BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR I Dersi Natüralizm (Doğalcılık)-Parnasizm soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Natüralizmde insan kavramı nasıldır?


CEVAP:

Natüralizm, Aydınlanma Çağı’nın sınırlı olmasına rağmen aklıyla ve eğitimle kusursuzluğa erişip ruhunun kurtuluşunu sağlayabilen insanı yerine, evrimin daha ilk basamaklarında içgüdülerinin çoğunu kaybetmiş, fakat bu eksikliği giderecek akla erişememiş insanı sanata konu eder. Natüralizmin insan kavramı, romantik insan kavramına da karşıdır. Romantikler, demokrasinin toplumun tabanına ve imtiyazsız sınıflarına yayılmasını isterken, bir yandan soylu aristokrat kavramını geliştirmişler, bir yandan da sebep sonuç zincirini kırarak tanrılaşan insan kavramını yaratmışlardır. Natüralist yazarlardan Balzac’a göre insan, hayvan gibi, kendi çevresinin mahsulü ve ona göre ferdi özellikler geliştiren bir varlıktır.

Natüralizm insanı, hem evrimsel kalıtım özellikleri hem de toplumun değişmez yasaları içerisinde iradesiz bir varlık olarak tasavvur eder. Zola’nın fizyolojik insan tanımlaması, insanı sürekli bir biçimde çevrenin denetiminde görmesi ile ilgilidir. Kalıtım özellikleri ise insanı tahdit eden bir diğer mekanizmadır. Hür iradeye sahip olduğunu düşünen insan aslında atalarının genetik mirasını taşımakla yükümlü ve her ne olursa olsun bu ilkel benlikten kendini kurtaramayan aciz bir varlıktır. Hür irade diye bir şey yoktur. İnsan çevre ve kalıtımın arasında sıkışmıştır. Zola’nın Rougon-Macquart’larda sergilemek istediği tam da budur. Bir ailenin beş kuşaklık serüvenini anlatmak istediği bu seride yazar, tutku, şehvet, arzu, hırs gibi birtakım temel duygularda aile bireylerinin kalıtım nedeniyle kuşaklar geçse de nasıl birbirine benzediklerini ortaya koyar.