SİYASET SOSYOLOJİSİ Dersi OTORİTE, SİYASAL İKTİDAR VE MEŞRULUK soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Jean Jacques Rousseau’nun toplum sözleşmesi hangi düşüncelere dayanır?


CEVAP: Rousseau, bireyin toplumu öncelediğine ilişkin doğal hukukçu görüşe karşı çıkarak, toplumun bireyi öncelediğini ileri sürer. Rousseau, birey merkezli toplum anlayışına karşı çıkarak, insanın doğası gereği toplumsal bir varlık olduğunu kabul eder. Buna göre, toplum verilidir ve bireyler, zihni ve ahlaki meziyetlerini toplumdan aldıkları, toplumsal yaşam içerisinde insan oldukları için, birey ancak toplum içerisinde anlamlıdır. Rousseau, doğaya içkin bir hukukun ve adaletin bulunduğu ve buna bağlı olarak bütün insanların doğal birtakım hak ve özgürlüklere sahip oldukları yönündeki doğal hukukçu görüşe de aynı nedenle karşı çıkar. Rousseau’ya göre, tıpkı birey gibi, hukukun, hakkın, adaletin ve özgürlüğün varlığından bahsedilebilmesi için de, öncelikle doğru bir toplumun varlığı gereklidir. Rousseau bu toplumu, bireysel iradelerin genel iradeye devredilmesi ve siyasetin tek meşruiyet ölçütü olarak bu iradenin kabul edilmesini esas alan toplum sözleşmesine dayandırır. Bu durumda Rousseau’nun doğal hukuku bir meşruiyet ilkesi olarak kabul etmeyeceği de açıktır. Rousseau, ortak yaşamın düzenlenmesinde, toplumun iradesinin (genel iradenin) ürünü olan ‘pozitif’ hukuku referans mercii olarak alır. Başka bir ifadeyle, Rousseau, siyasetin meşruiyet ilkesi olarak, doğal hukukun yerine genel iradeyi koyar. Rousseau’ya göre, iyi ya da doğru toplum, genel iradenin ifadesini bulabildiği yasalarla yönetilen toplumdur. Rousseau’ya göre, genel iradenin ifadesini bulabilmesi, ancak bireylerin karar alma süreçlerine katılımı yoluyla mümkün olduğu için, doğru (meşru) siyasal düzen doğrudan demokrasinin yürürlükte olduğu siyasal düzendir. Rousseau’nun genel irade kavramı demokratik rejimlerde meşruiyet ölçütü olarak karşımıza çıkan halk iradesi ve milli irade gibi kavramların da felsefi zeminini oluşturmuştur.