SORU: Kant’a göre güzel ile yüce kavramları arasındaki ilişki hangi yönleriyle ilişkili, hangi yönleriyle farklıdır?
CEVAP: Kant, bu konuyu ele alırken güzel ve yüce kavramları arasında ayrım çizer. Ona göre, doğal güzellik nesnenin biçimiyle ilgiliyken; yüce, biçimsiz nesnede bulunur (Kant, 2011:101). Doğal güzellik için kendi dışımızda bir temellendirme zemini aramayız çünkü o duyumumuza ve hazza dayanır. Buna karşın, duyuların nesnesi olabilen hiçbir şeye yüce denemez. Kant’ın kendi ifadesiyle; “gerçek yücelik yalnızca yargılayanın anlığında aranmalıdır, ...doğa nesnesinde değil” (Kant, 2011: 115). Buna göre, yüce doğanın bir özelliği değil de insan aklının bir özelliğidir. Bu, doğada yüce şeylerin bulunmadığı anlamına gelmez. Tam aksine, Kant yüceye örnek verirken genellikle doğal varlıklardan ve oluşumlardan söz eder. Yüce olarak nitelendirdiğimiz şeylerin çoğu doğada bulunsa da yücelik duygusu aklın kendi içinde ortaya çıkan bir yaşantıdır. Yıldızların, gökyüzünün, yanardağ patlamasının, fırtınanın, dehşet bir selin insanda yarattığı heyecanın kaynağı akılla onu sonsuz derinliklerinde takip edemeyen hayal gücü arasında ortaya çıkan çatışmadır.