HASTA ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ Dersi HASTA ÇOCUKLARIN RUHSAL ÖZELLİKLERİ VE HASTA ÇOCUĞA YAKLAŞIM soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Hastane personelinin hasta çocuğa yaklaşımında dikkat etmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Hastane personelinin hasta çocuğa yaklaşımında dikkat etmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
• Çocuğa yapılan tıbbi müdahale sırasında doktor ve hemşirelerin yaptıkları işlemi aşama aşama açıklayarak çocuğa bilgi vermeleri önemlidir.
• Tıbbi muayene ve müdahale sırasında çocuğun kendini rahat hissedebileceği ortam düzenlemesine özen gösterilmelidir. Örneğin, ergenlik döneminde olan bir genç kız vücudun görülmesinden rahatsızlık duyabilir. Bu durumda odada yapılacak basit bir düzenleme ile yataklar arasına perde konularak, tıbbi muayene ve müdahale sırasında perde kapatılabilir.
• Çocuğun bilişsel olgunluğu arttıkça hastalığı kavrama düzeyi de artar. Etkin destek için çocuğun gelişim düzeyini ve duygularını bilmenin yanı sıra hastalıkla ilgili inançları da incelenmelidir. Çocuk hastalığından ötürü utanma duyguları yaşıyorsa hastalıkla ilgili bilgi almak, aynı hastalığa sahip çocukların aileleriyle tanışmak hem ebeveyn için hem de çocuk için önemli bir adım olacaktır. Çocuğun duygularını açabilmesi, neler hissettiğini ifade edebilmesi, gerektiğinde profesyonel psikolojik destek alması utanma duyguları ile baş edebilme konusunda önemlidir (Wallace, 1995). Ancak her şeyden önce hastalık, hastaneye yatış ve tedavi sürecini kabullenebilmesi ve uyum sağlayabilmesi için çocuğa zaman tanınmalıdır (Keene ve Prentice, 1999).
• Çocuğun hastanede yapabileceği uygun aktivitelelerin sayısı kısıtlıdır. Üstelik, çocuktan hastane kurallarına uyması beklenmektedir. Okul çağındaki çocuk kişilik özelliği nedeniyle şiddetli derecede hasta olmadıkça yatakta kalmayı kabul etmez. Bağımsızlığını engelleyecek kurallar, işlemler kendini kısıtlanmış hissetmesine neden olabilir ve çocuğun yaşadığı stresi arttırabilir.
• Hastaneye yatışın geçici bir durum olduğu, istediği zaman oyun odasında vakit geçirebileceği ifade edilmeli ve servisteki diğer çocuklarla tanıştırılıp iletişim kurması sağlanmalıdır. Tuvalet, banyo, çağırma zili, oyun odası ya da oyun alanı, hemşire ve doktor odası ile televizyon odasının yeri gösterilerek servis tanıtımı yapılmalıdır (Gültekin ve Baran, 2005).
• Çocuklara yakın ilgi,şefkat gösterilmeli ve sağlık personeline güven duymaları sağlanmalıdır. Çocuklar, kendi izinleri olmaksızın sağlık çalışanıyla paylaştıklarının yaşamını tehlikeye sokacak bir bilgi olmadığı sürece kimseye aktarılmayacağını bilmeli ve bu konuda güven oluşturulmalıdır. Özellikle ergenlerin yüz ifadelerini, beden dilini değerlendirme becerileri oldukça gelişmiştir ve kısa sürede kendileriyle gerçekten ilgilenip ilgilenilmediğinin farkına varabilir (Ünver ve Yıldırım, 2013; Wallace, 1995).
• Sağlık personelinin güven verici ses tonu ile çocuğa fırsat buldukça ziyarette bulunması, onlara dokunması ve güven verici ilişkiyi kurması, özellikle bebeklik dönemindeki çocuğun kaygı ve korkularını azaltacaktır (Wallace, 1995).
• Okul dönemindeki çocuklarda ise yapılacak olan girişimlerle ilgili açıklamalar oyuncak bebek, ayı veya renkli resimler üzerinde yapılabilir.
• Zaman kavramı iyi gelişmediğinden, zamanla ilgili açıklamalar olaylar üzerinden, fazla detaya girmeden yapılmalıdır. Bu uygulamalar sırasında çocuk, soru sormaya teşvik edilmelidir.
• Çocukla konuşurken ifadeler çok iyi seçilmeli, çocuğun anlayabileceği dilde ve açık ifadeler kullanılmalı, tehdit edici ifadelerden ve mümkün olduğunca soyut ifadelerden kaçınılmalıdır. Çünkü çocuklar, gelişimsel yaş dönemlerine göre kullanılan tıbbi terimlere farklı anlamlar yükleyebilir. Örneğin, kesme ifadesi yerine “küçük bir açıklık oluşturmak” ifadesini kullanmak daha doğru olacaktır (Petrillo ve Sirgay, 1980; Ünver ve Yıldırım, 2013).
• Çocuğu avutmak için kaygıyla yalan söylemek, bazı şeyleri anlatmamak ve gizlemek, çocukla kurulması gereken güvene dayalı ilişkiyi bozacaktır. Okul dönemindeki çocuklarda kontrol kaybı, beden hasarı ve ölüm korkusu olduğundan, yaklaşım bu özellikleri dikkate alınarak planlanmalıdır. Örneğin, oyun yöntemiyle çocuğa, hastaneye yatmasının ve ameliyat olmasının nedenini daha iyi anlatılabilir ve bunların neden olduğu stresle daha etkili baş etme yöntemleri öğretilebilir. Bu amaçla maske, eldiven, bone, ameliyat örtüleri gibi tıbbi oyuncaklar kullanılabilir.
• Konuşmalardaki gerekli gizlilik hususuna dikkat edilmeli, çocuk ile güven oluşturulmalı ve çocuğun sorduğu sorular dürüstçe cevaplandırılmalıdır (Foster ve ark., 2010; Ünver ve Yıldırım, 2013). Ergenler ise hastalığın estetik görünüşlerini etkileyeceği, beden imajlarını bozacağı, kontrol kaybına ve arkadaş grubundan ayrılmalarına neden olacağı korkusuna kapılabilir. Bu aşamada ergene tedavi ve girişimler açıklanmalı, fikir sahibi olmaları için fırsat verilmeli ve gereken bireysel kontrolü sağlayabilmekte çocuklarına yardımcı olmaları için ebeveynler yönlendirilmelidir (Abrams ve ark., 2007).
• Uyku saatinde kontrolsüz şekilde ağlama, sık sık uykudan ve yataktan çıkma ve anne babayı yanında isteme gibi uyku problemleri yaşıyorsa çocuğa basit ve inandırıcı bir şekilde her şeyin yolunda olduğu o anın uyuma saati olduğu söylenmelidir. Eğer küçük yaştaki çocuklar geceleri her uyanışında ve ağlayışında anne ve babasının odasına koşacağını öğrenmişse ister istemez tekrar uykuya dalmak için onlara ihtiyaç duyacaktır. Çocuk ilk gece belli bir süre ağlayabilir. Ancak ağlama süresi her gece biraz daha azalacaktır. Çocuğun ağlaması şiddetli ise anne babasının yüzünü görmesi çocuğu rahatlatacaktır. Çocuk sakinleştikten sonra bir süre çocuğun yanında oturmak gerekebilir. Bu esnada onunla oyun oynanmamalıdır. Çocuğun bu zamanı bir oyun zamanı gibi değerlendirmesinin önüne geçilmelidir (Saygılı, 2013).