ORTAÇAĞ FELSEFESİ II Dersi İBN SİNA soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İbn Sînâ’nın psikoloji kapsamında irdelediği
konulardan bilme sürecinin nasıl işlediği konusundaki
düşünceleri nelerdir?


CEVAP:

Bilgi probleminin bir boyutu olmakla birlikte İbn
Sînâ’nın psikoloji kapsamında irdelediği konulardan biri de
bilme sürecinin nasıl işlediği hususudur. Ona göre en temel
özelliği bilmek, istemek ve yapmak olan insan, her çeşit
bilgiye ulaşabilecek donanım ve yeteneğe sahiptir. İbn
Sînâ, bilmenin zihnin soyutlama yapmasıyla başladığını
belirterek bunu idrak terimiyle ifade eder. Diğer bir deyişle
bilme, zihnin soyutlama yoluyla nesnenin suretini alıp
kavram ve bilgiye dönüştürmesinden ibarettir. Filozofun
yaklaşımına göre nesneler dünyasına ilişkin veriler çeşitli
aşamalardan geçerek zihne ulaşır, zihin bunları kendine
özgü işlemlerden geçirerek bir kavram (tasavvur) veya bir
yargı (tasdik) elde eder ki bu sürece düşünme (fikir)
denilmektedir. Dış ve iç duyuların sağladığı veriler
üzerinde düşünmek İbn Sînâ’ya göre gerçek anlamda
bilmek değil, bilgiyi istemektir. Fârâbî gibi İbn Sînâ da
bilginin kazanılması için birer bilgi vasıtası olarak yalnız
duyuların veya düşünme gücünün yeterli olmadığı
görüşündedir. Ona göre edilgin/pasif olan bilme gücü olan
teorik aklı kuvveden fiile çıkaran faal akıldır. Şu halde tam
ve doğru bilgi, gözlem ve deneyle elde edilen veriler
üzerinde düşünme neticesinde ulaştığı yatkınlık
düzeyindeki insan aklını, faal aklın aydınlatmasıyla (işrâk)
gerçekleşir ki düşünme bir anlamda, zihni faal aklın
etkisine hazırlamaktan başka bir şey değildir. Dış ve iç
idrak süreçleri yalnızca insan aklının faal akılla ilişkiye
geçip (ittisal) onun akıtacağı (feyz) tümelleri alacak
yatkınlık ve yetkinliğe ulaşmasını sağlayan süreçlerdir.
Demek oluyor ki İbn Sînâ’ya göre gerçek bilginin oluşumu
sadece idrak süreçlerime indirgenerek açıklanamaz; çünkü
bilginin kaynağında fizik dünyayı aşan bir metafizik boyut
söz konusudur.