ÇOCUK GELİŞİMİNDE ALAN ÇALIŞMALARI Dersi Yaşam Alanları ve Çocuk Psikolojisi soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Ölüm olgusu ve çocuk psikolojisi üzerindeki etkisi
nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Çocuklar, ölümle çok küçük yaşlardan itibaren
ilgilenmeye başlar. Anne-babanın konuşmalarını
dinleyerek, ölüm haberlerini duyarak ve ölü hayvanları
görerek sorular sorar, bir anlam çıkarmaya uğraşırlar.
Ancak çok etkilenmiş görünmezler. Genellikle beş yaştan
önce “ölüm, ölmek, ölmüş” gibi sözler tam kavranmadan,
duygulanım olmadan söylenir. Üç-dört yaşları için ölüm,
uzun bir ayrılık ya da dönüşü olmayan uzun bir
yolculuktur. Bu yaşlarda ölümün yalnız canlılar için değil
cansızlar için de olabileceğini çocuk anlamaya başlar. Üç
yaşında bir çocuk “bir adam ölmüş, sonra da evi ölmüş”
diyebilir. Bu yaş çocukları yere yatarak ölmüş gibi yapar
sonra da ayağa fırlayıp “ben canlandım” der. Dört yaşında
bir çocuk kafesinden ölmüş bir kuşu, “anne bak kuşumuz
ölmüş” diye doğru olarak bildirebilir. Ancak biraz sonra
“neden kalkmıyor, kalksın artık, ilaç verelim de iyileşsin”
diyebilir. Beş yaşlarında ölüm, uzun bir uyku ile eş anlama
gelir ve yavaş yavaş korkutucu olmaya başlar. Çocuk,
anne-babasının ölüp ölmeyeceğini sık sık sorar. Eğer aile
çocuğu yatıştırmak için ölümün uykuya benzediğini
söylemişse bazı çocuklar yatağa yatmaktan, uykuya
dalmaktan korkabilir. Genellikle sekiz ve on yaşlarında
ölümün yaşamın geri dönülmez bir sonu olduğu gerçeğini
çocuklar benimsenmeye başlar. Yetişkinlerden çok farklı
olarak küçük çocukların yas tutma yetenekleri sınırlıdır.
Çocuk, yetişkin gibi uzun süre üzüntülü ve acılı kalamaz,
içinden ne kadar tedirgin olsa da yaslı görünümü yoktur.
Çocuğun yas dönemini sağlıklı geçirmesi sürecinde
çevresindeki yetişkinlere birçok sorumluluk düşmektedir.
Dokuz on yaşlarından ergenliğe kadar uzanan dönemde
hayali düşünceler devam eder zaman içinde çocuk ölümün
tamamen geri dönüşü olmayan, tüm canlı varlıklarda
görülen bir şey olduğunu kavramaya başlar. Teorik olarak
ölümle ilgilenmeye başlar. Cenaze törenlerine ilgi
duyarlar. Kendi aileleri ve yakın çevreleri için
endişelenmeye başlarlar. “Ne oldu?” sorusunu sıklıkla
sorarlar. Yaşama ve ölüme felsefi bir bakış açısıyla
yaklaşır. Ergenlikte özellikle yaşamın anlamı sorgulanır.
Bazı ergenler ölüm korkusunu engellemek için yaşam
şekillerinde değişiklik yapar. Ergenlik dönemindeki
kayıplar kimlik gelişimi açısından oldukça önemlidir.
Ergen bu dönemde kendini kabul, benlik saygısı düzeyini
belirlerken varoluşunu da sorgulamaya başlayabilir.