SORU: İbn Rüşd’ün büyük şerhleri hakkında bilgi veriniz?
CEVAP: İbn Rüşd’ün Büyük Şerhlerde konuları ele alış tarzı daha farklıdır. Bu metinlerde Aristo’dan doğrudan alıntılar yapar ve daha sonra Aristo metnini şerh eder. Mesela Kitâbün-Nefs’in Büyük şerhinde akıl konusu gibi problematik ve kapalı bir konu da Aristo’nun bir iki cümlelik metinleri, İbn Rüşd tarafından iki-üç sayfa analiz edilip şerh edilir. Aristo’nun metnini muhtemelen elindeki Arapça çevirilere dayanarak aynen almakta ve daha sonra kendisi bu metni uzunca tefsir etmektedir. (Genequand 1984, dn.494) Büyük şerhler dönemde felsefi bakımdan önemli ve sorunlu görülen konuları derinlemesine alıp incelemektedir. İbn Rüşd Büyük şerhlerde Aristo metninin mantıklı ve iç tutarlılığı olan bir şekilde sunulması ve okuyucunun bu yapıyı rahat bir şekilde anlayabilmesini hedefler. Bundan dolayı da İbn Rüşd bir noktaya kadar kendisini Aristo metnine bağlı hisseder. İbn Rüşd Aristo metninin anlaşılmasını temin ettikten sonra ve özellikle de müphem, felsefe geleneği içerisinde tartışmalı ve problemli konularda –ki bunun en güzel örneği heyûlânî akıl ve makullerin mahiyeti konularıdır- kendi değerlendirme ve görüşlerini sunar. Bu bağlamlarda ise adeta konunun bağımsız ele alındığı bir makale veya doktora tezi yazıyormuş gibidir. Küçük ve Orta Şerh’te İbn Rüşd diğer otoritelere nadiren atıfta bulunmakta iken Büyük Şerhlerde çok sık bir şekilde, Aristo sonrası Yunanlı şarihlerden Themistius, Aleksander Aphrodisias, Theophrastus’a, çağdaşlarım dediği Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Bâcce’ye sıklıkla atıfta bulunur. Teorik tartışmalarını kaynaklar çerçevesinde sanki bir tür zihinsel mekik hareketi şeklinde götürür. İncelemesi çok daha derinlikli, analitik, geniş ve titizdir. Kaynak kullanımı ve referansları oldukça zengindir. Akıl yürütmesi oldukça incelikli olup takip edilebilmesi aşırı bir dikkat gerektirmektedir.