ORTAÇAĞ FELSEFESİ II Dersi EBÛ BEKİR RAZÎ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Razi’nin ahlak anlayışından bahsediniz?


CEVAP:

Râzî’ye göre Allah’ın verdiği akıl gücü ve
adalet duygusu sayesinde insan, peygamberin ya da
herhangi bir ruhanînin önderliğine gerek kalmadan
iyiyi kötüyü, yararlıyı zararlıyı, güzeli çirkini,
doğruyu yanlışı, haklıyı haksızı birbirinden ayırt
edebilir.
Kaldı ki insanlar arasından peygamber veya ruhanî
bir şahsiyeti üstün niteliklerle donatarak imtiyazlı
kılması ve insanlara mürşid olarak göndermesi
Allah’ın mutlak hikmet, adalet ve merhametiyle
bağdaşır bir durum değildir. Çünkü filozofa göre,
akıl ve adalet duygusuyla donatılan insanlar sahip
oldukları yetenekler açısından da eşit düzeyde
yaratılmış olup daha üstün niteliklere sahip seçkin bir
peygamberin var edilmesi bu eşitliği bozar. Tarih
boyunca yaşanmış olan savaşların çoğunun gerisinde
din farklılığının bulunduğunu ileri süren Râzî’ye
göre insanları bir dine bağlanmaya yönelten şey
taklit duygusu, atalara ve geleneğe saygı, devletin
bünyesinde yer alan din bilginleri ile dinî âyin ve
törenlerin halk üzerindeki etkisidir.
İnsanın fiil ve davranışlarının ahlaki sayılması için
onun akıllı olmasının tek başına yetmeyeceğini
söyleyen Râzî, aklın önündeki engelleri kaldırmada
iradenin önem taşıdığına dikkat çeker. Ona göre akıl
gibi irade de Allah’ın diğer canlı varlıklar içinde
sadece insan türüne verdiği özel bir yetenektir. Ne
var ki akıl ve irade gününü etkin kılma bakımından
toplumdan topluma ve insandan insana farklılaşmalar
ortaya çıkar ki bu durum öğrenim ve irade eğitiminin
önemini gündeme getirir. Bu konuda pek de iyimser
olmadığı anlaşılan filozof, insanların akıl ve
iradeleriyle değil, çoğunlukla tutku ve ihtiraslarıyla
davrandıklarını düşünmektedir.