ÖZEL GÜVENLİK MESLEK ETİĞİ Dersi İçgüvenlik Sektörünün Dünü ve Bugünü soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İlk ve Ortaçağ Türk toplumlarında güvenlik nasıl
sağlanmaktaydı?


CEVAP:

Bugün Türkçede ‘polis’ olarak tanımlanan
içgüvenlik personeli Türk tarihi içinde ‘yarkan’, ‘daruğa’,
‘kağdan’, ‘subaşı’2, ‘muhtesip’, ‘asesbaşı’, ‘böcekbaşı’,
‘bostancı’, ‘derbentçi’, ‘kır serdarı’, ‘yeniçeri’ ve ‘zabıta’
gibi farklı isimlerle adlandırılmıştır. Orta Asya Türk
toplumlarındaki içgüvenlik hizmetleri de tıpkı diğer tarım
toplumlarında olduğu gibi askerî kurumsal yapılanmalar ile
yürütülmüştür. Görevi düşmana karşı savaşarak ülkeyi dış
tehditlere karşı korumak olan askerler barış zamanlarında
da içgüvenlikten sorumlu olmuşlardır. Kabile ve boy
düzeyinde toplumsal yaşama sahip Orta Asya Türklerinde
orduyu sevk ve idare eden komutana subaşı adı verilmişti.
‘Su’ ordu, ‘başı’ da askerin başı yani ‘komutan’ anlamına
geldiğinden ordunun başındaki subaşı savaş durumunda
ordunun komutanı olarak görev yapmış, barış durumunda
ise içgüvenlikten sorumlu, bugünkü tanımlama ile emniyet
müdürlüğü görevini yürütmüştür. Eski Türklerde devlet
yönetiminde keskin bir sivil ve asker ayrımı yoktu. Devletin
başı, bugün de olduğu gibi, aynı zamanda ordunun da
başkomutanıydı. Bu durumu, devletin başındaki
yöneticilerin asker olduğu şeklinde yorumlamak yerine
aslında sivil idarecilerin savaş durumlarında orduya komuta
ettikleri şeklinde tanımlamak daha isabetli olacaktır.
Kısacası devletin başı asker değil, ordunun başı sivildir.
Çünkü toplumsal hayatta esas olan, barış durumudur.
Savaş, barış zamanlarına kıyasla istisna sayılır. Önce bir
sivil olan devlet başkanlarının savaştaki başkomutanlık rollerini öne çıkartarak onları önce asker olarak görmek
yerine, savaş durumunda ordusunu komuta eden siviller
olarak tanımlamak daha isabetli olacaktır.