yer aldığı
tartışılmaz bir gerçektir. Beşinci ve çok önemli bir madde
ise iletişim araçlarından faydalanmaktır. Bunlar içinde en
önemli olan iki araç radyo ve televizyondur. Çünkü
insanlar çeşitli nedenlerden dolayı konsere yahut da
tiyatroya gidemeyebilir. Şenliklere katılamayabilir. Fakat
hemen hemen her insan radyo dinler, televizyon seyreder.
Bu açıdan bu iki iletişim aracının oynadığı rol son derece
büyüktür. Altıncı iş, bilinenden bilinmeyene gitmektir.
Her konser programında en az bir tane çoksesli çağdaş
Türk müziği eseri bulunmalıdır. Özellikle gezici
konserlerde bu tür müziğe daha çok önem verilmelidir.
Yedinci ve çok önemli bir iş ise müzik eğitim kurumlarını
kurmak, olanları daha da geliştirmektir. Çünkü bütün bu
çalışmaların olabilmesi için besteciye, araştırmacıya ve
icracıya ihtiyaç vardır. Sekizinci iş, mümkün olduğu kadar
daha çok insana yararlı olabilmektir. Turnelerde devletin
sanat kurumları çok az kalmakta, bir ya da iki konser
vermekte ve çok az sayıda kimseye yararlı olmaktadır.
Bunların daha çok kimseye yararlı olmasını sağlamak, için
gidilen yerlerde bulunan bütün öğrencilerin konser ve
temsillerden yararlanmasını sağlamalı, birkaç konser
öğrencilere ayrılmalı ve geniş halk çevrelerinin de bu türlü
sanat çalışmalarından yararlanması sağlanmalıdır.
Dokuzuncu görev yayıncılıktır. Bir besteciye çeşitli
türlerde eserler yazdırabilirsiniz. Fakat bu çalışmalar
basılıp çoğaltılmazsa, hem kalıcılık kaybolacaktır, hem de
gelecekte pek çok kişi bunların varlığından bile haberdar
olamayacaktır. Bu açıdan acil bir şekilde, nota
yayıncılığına başlamak ve bu yayınları mümkün olduğu
kadar geniş bir sahaya dağıtmak gereklidir.