İDARE HUKUKUNA GİRİŞ Dersi İdârenin Denetlenmesi ve Mâli Sorumluluğu soru detayı:
SORU: Özel Denetim Kuruluşlarınca Yapılan Denetimi detaylı olarak açıklayınız.
Özel Denetim Kuruluşlarınca Yapılan Denetimi detaylı olarak açıklayınız.
CEVAP: Özel yetkili denetim kuruluşları tarafından idâre üzerinde yapılan denetime özel denetim den- mektedir. Özel denetim, vesayet makamı olmayan ve denetim konusunda uzman birimler tarafından yapılmaktadır.
Türkiye’de özel denetim yapan uzman kuruluş- lar, Devlet Denetleme Kurulu, Sayıştay, Kamu De- netçiliği Kurumu, Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu ve İnsan Hakları Kurumudur. Bunlardan Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu aynı za- manda dolaylı siyasî denetim yaptıkları için “do- laylı siyasî denetim” başlığı altında ele alınacaktır.
Devlet Denetleme Kurulunca Yapılan Dene- tim: Devlet Denetleme Kurulunun kuruluş yasası, 703 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılmış, Anaya- sa değişikliğine uygun olarak, 5 Sayılı Cumhurbaş- kanlığı Kararnamesiyle, yeni hükümet sistemine uygun olarak yeni baştan düzenlenmiştir.
Birinci ünitede ifade edildiği üzere, Cumhur- başkanının Anayasada öngörülen yetkilerini kul- lanma ve görevlerini yerine getirme konusundaki en önemli aracı, Devlet Denetleme Kurumu’dur.
Anayasanın 108. maddesine göre İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekil- de yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kuru- lan Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşların- da, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetle- meleri yapar. yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışındadır..
5. sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesine göre Devlet Denetleme Kurulu, Cum- hurbaşkanlığına bağlı üst denetleme organıdır. Kurul; Başkan ve sekiz üyeden oluşan Kurul Karar Organı ile denetim ve soruşturma grupları, Kurul Sekreterliği ve ona bağlı idari birimlerden oluşur. Devlet Denetleme Kurulunun görevleri, aynı Ka- rarnamenin 4. maddesinde ayrıntılı olarak düzen- lenmiştir.
Cumhurbaşkanı, devletin başı olarak bu kurul sayesinde idâre cihazının yanında, bazı sivil toplum kuruluşlarını da denetleyebilmekte ve belirlediği ölçütler doğrultusunda yönlendirebilmektedir.
Kurul kendiliğinden araştırma ve inceleme ya- pamaz, Cumhurbaşkanı tarafından açıkça görev- lendirilmesi gerekli ve zorunludur.
5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi- nin 16. maddesine göre Devlet Denetleme Kurulu;
çalışmaları sonucunda denetim raporu, inceleme raporu, araştırma raporu, ön inceleme raporu, so- ruşturma raporu, disiplin soruşturması raporu ve ivedi durum raporu hazırlar.
Parlamenter sistem dönemimizde, DDK’nin raporu, kamu kuruluşlarını bağlayıcı bir karar de- ğildi. Fakat Cumhurbaşkanlığı sistemi dönemimi- ze, 5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 19. ve 20. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, DDK raporları bağlayıcı ve sonuç doğurucu nite- likte olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nca Ya- pılan Denetim: 4982 sayılı Kanunun 14. madde- sinin 2. fıkrasına göre Bilgi Edinme Değerlendir- me Kurulu; birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya do- çent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Baro- lar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sa- hip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasın- dan Cumhurbaşkanınca seçilecek dokuz üyeden oluşur.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, ger- çek ve tüzel kişilere, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları- nın sahip oldukları her türlü bilgi ve belgeye erişim hakkı amacıyla başvuru yapma hakkını tanımıştır. Bilgi edinme başvurusu, idâre tarafından reddedi- len başvuru sahibi, idarî yargı yoluna başvurmadan önce, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün için- de Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuruluna itiraz edebilir. Kurula itiraz, idarî yargıya başvuru süresi- ni durdurur. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu kararları, idarî açıdan bağlayıcıdır. Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun bu kararı ile idârenin bilgi verip vermeme konusundaki kararı denetlenmiş olur (Gözler, 2009, s.808).
