MEDYA SİYASET KÜLTÜR Dersi Yeni Medya, İnternet ve Demokrasi soru detayı:
SORU:
İnternet ve katılım ilişkisini açıklayınız.
CEVAP:
Katılım, demokrasinin tanımlayıcı niteliklerinden biridir. Demokrasilerde örgütlenme özgürlüğü yurttaşların yönetime katılabilmeleri anlamına gelir. Katılım çeşitli mekanizmalarla bireylerin fikir, görüş, öneri ya da itirazlarını yönetim görevini üstlenmiş ilgili birimlere iletmesiyle gerçekleşmektedir. Önemli bir katılım aracı, sivil toplum kuruluşu olarak da adlandırıldığı görülen demokratik kitle örgütleridir. Yerel ve ulusal düzeyde varolan çeşitli kuruluşlar aracılığıyla kişi ve gruplar içinde yaşadıkları topluma ilişkin kararlar oluşturmakta, görüşlerini açıklamakta ve yönetim birimlerine iletmektedirler. Bu kararların oluşma sürecinde söz konusu olan fikir, bilgi paylaşımı ve tartışmaların İnternet’in sağladığı en önemli olanaklar arasında olduğu söylenebilir. Demokratik toplumlarda ortak akılda buluşmak, ortak iyiyi bulmak büyük önem taşımaktadır. Demokrasinin bu niteliğinin, İnternet’in nitelikleriyle uyum içinde olduğu görülmektedir. İnternet üzerinde, bireyler, zamandan ve mekândan bağımsız şekilde bloglar ve diğer sosyal ağ siteleri aracılığıyla çok çeşitli amaçlarla bir araya gelebilmekte ve grup oluşturabilmektedir. İnternet’in yaygınlığı, hızı ve iletişim kolaylığı zaman ve mekân bağımsızlığı ile bir araya geldiğinde kısa sürede geniş katılımlı organizasyonlar düzenlenebilmektedir. Kişi ve gruplar görüş ve fikirlerini açıklayabilmekte, talep ve önerilerini iletebilmekte, tepkilerini ortaya koyabilmektedir. Üstelik bu eylemler doğrudan kaynağa iletilen talep ve görüşler olabildiği gibi kamuoyu oluşturmaya dönük girişimler de olabilmektedir. İnternetin sağladığı yüksek etkileşim olanağı yurttaşların yaşamın farklı alanlarına ilişkin fikirlerini paylaşarak çoğaltma olanağına kavuşmaktadır. Demokratik sistemlerin bir ayağını bireysel özgürlükler ile katılım diğer ayağını da çoğulculuk oluşturur. Demokrasi kültürü içinde siyasi bir anlam taşıyan çoğulculuk, öteki ile karşılaşma ve diyalog kurma zemini üzerinde yaşam bulmaktadır. Sanal cemaatlerdeki gibi, bunun söz konusu olmadığı durumlarda çoğulculuk, “farklı olanın dükkân vitrinlerindeki gibi yan yana sergilenmesinin ötesine geçememektedir”. Demokrasi her ne kadar heterojenlik, öteki ile -istem dışı olarak- karşı karşıya gelme, yüzleşme ve uzlaşma çabalarını içeriyorsa; internet ortamı da o kadar, homojenlik ile ötekinin dışlanmasını içermektedir. Kısacası, internet ortamında “çoğulculuk” değil “çok seslilik” söz konusudur; oysa demokrasi, karşıt seslerin birbirlerini duymasını ve iletişim kurmak için uğraşmasını gerektirir. Bu bağlamda demokrasi, farklı gruplara “temsiliyet” duygusu sunma becerisine göre değil; toplumu parçalayan sorunlara karşı bulduğu çarelerin arkasında “çoğulculuğu” oluşturmada göstereceği beceriye göre ayakta kalacak ya da çökecektir. Bu nedenle determinist bakış açısıyla, enformasyon toplumu ile internetin beraberlerinde demokrasiyi de getirmekte oldukları ileri sürülmeden önce, konu çok yönlü bir şekilde ve bu kavramların içermekte oldukları fonksiyonlar bazında gözden geçirilmeye gereksinim duymaktadır.