ULUSLARARASI TİCARET Dersi ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİ ANALİZLERİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Ricardo modelinin önemli aksaklıkları nelerdir?


CEVAP:
  • Ricardo modeli emek-değer teorisine dayanır: Modelde maliyeti oluşturan tek etken olarak emek kabul edilmiştir. Oysa sermaye, doğal kaynaklar ve girişimcilik faktörlerinin maliyetin dışında bırakılması, gerçekte kıt kaynakların etkin kullanımını engelleyecek çok önemli bir nedendir. Bununla birlikte aşağıda göreceğimiz gibi karşılaştırmalı üstünlük teorisinin geçerli olabilmesi için emek-değer teorisi zorunlu değildir. Teori örneğin fırsat maliyetleri ile de açıklanabilir.
  • Ricardo ülkeler arasında işgücü verimindeki farklılığın nedenlerini de açıklamış değildir: Gerçekte ise emek verimliliği eğitim ve öğretim, toplumsal yapı, üretim yönetiminde etkinlik, vs. gibi bir dizi etkene bağlanabilir ve bunlar da zaman içinde sürekli değişebilir. Oysa Ricardo, analizlerinde bu ana nedenlerle ilgilenmiş olmadığı gibi, dış ticaretin örneğin uluslararası emek getiri oranlarını nasıl etkileyeceğini de açıklamış değildir. Bu eksikliği gidermek üzere ilerideki bölümlerde göreceğimiz gibi, Faktör Donatımı Teorisi adı verilen bir yaklaşım geliştirilmiştir.
  • Ricardo’ya göre, işgücü ülke içinde tam hareketli, ülkeler arasında ise tam hareketsizdir: Fakat gerçekte ne işçilerin ülke içi hareketliliği tam, ne de ülkelerarası hareketliliği sıfırdır. Özellikle Ricardo’nun yaşadığı devirlerde Batı Avrupa’dan Amerika kıtasına doğru yoğun biçimde işgücü hareketleri oluşmaktaydı.
  • Ricardo teorisi bir arz teorisidir: Bu modelde maliyet ve fiyat gibi kavramlar yalnızca arz ya da üretim koşulları tarafından belirlenir. Talep koşulları dikkate alınmış değildir. Oysa en temel bir İktisat kuralına göre fiyat arzla talep tarafından birlikte belirlenir.
  • Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır: Modelde yalnızca sabit maliyetler durumu göz önüne alınmıştır. Bunun sonucu ise üretimde tam uzmanlaşmaya gidilmesi, yani kaynakların yalnızca ihraç malının üretiminde kullanılması, ithal edilebilir mallar üretiminin ise sıfıra düşürülmesidir. Oysa gerçek hayatta ülkelerin ihraç malları ile birlikte, bir miktar da ithalâta rakip mal ürettiklerini görüyoruz. Yani ithalâta rakip malların üretimi genellikle sıfır olmamaktadır.
  • Ricardo modeli statik bir modeldir: Bu modelde zaman ve değişme faktörlerinin yeri yoktur. Gerçek hayatın en temel özelliği ise sürekli bir değişim içinde olmasıdır. Modeldeki bu eksiklik özellikle kalkınma süreci içinde olan az gelişmiş ülkeleri ilgilendirir. Bu ülkeler için önemli olan bugün sahip oldukları karşılaştırmalı üstünlükler (tarım) yönünde bir uzmanlaşmaya gitmek değil, bu yapıyı sanayi ürünleri lehine  değiştirmektir. Bu ise karşılaştırmalı üstünlüklerin statik değil, geleceğe dönük olarak, yani dinamik bir biçimde ele alınmasını gerektirir.
  • Üretim aşamalarına göre uzmanlaşma: Ricardo modelinde bir malın üretiminin farklı aşamalara ayrılması ve maliyeti minimuma indirmek  için her aşamanın, değişik ülkelerde yapılması üzerinde durulmuş değildir. Günün üretim teknolojisinin de bir sonucu olarak bir malın üretimindeki tüm ara aşamaların aynı ülke ve  aynı üretim tesisinde gerçekleştirilmesi söz konusudur. Başka bir deyişle, günümüzde özellikle sanayi mallarının üretiminde, karşılaştırmalı üstünlükler yalnız nihai mal aşamasında değil, ara üretim aşamalarında da gerçekleştirilmeye çalışılmakta, bunun için de farklı üretim aşamalarının uluslararası alana kaydırıldığı görülmektedir.