Dersi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

İskitlerin savaş anlayışı nasıldır?


CEVAP:

İskit toplumunda hayatta kalabilmenin en önemli yollarından biri, iyi dövüşmek ve savaşmaktır. Savaşlardan sonra ganimet kazanma da onlar için önemliydi. Bunun için hem erkekler hem de genç kızlar savaşçı bir biçimde yetiştiriliyorlardı. Erkekler zamanlarının büyük bir bölümünü at üzerinde, avcılık ve dövüş sporlarında geçirirlerdi. Onlar küçüklüklerinden itibaren özellikle okçuluk ve ata binme konularında kendilerini yetiştirmektedirler. Erkekler kadar olmasa İskit kızları ve kadınları da ata binmesini, ok ve mızrak atmasını biliyorlardı. Ayrıca İskit kanunlarına göre, İskit kızları, üç adet düşman öldürmedikçe bir erkekle evlenemiyorlardı. İskitlerin savaşçı özelliklerini gösteren diğer bir durum da, onların kazanılan bir zaferden sonra ganimetten pay alabilmeleri için öldürdükleri düşmanlarının kafasını kesip krala götürmeleriydi. Bozkır savaşçılarının uzak dövüşte kullandıkları en önemli ve en yaygın savaş araçları ok ve yaydır. Uzunlukları çoğunlukla 70 cm’nin altında olan küçük ebatlardaki oklar, rahat bir şekilde kullanılıyordu. Zaman içerisinde ok uçları giderek daha uzun ve daha sivri bir şekilde üretilmeye başlanmıştır. Küçük ebatlarda olması ve sürekli sivrileşen ve hedefi tutturan bir görünüm kazanmasıyla bozkır savaşçıları avda veya savaşta oklarını yanlarından eksik etmemişlerdir. Bu yüzden ister yaya, isterse at üzerinde olsun, sanat eserleri üzerinde İskitli bir savaşçıyı çoğunlukla ok ve yayı ile birlikte görmek mümkündür. Onlar ok ve yayı gorytos adı verilen bir muhafazalığın içinde saklamışlar ve bu muhafazalığı bellerindeki kuşağın sol tarafına asmışlardır. İskitlerin okçuluk konusundaki hünerleri diğer devletler tarafından da takdir görmüştür. Örneğin MÖ beşinci yüzyılda bir takım İskitli okçu Atina kentinin asayişini temin eden bir polis gücü teşkilatında çalışmışlardır. Oktan sonra severek kullandıkları en önemli silah akinakes adı verilen kısa bir kılıçtır. Yakın dövüşte ihtiyaç duydukları bu silahların uzunluğu takriben 50 cm. olup, iki kenarı da keskindir. Bu silahlar da oklar gibi savaşçının belindeki kuşağına asılı bir şekilde taşınmıştır. Yaygın olarak kullanılan kılıçlar aynı zamanda İskitlerin savaş tanrılarının kutsal eşyasıdır. Yakın dövüş esnasında kullandıkları diğer yaygın bir savaş aleti ise savaş  baltalarıdır. İskitli savaşçılar, baltalarıyla düşmana son öldürücü darbeyi vurmaktaydılar. Onların diğer hücum araçları arasında sanat eserleri üzerinde betimlenen kamçılarıdır. Bozkır savaşçılarının kendilerini savunmada ve düşmanı belli bir uzaklıkta tutmaya yarayan araçları ise uzun mızraklarıdır. Boyları üç metreyi bulan mızraklar, daha üst düzeydeki soylu savaşçılar tarafından taşınmaktaydı. Sanat eserleri üzerinde görülebildiği
kadarıyla savaşçıların kalkanları bazen yuvarlak bazen  dikdörtgenimsi bir şekle sahiptirler. İskitlerin kalkanları genellikle hafiftir. Kalkanlar ahşaptan yapılmış ve üzerleri deriyle kaplanmıştır. Savaşçılar başlarını korumak için miğferler giyinmişlerdir. İskit miğferlerinde bazı farklılıklar göze çarpmaktadır. Erken dönemlerde yuvarlak biçimli, bronz miğferler kullanılmıştır. Daha sonraki devirlerde Karadeniz’in batı kesimlerinde yaşayan savaşçılar, MÖ beşinci yüzyıldan itibaren Yunan taklitli sorguçlu miğferleri kullanmaya başlamışlardır. İskitler ayrıca kendi bedenlerini ve atlarının bedenlerini örtmesi amacıyla pul şeklinde, madeni plakalarla örülmüş, zırhlar üretmişlerdir.