SORU: Platon, yaşlılık döneminde Pitagorasçı okulun etkisinde mantıksal, matematiksel bir yönelimle güzelliği nasıl anlamaktadır?
CEVAP: Platon’un yaşlılık döneminde idealar kuramının ontolojik yanını yitirerek mantıksal matematiksel bir yöne dönüşmesi onun güzel anlayışına da yansımıştır. Bu dönemde Platon özellikle Parmenides’in kurucusu olduğu Elea okulunun ve Pitagorasçı okulun etkisi altındadır. Timaios diyalogu, Pisagorcu etkinin en açık biçim de görüldüğü diyalogdur. Burada güzellik doğru ve uygun orantı olarak tanımlanır: “İmdi iyi olan her şey güzeldir, güzel de hiçbir zaman orantısız olamaz. O halde esas olarak şunu düşünmek gerektir; bir canlı güzel olabilmek için tam orantı içinde bulunmalıdır. Ama biz de orantıları ancak küçük şeylerde sezip, onlarda hesaba katıyoruz; en önemli, en büyük şeylerde ise farkına bile varmıyoruz. Meselâ, sıhhatle hastalıklar, erdemle kötülük için ruhla vücut arasındaki orantı veya orantısızlıklardan daha önemlisi yoktur. Böyle olduğu halde biz buna dikkat etmeyiz. Düşünmeyiz ki kuvvetli ve her bakımdan büyük bir ruh çok zayıf, çok küçük bir tende bulunursa, yahut da durum bunun tamamıyla aksi olursa, canlı bir bütün olarak güzel olamaz, çünkü orantısızdır, orantı ise her şeyin başında gelir. Aksine olarak orantılı olursa, bu orantıyı gören, görebilen için gördüğü şeylerin en güzeli, en hoş olanıdır”. Yaşlılık dönemindeki Platon’a göre güzel olan, salt geometrik formdur. Philebos’daki tartışmayla birlikte Platon’nun güzelliği ölçülebilen bir şey olarak; pergel, cetvel ve minkale ile çizildiği şeklinde düzeyleri ve küpleri anladığını görüyoruz.