TÜRK TİYATROSU Dersi KENTLERDE GELİŞEN TİYATRO GELENEĞİMİZ KARAGÖZ- ORTAOYUNU-MEDDAH soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Ortaoyununda oyun düzeni nasıldır? 


CEVAP:

Ortaoyunu her yerde oynanabilen, mobilize bir oyun olduğu için, oyun düzeni de ona göre biçimlenmiştir. Ortaoyunu’nun oynandığı yerler, yaz aylarında, halkın tercih ettiği mesire yerleri, kış aylarında hanlar, Osmanlı şenliklerinde, şenlik alanında belirlenmiş uygun yerlerdir. Özellikle Ramazan aylarında, İstanbul’un temâşâ yaşamının merkezi Direklerarası da Ortaoyunu mekânlarından biridir. Oyun alanının tamamına Merg-i Temâşâ-Temaşa Çayırı denilir. Oyun yeri ise Palanga ismini alır. Ortalama otuz arşın genişliğinde, yirmi arşın derinliğinde (arşın: yaklaşık 68 cm.), kimi zaman yuvarlak ya da yumurtamsı, kimi zaman da dört köşe biçimindedir. Seyirciyle oyun alanı yere çakılmış kazıklara ip dolaştırmak suretiyle ayrılmıştır. Seyirciler meydanın çevresinde oturur. Dekor iki paravandan ibarettir. Biri çoğunlukla ev yerine kullanılan Yeni dünya, diğeri de Kavuklu’nun iş yaptığı dükkânı simgeleyen küçük paravandır. Yeni dünya yaklaşık 1.5 m. yüksekliğinde, iki, üç ya da dört kanatlı olabilen, ortası açık, üstü ve altı kafesli bir paravandır. İki paravanla günün her saati, dünyanın her yeri, istenilen mekân ve zaman gösterilebilir. 

Ortaoyunu’nda değişmeyen tek aksesuvar Pastav ya da ŞakŞak denilen Pişekâr’ın elinde tuttuğu çift kollu, silkelendiği zaman ses çıkartan bir araçtır. Meddahın çevgân denilen sopası gibi şakşak da, Pişekâr’ın oyunun kurucusu olduğunu belirttiği gibi, oyunu yönetmek, yürüyüşü ve yönelişi imlemek, oyunculara işlerini bildirmek, seyircileri uyarmak, ses etmenleri yerine kullanmak gibi işlevlerinin yanında, vurduğu yeri acıtmadığı için bir güldürme yöntemi olarak da kullanılır. Her oyunun konusuyla ilgili ufak tefek araç-gereçler, kişilerin ellerinde tuttuğu aksesuvarlar kullanıldığı da olur. Ortaoyunu’nda özel bir sahne aydınlatması kullanılmaz. Gündüz oynandığında gün ışığından, gece meşale ya da cam fener, son döneminde lüks lambalarından yararlanılır (Türkmen: 38). 

Meddahların hikâye motiflerinden biri kahvehane yaşamı olduğu gibi, gösteri yerleri de, önce Bursa’nın, sonra İstanbul’un o renkli kahvehaneleridir. Meddah çoğunlukla bir yükselti üzerinde, dışarıdakilerin de duyması için, açık bir pencerenin yakınında oturarak hikâyesini söyler. Meddah anlatımının temelini “taklit” oluşturduğu için, çeşitli tipleri taklit ederken kullandığı iki aracı vardır. Biri boynuna doladığı mendili Makreme, diğeri de anlatı düzenini kurmak için kullandığı Değnek’tir. Meddah değneği aynı zamanda ses ve görüntü etmeni olarak da kullanır. Kimi zaman saz, süpürge ya da tüfek, kimi zaman da kapı sesi, ayak sesi vb. ne dönüşür değnek. Makreme ve değneğin, meddahlığın Arap kaynağından gelen simgesel anlamları da vardır. Makremeye İslam kültüründe Şedde denir. İslam dinine hazır olma sembolü tuğ ve süngünün kaynaşmasından meddahın değneğine
gelindiği söylenir. (Nutku, 1997: 51, Lytko, 1995: 34).