SOSYAL HİZMETE GİRİŞ Dersi 21. YÜZYILDA TOPLUMSAL DEĞİŞME SÜRECİNDE SOSYAL ÇALIŞMA ÜZERİNE DEĞERLENDİRME soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Küreselleşmenin sosyal çalışmaya etkisi nedir?


CEVAP:

Küreselleşme 21. yüzyılda bilindiği gibi yeni sorun alanları inşa ediyor. Yoksul insan gruplarının küresel hareketliliği iç savaşlarla birlikte modern düzenin endişe duyduğu en etkili sosyal sorun haline geldi. Sosyal çalışma mesleğinin hedef kitlesinde yer alan mülteciler, sığınmacılar, yabancılar, dışlananlarla ilgili yaşananlar küresel vicdanda yeni arayışları beraberinde getiriyor. Ne var ki durum pek de sağlıklı görünmüyor. Bauman (2016, 327)’ın yasa ve düzenin sürekli gündeme taşınması açısından küreselleşmenin yeni yüzlerini ele alış biçimiyle: Suçla mücadeleye ve suçluların yakalanmasına, ya da kuşkulu, güvenilmez ve dolayısıyla korkulan ögelerin, genellikle yabancıların, farklı veya dışa kapalı gelenekleri ve yaşam tarzları bulunan ve günümüzde, geçmişin ‘tehlikeli sınıflar’ının veya ‘kirleten ırkları’nın bıraktığı yerleri dolduran insanların denetimine, mobilitenin hızla katmanlaşmanın, ayrıcalığın ve ayrımcılığın en önemli faktörlerinden birine dönüştüğü bu çağda yasa ve düzen kaygılarının giderek büyüyen bir bölümü, gittikçe daha yabancı, düzensiz ve değişken hale gelen ‘Umwelt’e (çevre) karşı dağınık korkuların yoğunlaştığı, sinsice dolaşanlar, takipçi sapıklar, gezginler, göçmenler gibi tiplere odaklanıyor; polisin güçlendirilmesine, hapis cezalarının uzatılmasına, hapishanelerin sağlamlaştırılmasına, idam cezasına ve bunun yanı sıra ‘sakıncalılar’ın tecridine, sınır dışı edilmesine, tüm bunlara ve mekân değişkenliğinin tuhaf, itici, rahatsız edici yaşantılarına karşı diğer varsayımsal çarelere… Küreselleşme sürecinde devlet, sosyal işlevlerinden arındırılıyor. Tıpkı bir gece bekçisi olması isteniyor. Şimdi bir gece bekçisi ne yapar? Görece karanlık bir yerde oturup sıkıntıdan parmaklarıyla oynar, uykuya dalmadığı zamanlarda ara sıra copunu ya da silahını evirip çevirir ve bekler. Görevi, mülk çalmak isteyen yabancıları uzak tutmaktır. Bunu da aslen sadece orada bulunarak yapar. Burada işin temeline, mülkiyet haklarını güvence altına almaya yönelik, her yerde rastlanan talebe gelmiş oluyoruz. Eğer elinizde tutamayacaksanız sermaye biriktirmenin anlamı yoktur. Küreselleşme süreci 21. yüzyılın ekonomik, sosyal, kültürel işleyişinin anlaşılmasında bizlere çok fazla veri sunmaktadır. Özellikle ekonominin mekânsız ve esnek hareketliliği sosyal ve kültürel yapılardan tutun da mikro milliyetciliğe kadar çok çeşitli alanlar açmıştır. Konumuz açısından baktığımızda küreselleşmenin toplumsal sonuçlarının aslında olumlu özellikler sergilemediğidir. Küreselleşmenin en radikal tepkisi ulusdevletlere-sosyal devlete-milli ekonomilere verdiği zararlar ve ortaya çıkardığı sosyal sorunlarla irdelenebilir. Örneğin yoksulluk küreselleştiği gibi sosyal devlet mekanizmasının işlevsizleşmesi, kamu kaynaklarının kısıtlanması, sosyal hizmetlere gereksinim duyan insan gruplarının sayısını artırmıştır. Bu nedenle sosyal çalışma uygulamaları günümüz toplumları için daha yaşamsal bir yön almıştır.