SORU: “Platon’un varlık tasarımında çarpıcı olan bir nokta, onun varlıksal hiyerarşiyi kurgularken, irdelemeyi “asıl” ve “kopya” kavramları üzerinden yürütmesidir.“ Bu saptamayı açıklayınız.
CEVAP: Bunu şöyle bir örnekle anlayabiliriz: Eğer, ben bir arabanın binlerce fotoğrafını çeker ve yağlı boya resimlerini yaparsam, bunların hepsinin birer kopya olarak arabaya ait olduğu ve onun görünümünü yansıttığını düşünebilirim. Ancak, nihayetinde gerçek olan “araba”dır. Onun resimleri ise ne kadar başarılı ve gerçeğine yakın olsalar da birer kopyadır. Arabanın kendisi ile kopyalarını karıştırmak veya kopyaları asıl araba sanmak oldukça gülünç bir hata olurdu. Platon’a göre, herhangi bir şeyin ideası ile onun dünya üzerindeki örneklerini karıştırmak da bu türden bir hatadır. O yüzden Platon varlık hiyerarşisinde en alta kelimenin tam anlamıyla “kopyaları” (yani, sudaki yansımaları, fiziksel nesneleri tasvir eden sanatsal çalışmaları vb.) koymuştur. Varlıksal değer sıralamasında bunların bir üstünde, fiziksel dünyanın algılar aracılığıyla kavranabilecek nesneleri (yani doğadaki nesneler) gelmektedir. En tepede ise akıl yoluyla kavranabilecek “ideal” ve “değişmeyen” varlıklar, yani matematiksel nesneler ve idealar bulunmaktadır. Bir insan fiziksel (yani değişken) bir nesneyi algıdığında belli bir bilgilenme durumu içindedir. Ancak bilginin nihai hedefi kopya değil, asıl olan varlıktır. Başka bir deyişle, bilgi esas olarak kavramın örneklerine değil, kavramın kendisine yönelmek durumundadır. Platon felsefesinin en çarpıcı sonuçlarından biri de budur.