SORU: “Ousia” kelimesini tanımlayarak, Eriugena’nın bu kavrama bakış açısını tartışınız?
CEVAP: Ousia kelimesi karmaşık bir kelimedir. Aristoteles bu kelimeyi iki farklı anlamda kullanmaktaydı. Kategoriler ’de ousia’yı “birincil ousia” ve “ikincil ousia” olarak dile getiren Aristoteles’e göre ilki, Sokrates, Kallias gibi bireyler için, yani işaret edilebilenler için; ikincisi ise “iyilik”, “güzellik” gibi tümel olana kavramlar için kullanılmalıydı. Ortaçağın başlarında, Boethius, birinci anlamıyla ousia için Latincede “substantia”yı, ikinci anlamı için de “essentia”yı kullanmaya başlamıştı. Bu ayrım daha sonra Batı dillerine de geçmiştir. Eriugena’ya göre “ousia” “eimi” fiilinden türetilmiştir. Eimi fiili “ben-im” anlamına gelmektedir. Bu fiilin eril sıfat fiili “hon” dişili ise ousia’nın ortaya çıktığı “ousa”dır. Füsis kelimesi ise Grekçedeki “füomai” yani “doğuyorum”; “ekiliyorum” ya da “meydana getiriliyorum” karşılıklarına sahiptir. Buradan hareketle denilebilir ki, kendi akılsallığı içinde devamlılık gösteren her varlık bir ousiadır. Bununla birlikte, herhangi bir şekilde bir maddesellik katılımı gerçekleştiğinde o bir “füsis”tir. Latinlerde de, tıpkı Greklerde olduğu gibi “essentia” “natura” karşılığında; “natura” da “essentia” karşılığında kullanılmaktaydı.