BİREYSEL İŞ HUKUKU Dersi Kıdem Tazminatı soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Kıdem tazminatının Türkiye’deki işlevini, onun tarihsel yapısı dikkate alarak değerlendiriniz.


CEVAP:

Kıdem tazminatının Türkiye’deki işlevi, onun tarihsel yapısı dikkate alındığında değişim ve ge- lişim göstermiştir. 1936 yılında kıdem tazmi- natını hukukumuza dâhil eden 3008 sayılı ilk İş Kanunu’nda yer alan ifadeler, kıdem tazminatının ikramiye olarak nitelendirilmesini güçlendiren bir üslup olarak değerlendirilmiştir. Buna göre “bi- limum işçiler hakkındaki fesihlerde, 5 seneden faz- la olan her bir tam iş senesi için ayrıca 15 günlük ücret tutarında tazminat dahi verilir” (m.13, f.6). Kanunu takip eden dönemde verilen bir içtihadı birleştirme kararı da bu görüşü destekler nitelikte görülmüştür (Yarg. İBK. 3.11.1948, 11/7).

Ancak daha sonraki gelişmeler kıdem tazmina- tının bir işsizlik tazminatı olarak görülmesine ne- den olmuştur. Nitekim 931 sayılı İş Kanunu’nun gerekçesinde yer alan ifadeler bu anlayışı destekler niteliktedir. Kanun’un gerekçesindeki işsizlik taz- minatı anlayışı, Yargıtay kararlarına da etki etmiş ve Yüksek Mahkeme de o dönem verdiği bir ka- rarında kıdem tazminatının İş Kanunu tarafından öngörülen bir işsizlik tazminatı olduğunu belirt- miştir (Yarg. 9HD. 31.12.1965, 10578/10295).

Kıdem tazminatı 1475 sayılı İş Kanunu dö- neminde iş güvencesi sağlayan bir yapı olarak da değerlendirilmiştir. Anılan kanunu 1975 yılında değiştiren 1927 sayılı Kanunun gerekçesinde yer alan, “...kıdem tazminatı müessesesinin işçilerin gelir ve iş güvenliğini sağlayıcı ve keyfi işten çıkarılma iş- lemlerinin işçi aleyhine doğurduğu sonuçları giderici niteliği yanında...” ifadesi, bu işleve işaret etmekte- dir. Nitekim öğretide, aynı kanun değişikliği ile kı- dem tazminatına hak kazanabilmek için daha önce aranan üç yıldan fazla çalışma koşulunun bir yıla indirilmesi ve her yıl için onbeş günlük ücret tu- tarında öngörülen tazminat miktarının otuz güne çıkarılması da, gerekçede belirtilen bu düşüncenin bir ürünü olarak görülmüştür.

Dolayısıyla tarihi seyri içinde kıdem tazminatı, hem kıdemi ödüllendiren bir ikramiye hem işsizlik sigortası hem de iş güvencesini sağlayan bir öde- me hâlini almıştır. Zaten sosyal tarafların kıdem tazminatına ilişkin görüşlerinde de tazminatın bu fonksiyonlarına temas edildiği, değerlendirmelerin bu nitelikler üzerinden yapıldığı görülmektedir. İşçiler ikramiye niteliği taşıyan, iş güvencesine hiz- met eden ve işsizlik günlerinde işçiye katkı sağla- yan kıdem tazminatının küçültülmesini kabul et- memekte; işverenler ise işsizlik sigortası alan işçiye kıdem tazminatının tam olarak ödenemeyeceğini,

iş güvencesinin yasayla getirildiğini, kıdem tazmi- natının bu fonksiyonlarını yitirdiğini, o sebeple de yeniden yapılandırılarak küçültülmesi gerektiğini savunmaktadırlar.