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca Yapılan Denetim: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kuru- mu Kanununun 8. maddesine göre kurulan İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Bu (6701 sayılı) Ka- nunla ve diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz, Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakan ile ilişkili Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmuştur. Cumhurbaşkanı bu teşkilatın yöne- timi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü hallerde bakan vasıtasıyla kullanabilir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, iki organdan oluşmaktadır. Bu organlar; Türkiye İn- san Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığı ve Tür- kiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu’dur.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun görev ve yetkileri, anılan Kanunun 9. maddesinde düzenlen- miştir. Bu madde dikkatle incelendiğinde, Kuru- mun görev alanı hem yatay insan hakkı ihlallerini, hem de dikey insan hakkı ihlallerini araştırmak ve denetlemekle görevli olduğunu görmekteyiz. 6702 sayılı Kanunda İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na verilen görevler arasında doğrudan doğruya idâre üzerinde denetim yapma yetkisinden açıkça söz edilmemektedir Fakat özellikle 9. maddenin 1. fık- ranın (f ) bendindeki “İnsan hakları ihlallerini resen incelemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçla- rını takip etmek” hükmü; (g) bendindeki “Ayrım- cılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine in- celemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçlarını takip etmek” hükmü ve ikinci fıkrasındaki “Kamu kurum ve kuruluşları ile görevliler, birinci fıkranın (j) bendi kapsamındaki ziyaretler sebebiyle gerekli yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır” hükmü bir arada değerlendirildiğinde, dikey insan hakları ihlallerinde idarenin kurum tarafından doğrudan denetlendiğinin sonucu ortaya çıkmaktadır.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, idâre tarafın- dan gerçekleştirilecek işkence, ayırımcılık ve insan hakları ihlalleri konusunda bir dış idârî denetim gerçekleştireceğine göre, bu kurum da özel denetim kuruluşu olarak kabul edilmelidir. Ancak, insan hakları ihlallerini, ayırımcılığı ve işkenceyi, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri de gerçekleştire- bileceği için İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun gerçekleştireceği denetimin kapsamı, diğer özel denetim kuruluşlarının görev kapsamından daha geniştir. Çünkü İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, idârenin yanında, gerçek kişileri ve özel hukuk tü- zel kişilerinin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalle- rini de denetleyecektir.
Özel yetkili denetim kuruluşları tarafından idâre üzerinde yapılan denetime özel denetim den- mektedir. Özel denetim, vesayet makamı olmayan ve denetim konusunda uzman birimler tarafından yapılmaktadır.
Türkiye’de özel denetim yapan uzman kuruluş- lar, Devlet Denetleme Kurulu, Sayıştay, Kamu De- netçiliği Kurumu, Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu ve İnsan Hakları Kurumudur. Bunlardan Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu aynı za- manda dolaylı siyasî denetim yaptıkları için “do- laylı siyasî denetim” başlığı altında ele alınacaktır.
Devlet Denetleme Kurulunca Yapılan Dene- tim: Devlet Denetleme Kurulunun kuruluş yasası, 703 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılmış, Anaya- sa değişikliğine uygun olarak, 5 Sayılı Cumhurbaş- kanlığı Kararnamesiyle, yeni hükümet sistemine uygun olarak yeni baştan düzenlenmiştir.
Birinci ünitede ifade edildiği üzere, Cumhur- başkanının Anayasada öngörülen yetkilerini kul- lanma ve görevlerini yerine getirme konusundaki en önemli aracı, Devlet Denetleme Kurumu’dur.
Anayasanın 108. maddesine göre İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekil- de yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kuru- lan Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşların- da, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetle- meleri yapar. yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışındadır..
5. sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesine göre Devlet Denetleme Kurulu, Cum- hurbaşkanlığına bağlı üst denetleme organıdır. Kurul; Başkan ve sekiz üyeden oluşan Kurul Karar Organı ile denetim ve soruşturma grupları, Kurul Sekreterliği ve ona bağlı idari birimlerden oluşur. Devlet Denetleme Kurulunun görevleri, aynı Ka- rarnamenin 4. maddesinde ayrıntılı olarak düzen- lenmiştir.
Cumhurbaşkanı, devletin başı olarak bu kurul sayesinde idâre cihazının yanında, bazı sivil toplum kuruluşlarını da denetleyebilmekte ve belirlediği ölçütler doğrultusunda yönlendirebilmektedir.
Kurul kendiliğinden araştırma ve inceleme ya- pamaz, Cumhurbaşkanı tarafından açıkça görev- lendirilmesi gerekli ve zorunludur.
