SORU: Jean Bodin kimdir ve önemli düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Fransız hukukçu ve siyaset felsefecisi Jean Bodin (1530-1597) güçlü devlet idealinin bir diğer temsilcisidir. Fransa’da, Angers’da doğdu. Paris Parlamentosunun üyesi oldu ve Toulousse Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Dinsel Reform döneminde yaşadı ve Fransa’da Kalvenistlerle devlet-destekli Katolik Kilisesi arasındaki çatışmaları eleştiren yazılar yazdı. Yaşamı boyunca Katolik kalmasına rağmen papalık otoritesini eleştirmekten geri durmadı. Bu yüzden bazen gizli Kalvenist olarak suçlandı. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde kaleme aldığı bir yapıtta, tüm inanç sistemlerinin uyumla bir arada yaşadıkları bir dünya ülküsünü dile getirdi. Jean Bodin ise savunuculuğunu yaptığı mutlak monarşi rejimini, laik ve hukuksal bir temelden hareketle oluşturduğu egemenlik kavramı üzerine oturtmuştur. Ona göre devletin kaynağı Tanrı değil ailedir. Ailede baba neyse devlette kral odur. Bodin’e göre yasa çıkarma hakkının aristokrat bir meclisin elinde olduğu rejime aristokrasi, halkı temsil eden bir meclisin elinde olduğu rejime demokrasi, tek kralın elinde olduğu rejime mutlak monarşi denir. Karma rejimler olamaz, çünkü egemenlik bölünemez. Kral doğal yasaya karşı sorumludur ve onu buna zorlayan şey vicdanıdır. Vicdanının sesini dinleyip doğa yasasına uymazsa Tanrı’ya karşı sorumlu olur. Bu görüşleriyle Bodin Hristiyanlığa karşı doğal dini desteklemiş olur. Bodin, papalık idaresine karşı ulus devlet fikrinin öncü savunucularındandır. Kısaca Colloquium olarak bilinen 1588 tarihli yapıtında ise doğruluğun doğası üzerine yedi eğitimli kişi arasında geçen bir konuşmayı konu edinmiştir. Bunların; • Biri bilim filozofu, • Biri Kalvenist, • Biri Müslüman, • Biri Pagan, • Biri Katolik, • Biri Yahudi, • Sonuncusu ise kuşkucudur. Hepsi de felsefe eğitimi almış olan bu kişiler, konuşmanın sonunda, temsil ettikleri inanç sistemlerine bağlı insanların birbirleriyle uzlaşıp uyum içinde yaşayabilecekleri sonucuna varırlar. Leibniz, bu yapıt nedeniyle Bodin’i Batı dünyasında dini toleransın kurucularından biri olarak övmüştür.