İLKÇAĞ FELSEFESİ Dersi Helenistik Felsefe: Ahlaki Dönem soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Panaitios hangi açılardan eski Stoa’ya karşı çıkmaktadır?


CEVAP:

Panaitios eski Stoa’ya çeşitli açılardan karşı çıkmaktadır. Eski Stoacılar ideal bir insan tiplemesinden bahsetmektedirler. Onlara göre, insan ya zeki ya da aptaldır. Panaitios ise insanları tek bir tipe göre tanımlamanın doğru olmadığı, evrensel (ideal) bir insan tipinin olamayacağı kanaatindedir. Onun eski Stoacılara karşı çıktığı ikinci husus ise onların benimsediği “dünya devlet” anlayışıdır. Panaitios ulus devletlerin ve milletlerin mevcudiyetin anlamlı ve gerekli bulması bakımından eski Stoa okulundan ayrılmaktadır. Nasıl ki her birey kendi   kişiliğinde taşıdığı ideali gerçekleştiriyorsa, her millet de kendi tarihsel sınırları dâhilinde, kendine has idealleri hayata geçirir ve görevleri yapar (Von Aster, 2015). Eski Stoa evren belirli aralıklarla yok olup yeniden ortaya çıkan bir niteliğe sahipmiş gibi tasavvur etmektedir. Panaitios ise bunu kabul etmez. Ona göre, evren sonsuz (kesintisiz) bir yapıya sahiptir. Eski Stoacılar Pythagorasçılığın da etkisiyle ruh ve bedeni birbirinden ayrı iki unsur olarak kabul etmektedir. Onlara göre, beden ölünce ruh ölmez ve tümel ruha geri döner. Panaitios ise ruh ve bedenin Tanrı tarafından bütünleşik bir formda, bir arada yaratıldığını, bu ikisinin birbirinden ayrı olmadığını düşünmektedir. Beden ölünce ruh da ölmüş olur. Bu, ruhun bedenden önce var olmadığı gibi, ondan sonra da mevcut olamayacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, Panaitios ruh-beden ilişkisi konusunda monist bir yaklaşımı benimsiyor gözükmektedir (Elmalı ve Özden, 2013). Panaitios’un eski Stoacılardan ayrıldığı bir diğer nokta ise halk dinine yönelik tutumudur. Eski Stoacılar halk dinine yakın durmakta ve ondaki çeşitli unsurları benimsemektedirler. Panaitios ise halk dini karşısında daha özgür bir yaklaşım benimser. Ona göre, biri şairlerin ve filozofların, diğeri ise devlet adamlarının olmak üzere iki din vardır. Kendisi ikincisini tercih etmektedir (Gökberk, 2016). Bu açıdan bakıldığında, Panaitios’un gözünde dinin politik değer ve işlevi doğrultusunda irdelenmesi gereken bir unsur olduğu iddia edilebilir.