XVII. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI Dersi XVII. Yüzyılda Yenilik Arayışları ve Nefî soru detayı:
SORU:
Nefi 'Allah bağışlasın, ne mübarek yüzlü at ki cihanın sultanı onun adını Bâd-ı sabâ koymuş.' kasidesinde ne anlatmak istemiştir?
CEVAP:
Allah bağışlasın, ne mübarek yüzlü at ki cihanın sultanı onun adını Bâd-ı sabâ koymuş.
Beğenilen, arzu edilen varlıkları nazardan korumak için “maşallah ve barekallah” gibi kalıplaşmış dua sözcükleri günlük konuşma dilinde sıkça kullanılır. Nefî de “barekallah” ibaresiyle başladığı kasidesinde IV. Murat’ın Bâd-ı Sabâ adını verdiği atının güzelliği karşısında hayranlık duyguları içinde olduğunu sezdirmektedir. Padişahın atları içinden Bâd-ı Sabâ’yı ilk başta anarak divan şiirinin bu terkip etrafında oluşan hayallerini devreye sokmak niyetindedir. Bâd-ı sabâ (sabah rüzgârı, seher yeli) halk ve divan şiirinde sevgiliyle âşık arasında postacı, gül ile bülbül arasında iletişimi ve etkileşimi sağlayan doğa unsuru olarak geçer. Padişahın atına bu adı vermesi, sözün şiirselliği kadar atın ataklığıyla da ilgilidir.