TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ VE PARLEMENTO TARİHİ Dersi Milli Devletin Doğuşu ve Millet Egemenliğine Geçiş soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İlk hükümetin yaptığı çalışmalar nelerdi?


CEVAP:
  • 9 Mayıs 1920’de, Büyük Millet Meclisi’nin özgür oylarıyla seçilen Yeni Türkiye’nin ilk hükümeti, izleyeceği politikayı belirlemek üzere bir hükümet programı hazırlayarak BMM’nin onayına sundu. Bu programa göre hükümetin dış politikadaki amacı; başkenti esaret ve baskı altında tutan devletleri, Milli Misak çerçevesinde Türklerin bağımsızlığına saygılı kılmaktı. Maliye politikasındaki amacı; ülke ekonomisini halkın refah ve mutluluğu doğrultusunda, düşman etki
    ve saldırılarına karşı dirençli kılmak, dostluğunu kanıtlamış devletlerin ekonomik yardımlarını, ulusal çıkarlarla bağdaşması koşuluyla kabul etmekti. Bayındırlık konusunda, ülkenin içinde bulunduğu koşullarda yeni atılımlara girişilemeyeceği doğal kabul eden hükümet var olan yolların aksayan yanlarının düzeltilmesi için her türlü önlem alınmasını yükümleniyordu. Ayrıca olanaklar ölçüsünde sağlık hizmetlerine özen gösterileceği ve sağlık malzemesinin, ilerde herhangi bir zorluğa yol açmaması için şimdiden ithaline çalışılacağı vurgulanıyor, adalet işlerinin hızla düzeltilmesi ve hızlandırılması gerektiği belirtiliyordu. Hükümetin eğitim konusundaki amacı ise çocuklara verilecek her türlü terbiyeyi dinsel ve ulusal bir duruma sokmaktı. Ders programlarını Türkiye’ye özgü olmak üzere yeniden düzenlemek, tarihsel geleneklere ve sosyal yapıya uygun ders kitapları oluşturmak, halk dilinden yararlanarak Türk dilinin sözlüğünü yapmak, ulusal eserleri korumak, doğu ve batının bilimsel çalışmalarını Türkçeye kazandırma da hükümetin eğitimdeki temel amaçları olarak sıralanıyordu.
  • İlk milli hükümetin programında üç önemli konu dikkati çekmekteydi. Birincisi; Misakı Milli sınırlarıyla yetinildiğinin ve bu sınırlar içinde Türkiye’nin bağımsızlığının tanınması zorunluluğunun sömürgeci devletlere hatırlatılmasıydı. İkincisi; dostluk elini uzatacak ve bunu kanıtlayacak yabancı devletlerle, -Türkiye’nin milli çıkarları ile çatışmamak kaydıyla- ekonomik ilişkiler kurulmasının kabul edilmesiydi. Milli Mücadeleyi yürütmek için başta para ve savaş araçları olmak üzere çok şeye muhtaç olan hükümet için bu çağrı şüphesiz gerçekçi bir davranıştı. Programda yer alması önemsenecek üçüncü nokta ise Kuva-yı Milliye’nin başıbozuk düzenine parmak basılmasıydı.
  • Geçici Yürütme Kurulu döneminde başlayan kanunlaştırma hareketleri bu dönemde de ihtiyaçlar ya da ortaya çıkan sorunlar oranında karşılanmaya çalışıldı. Özellikle Damat Ferit Hükümeti’nin yaptığı baskı, kışkırtma ve propagandalara anında karşılık vermede ve gerekli tedbirleri almada gecikilmedi. 29 Nisan’da çıkarılan Vatana İhanet Yasası’ndan sonra, “Askerlikten Kaçışların Önlenmesi” için Dr. Tevfik Rüştü Aras ile Mustafa Necati beylerin önerisi ile 18 Ağustos 1920’de “Telkin ve Tedhiş Kanunu” (Uyarma ve Yıldırma) Meclis’e getirildi. Asker kaçaklarının evlerinin yakılması, kendilerinin de idamları gibi ağır hükümler içeren bu öneri Meclisçe kabul edilmedi. Ne var ki Vatana İhanet Yasası gereğince yapılacak yargılamalarda kimi aksamalar yaşanması, asker kaçaklarının gün geçtikçe artması biran önce önlem alınmasını gerektirdi. Müdafaa-i Milliye Vekâleti (Milli Savunma Bakanlığı) “Firariler Kanunu” adı altında bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarı milletvekillerince incelendi. Gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra, “muvazzaf ve gönüllü olarak askere alınıp kaçanları ya da kaçmaya neden olanları, kaçakları saklayanları, onlara yardım edenleri, kaçanları yakalama ve bir yere gönderme işinde kayıtsızlık gösterenleri...” cezalandırmak üzere İstiklal Mahkemeleri’nin kurulmasına karar verildi. (11 Eylül 1920 Kanun no: 21)