İKNA EDİCİ İLETİŞİM Dersi İKNANIN PSİKOLOJİK, TOPLUMSAL VE MANTIKSAL BOYUTLARI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İkna faaliyetlerinde uyulması gereken ilkeleri sıralayınız?


CEVAP:

İkna faaliyetlerinde iknanın gerçekleştirileceği konu, kişi, yer ve zaman bağlamında değişiklikler gösterse de belli birtakım önemli prensiplere (ilkelere) uyulması gerekir. Bu ilkeleri aşağıdaki biçimde sıralamak mümkündür.

  • Tutum bir kişinin ve sembolü, objeyi veya uygun olacak ya da olmayacak şekilde dünyaya bakış açısını değerlendirebilmesidir.
  • Tutumlar inanışlarla desteklenirler.
  • Tutumlar dünyaya bakış açımızı gösteren ifadelerdir.
  • Daha derinlerde yer eden inanış sistemleri, tutumları daha çok güdüler, belirler ve sonuçlandırır.
  • Tutumlar; ilgilenme (reference), kendini tanımlama (self-identification) ve kendini koruma (selfdefence) gibi çeşitli işlevlere hizmet ederler.
  • İnsanlar değişik nedenler için benzer durumlara sahip olabilirler.
  • Tutumlar, ilgi noktalarını ve standartlarını yeni bilgilerin anlaşılması için destekler (İlgilenme işlevi).
  • İnsanların bazı tutumlarından elde ettiği deneyimlerinden sağladığı tahminlerle kişilik denilen olgu ortaya çıkar (Kendini tanımlama işlevi).
  • İnsanlar anılan tutumları, kişiliklerini asabiyet ve çatışmalardan koruyabilmek için geliştirir (Kendini koruma işlevi).
  • Burada bir düzenleme mekanizması maskesi vardır; kişinin duygularını tehditlerin, meydan okumaların yıpratmasından korumak ve kişinin gerilimini hafifletmek için bu mekanizma işler.
  • Aşırı heyecan problemi olan kişiler daha zor ikna edilir.
  • Tutumlar karmaşıktır ve genellikle pek çok sanı ve diğer tutumlarla ilgilidir.
  • Pek çok tutumun bir serbestliği ve sırası vardır.
  • Reddetme oranı fazlalaşırsa iknada o derece zorlaşır.
  • Kabul veya bağımsızlık azalırsa ikna da o derece zorlaşır.
  • Kabul veya bağımsızlık fazlalaşırsa ikna da o derece kolaylaşır.
  • Reddetme fazlalaştığında kendini savunma başlar.
  • Yeni bilgi, kişinin fikirlerine aykırı düşer veya uyuşmazsa psikolojik gerilim ve karışma yaratır. İkna da uyuşmazlığı azaltma kuvvetidir.
  • Eğer bir kişi iki obje arasında tutumsal olarak karar veremezse orada çeşitli kuvvetlerin yansımasına karşı bir uzlaşma eğilimi vardır.
  • Uyuşmazlık inanılmayacak derecede fazla olursa, iknaya engel olur ve tutum değişir.
  • Tutumların etkili ve kavrama dayalı öğeleri vardır ve insanlar bu iki öğe arasında tutarlılık ararlar.
  • Kavramsal uyumsuzluk, psikolojik olarak rahatsızlık yapar; kişiyi uyumsuzluğu azaltmaya, uygunluğa ulaşmaya güdüler.
  • İnsanlar uyumsuzluğu arttıran bilgi ve durumlardan aktif olarak kaçarlar.
  • Davranış da iknanın nedeni olabilir.
  • Genellikle daha uçtaki ilk tutumlar diğer değişkenlerin devreye girmesini beklemeden daha az tutum değişikliğine neden olurlar.
  • Tutumun kendisine yöneltilmiş bölünmüş tepki tek tepkiden daha iyidir.
  • Eğer ikna alıcının kabul yelpazesinin yakınından veya içinden geçerse, zıtlıklar, ayrılıklar en aza inecek ve ikna özümsenecektir.
  • Zıtlık etkisinin kapsamı bir kişinin katılım yelpazesinden iknanın ayrılmasıyla orantılıdır.