5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi- nin 16. maddesine göre Devlet Denetleme Kurulu;
çalışmaları sonucunda denetim raporu, inceleme raporu, araştırma raporu, ön inceleme raporu, so- ruşturma raporu, disiplin soruşturması raporu ve ivedi durum raporu hazırlar.
Parlamenter sistem dönemimizde, DDK’nin raporu, kamu kuruluşlarını bağlayıcı bir karar de- ğildi. Fakat Cumhurbaşkanlığı sistemi dönemimi- ze, 5 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 19. ve 20. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, DDK raporları bağlayıcı ve sonuç doğurucu nite- likte olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nca Ya- pılan Denetim: 4982 sayılı Kanunun 14. madde- sinin 2. fıkrasına göre Bilgi Edinme Değerlendir- me Kurulu; birer üyesi Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi kurumları içinden önerecekleri ikişer aday, birer üyesi ceza hukuku, idare hukuku ve anayasa hukuku alanlarında profesör veya do- çent unvanına sahip kişiler, bir üyesi Türkiye Baro- lar Birliğinin baro başkanı seçilme yeterliliğine sa- hip kişiler içinden göstereceği iki aday, iki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev yapmakta olanlar ve bir üyesi de Adalet Bakanının önerisi üzerine bu Bakanlıkta idarî görevlerde çalışan hâkimler arasın- dan Cumhurbaşkanınca seçilecek dokuz üyeden oluşur.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, ger- çek ve tüzel kişilere, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları- nın sahip oldukları her türlü bilgi ve belgeye erişim hakkı amacıyla başvuru yapma hakkını tanımıştır. Bilgi edinme başvurusu, idâre tarafından reddedi- len başvuru sahibi, idarî yargı yoluna başvurmadan önce, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün için- de Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuruluna itiraz edebilir. Kurula itiraz, idarî yargıya başvuru süresi- ni durdurur. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu kararları, idarî açıdan bağlayıcıdır. Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun bu kararı ile idârenin bilgi verip vermeme konusundaki kararı denetlenmiş olur (Gözler, 2009, s.808).
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca Yapılan Denetim: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kuru- mu Kanununun 8. maddesine göre kurulan İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Bu (6701 sayılı) Ka- nunla ve diğer mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz, Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakan ile ilişkili Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmuştur. Cumhurbaşkanı bu teşkilatın yöne- timi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü hallerde bakan vasıtasıyla kullanabilir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, iki organdan oluşmaktadır. Bu organlar; Türkiye İn- san Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığı ve Tür- kiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu’dur.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun görev ve yetkileri, anılan Kanunun 9. maddesinde düzenlen- miştir. Bu madde dikkatle incelendiğinde, Kuru- mun görev alanı hem yatay insan hakkı ihlallerini, hem de dikey insan hakkı ihlallerini araştırmak ve denetlemekle görevli olduğunu görmekteyiz. 6702 sayılı Kanunda İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na verilen görevler arasında doğrudan doğruya idâre üzerinde denetim yapma yetkisinden açıkça söz edilmemektedir Fakat özellikle 9. maddenin 1. fık- ranın (f ) bendindeki “İnsan hakları ihlallerini resen incelemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçla- rını takip etmek” hükmü; (g) bendindeki “Ayrım- cılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine in- celemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçlarını takip etmek” hükmü ve ikinci fıkrasındaki “Kamu kurum ve kuruluşları ile görevliler, birinci fıkranın (j) bendi kapsamındaki ziyaretler sebebiyle gerekli yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır” hükmü bir arada değerlendirildiğinde, dikey insan hakları ihlallerinde idarenin kurum tarafından doğrudan denetlendiğinin sonucu ortaya çıkmaktadır.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, idâre tarafın- dan gerçekleştirilecek işkence, ayırımcılık ve insan hakları ihlalleri konusunda bir dış idârî denetim gerçekleştireceğine göre, bu kurum da özel denetim kuruluşu olarak kabul edilmelidir. Ancak, insan hakları ihlallerini, ayırımcılığı ve işkenceyi, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri de gerçekleştire- bileceği için İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun gerçekleştireceği denetimin kapsamı, diğer özel denetim kuruluşlarının görev kapsamından daha geniştir. Çünkü İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, idârenin yanında, gerçek kişileri ve özel hukuk tü- zel kişilerinin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalle- rini de denetleyecektir.