ORTAÇAĞ FELSEFESİ II Dersi İBN RÜŞD: VARLIK VE BİLGİ ANLAYIŞI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İbn Rüşd’ e göre duyu algısı ve iç idrak sürecini
açıklayınız.


CEVAP:

İbn Rüşd, hem kuvve hem de fiil halinde
bulunmaları sebebiyle nefsin “edilgin” güçleri olarak
değerlendirdiği “duyular”a etki ederek onların fiil alanına
geçmesini sağlayanın, kendileri fiilen var olan “duyulur
nesneler” olduğunu söyler. Bununla beraber sözgelimi
kuvve halindeki görme gücünü etkileyerek onun harekete
geçmesini ve işlevini yerine getirmesini sağlayan nesnedeki
rengin dış dünyadaki sûreti ile onun ortak duyuda beliren
sûreti iki ayrı sûrettir. Bu ise duyu gücünün algıladığı
sûretin, dış dünyadakine oranla soyut bir nitelik kazandığı
anlamına gelir. (İbn Rüşd, 1958: 20-25; 1980b: 194, 202)
Bir nesnenin dış dünyadaki durumuna uygun bir sûretinin
zihinde oluşması, farklı duyu güçleri tarafından algılanan
niteliklerinin “ortak duyu” tarafından bir araya
getirilmesiyle geçekleşir. Beş duyunun işlevini yerine
getirebilmesi de özne ile nesnenin uygun konum ve
şartlarda bir arada bulunmalarına bağlıdır. Bu ise duyu
algısı aşamasında henüz daha maddeden bağımsız imge ve
kavramdan değil, sadece bir “izdüşüm”den söz
edilebileceği anlamına gelmektedir. Bu izdüşümün (sûret)
ait olduğu nesneden bağımsız bir “imaj” haline gelmesini
hayal gücü (mütehayyile) gerçekleştirir. Bu aşamada artık
özne-nesne birlikteliği olmadığı hal- de onun bir sûreti
hayal gücünde bulunmaktadır. Hayal gücü, çeşitli imajları
farklı şekillerde birleştirerek sözgelimi aslan başlı ve
kanatlı bir at (pegasus) gibi dış dünyada örneği bulunmayan
imajlar da oluşturabilir. (İbn Rüşd, 1980b: 193)
Duyu algısına bağlı olarak hayal gücünde teşekkül eden
imajların (hayâlî sû- ret) kavram haline gelebilmesi için
bunların yeni bir idrâk sürecinden geçmeleri gerektiğini
söyleyen İbn Rüşd, bu sürecin biri “saklama” diğeri
“hatırlama” olmak üzere iki işlevi bulunan “hâfıza gücü”
(kuvvetü’l-hıfz) tarafından yürütüldüğü kanaatindedir.
Hayal gücünün oluşturduğu imajları önce alıp saklayan
(hıfz) hâfıza gücü daha sonra bunları iradeli veya iradesiz
olarak yeniden algılayabilir. Bu yeni- den algılama
(istircâ‘) işleminin iradesiz gerçekleşmesi “hatırlama”
(zikr), iradeli olarak yapılması ise “düşünme”dir
(tezekkür): Hafıza gücü hatırlama işlevi dolayısıyla
“zâkire”, düşünme yetisi dolayısıyla da “müfekkire” adını
alır. Şu var ki düşünme yalnızca insana özgü bir yetenek
olduğu halde, hatırlama, hayal gücüne sahip olan
hayvanlarda da bulunur.