İLKÇAĞ FELSEFESİ Dersi Antik Yunan Mitolojisi ve Felsefe soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Mitolojik düşünme nasıl olur?


CEVAP:

Mitolojik düşünme elbette evren olayları, yani evrendeki durumlar, ögeler, dönüşüm ve değişimler arasında birtakım bağlar kurmak durumundadır. Fakat mitolojide bu bağlar genellikle çok gevşek biçimde kurulmuştur. Bu yüzden bilimsel düşünme biçiminde iyice alışmış olduğumuz sıkı nedensellik bağlarına mitolojik düşüncede rastlamak çok güçtür. Bunun yanı sıra mitoslar, evrendeki her şeyi kişileşmiş ve canlı olarak görürler. Onların gözünde evrendeki her şey, her obje ya da varlık bir “sen” dir. Mitolojik düşünmede ögeler arasında kurulan bağ bir “ben” ve “sen” bağına indirgenebilir. Bu bağ, birbirini bağlayan iki varlıktır. Mitolojik düşünmede tabiatla konuşulur, diyalog kurulur, ona saygı duyulur. Fakat modern düşünmede ‘ben-sen bağı’ yoktur, ‘ben-o bağı’ vardır. O, cansız olarak görülür ve benim irademin üzerinde iş göreceği malzeme olarak değerlendirilir. Mitolojik düşünmenin özü, içinde yaşanılan evrene, doğaya, çevreye saygılı olmaktır. Bu da her şeyden önce, bu evrenin dayandığı kuralları bilmeye ve onlara saygı duymaya dayanır. Bu düşünmede, nedenler fazla söz konusu edilmez. Daha çok, içinde bulunulan toplumun teorik-varlıksal sorunlarına cevap verilir. Onlara, bir evren tablosu sunulur. Bu evren tablosunun yanı sıra insanlara, kendilerinin ne olduğunu da söyler, onlara dünyadaki anlamlarının ne olduğunu gösterir. İnsanların toplumsal ilişkilerde nasıl davranması gerektiği, ele alınan konulardan bir diğeridir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde mitos, bir yaşama tarzıdır. Nerede mitolojik düşünme varsa orada bir hayat vardır. Mitoslar, toplumdaki her türlü duruma ve olası probleme başlangıçtan çözüm bulur. O hâlde mitoslar da düşünen ve evren hakkında sorular soran insan aklının ürünleridirler ve bu aklı ikna ettikleri sürece etkinliklerini korumuşlardır. Ne zaman ki mitoslar insanın sorgulayıcı aklının ürünü olan sorulara ikna edici yanıtlar veremez olmuştur, o zaman Yunan insanı bu soruları başka araçlarla yanıtlama yoluna gitmiştir. İşte felsefe, mitosların yetersiz kaldığı, evren olaylarını, insanın değişen toplumsal gereksinimlerini karşılayamaz olduğu bu noktada, belli bir zorunluluktan dolayı ortaya çıkmıştır. Her ne kadar mitolojik esaslı düşünme her düşünme gibi bize varlık, hayat, ahlak, doğa, ölüm, din gibi konularda cevaplar verse de, yani mitolojide de düşünme dediğimiz etkinlik rol oynasa da bu temel sorularla ilgili olarak mitoloji “Varlık nedir? Hayatın anlamı nedir? Ölüm nedir?” diye sormaz. Bunların cevapları mitolojiler için çok açıktır ve bu yanıtların sorgulanması da beklenmez. Bu özellikleriyle mitoloji uzun süre gücünü ve etkinliğini korumuşsa da MÖ 8.-5. yüzyıllar arasında eski gücünü giderek yitirmiş, âdeta çöküş sürecine girmiştir. Bu yüzyıllarda artık insanları tatmin edecek bir düşünme çerçevesi kalmamıştır. Buna paralel olarak, Eski Yunan şehir devletlerinde yeni bir gelişme ortaya çıkmıştır.