SANAT TARİHİ Dersi Tarih Öncesi ve İl Çağ'da Anadolu, Mezopotamya ve Eski Mısır Sanatı soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Mısır Uygarlığında Piramitler hakkında bilgi veriniz?


CEVAP:

Mısır mimari sanatı içinde en görkemli yapıları anıtsal mezarlarla tapınaklar oluşturmaktadır. Dünyanın yedi harikası içinde yer alan piramitler, Mısır insanının yaşama ve yaşam sonrasına bakışı ile ilgili olarak firavunlar için yapılmış anıtsal mezar yapılarıdır. Mısır’da piramit mimarisi birdenbire başlamamış, ölülerini koruma ve gömme âdetlerinin yerleşmesi ve bunların mekânların içlerine yerleştirilmesi geleneğinin oluşmasından sonra ortaya çıkmıştır. Mısır’da basit toprak altı gömüden farklı olarak ölülerini bir mekânla sınırlama ve etrafına hediyeler koyarak gömmenin erken örnekleri mastabalardır. Toprak yüzeyinin üzeri ve etrafı taşlarla örülü olan mastabalarda, görünen yüzeyin altında bulunan asıl mezar odasına merdivenle inilmektedir. Bu yapıların piramit mimarisinin ve ölü gömme geleneğinin oluşturulmasında etkin rolü bulunmaktadır. Eski Kralık’ta inanca göre, firavun öldüğünde gökyüzündeki günlük geçişi sırasında Ra ile birleşerek tanrılaşıyor, ruhu, halkıyla tanrılar arasında bir aracı, onların tanrıyla tek bağı oluyordu. Firavunun Ra’ya uygun bir şekilde ulaştırılması herkesin yararına olacağından, tarlalarda çalışmanın durduğu sel zamanlarında kamusal bir projeyi gerçekleştirmek amacıyla kırk eyaletin her birinden Giza’ya gelen gönüllü işçilerle piramit inşası gerçekleştiriliyordu (Roth 2000:240).Eski Krallık Dönemi, üçüncü hanedanlık zamanında Firavun Zoser ile onun mimarı ve başbakanı olan İmhotep tarafından başkent Memphis’in güneyindeki Sakkara’da bir mezar kompleksi inşa edilmiştir. İmhotep, o zamana kadar kraliyet yapılarında kullanılan ağaç gövdeleri, çamur tuğlaları ve saz demetlerinin yerine kireç taşını kullanmış ve gerçek anlamda piramiti icad ederek mimariye iki büyük yenilik getirmiştir (Roth 2000:233). İmhotep’in inşa ettiği piramit, merdiveni andıran görüntüsünden dolayı basamaklı piramit olarak adlandırılmıştır. Bu ilk piramit örneği, Mısır’da, anıtsal mezar yapısı geleneğini başlatmıştır. Basamaklı ilk piramitten sonra Eski Krallık Dönemi’nde Giza, Sakkara arasındaki bölgede irili ufaklı 70 kadar piramit inşa edilmiştir.Bu piramitler arasından özellikle Giza üçlüsü, piramit yapımının bir daha aşılamayan doruk noktasını oluştururlar. Bu dev kütlelerin her birisi, Kutup Yıldızı’na ve güneşin dikey eksenine doğru kusursuzca hizalanmıştır. İlk yapılan piramit en kuzeydeydi ve üçünün en büyüğüydü. Dördüncü hanedanlık (MÖ 2680-2560) zamanında Herodotes’un Keops dediği ikinci firavun Khufu için yapılmıştı. Güneye düşen bir sonraki piramit Herodotes’un Kefren dediği üçüncü firavun Khufu’nun oğlu Khafre; ortadaki piramidin güneybatısında yer alan sonuncu ve en küçük piramit ise Herodotos’un Mycerinus dediği Khafre’nin oğlu Menkare tarafından yaptırılmıştı (Roth 2000:235). Bunlardan 231 m genişlik ve 146 m yüksekliğindeki Keops piramidi insanoğlunun inşa ettiği en büyük yapıdır.  Piramitlerin mezar odası ve tapınak bölümü olmak üzere iki ana bölümleri bulunur.Piramitler sadece taşların üst üste dizilmesi ile değil, oldukça sağlam geometrik, aritmetik ve teorik alt yapı üzerine inşa edilmişlerdir. Bütün piramitler kareye yakın bir taban üzerine kurulmuş, bütünlüğü bozmayacak küçük sapmalar göz ardı edilmiştir.Piramitlerin inşasında büyük taş blokları harç kullanılmadan üst üste yükseltilirken herhangi bir kaymayı ve yıkılmayı önlemek için belli açılar uygulanmıştır. Bütün piramitlerde kenarlarının tabanla yaptığı iç açılar 51- 53 derece arasındadır. Bu da piramitlerin tepeye doğru aynı eğimle düzgün bir şekilde yükselmelerine neden olmaktadır.