SORU: Rusların Kırgızca üzerindeki politikaları nasıl gelişmiştir?
CEVAP: Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan’daki dil politikası, diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi, çift dillilik üzerine kurulmuştu. Kırgızlar resmî işlerinde, akademik çalışmalarda, üniversitelerde olduğu kadar günlük konuşmalarda da Rusçayı kullanır olmuşlardı. Bu durum Kazakistan’daki dil sorununa oldukça benzemekteydi. Ülkedeki yoğun Rus nüfusuna bir de Sovyet yönetiminin Rusçayı öne çıkaran politikaları eklenince birçok Kırgız ana dili olan Kırgızcayı unuttu. Kırgızistan’da eğitim Rusça ve Kırgızca yapılıyordu. Rusça eğitim veren okullarda 1990’lara kadar Kırgızca dersleri yoktu. Rusça öğretim kurumları genelde şehirlerde, Kırgızca okullarda kırsal kesimde yaygındı. Okuldan mezun olduktan sonra iş bulma ve kariyerde ilerlemek için Rusça bilmek zorunluydu. Bu durum sonucunda Kırgızistan’da Rusçanın kesin bir hâkimiyeti söz konusuydu. Sovyet döneminde devamlı surette Rusçanın Kırgız halkı için ne kadar faydalı olduğu vurgulanıyordu. Buna örnek olarak da dünyaca ünlü yazar Cengiz Aytmatov veriliyordu. Aytmatov eserlerini Rusça yazıyor, daha sonra Kırgızcaya çevriliyordu. Sovyet yöneticileri, Aytmatov’un dünyaca tanınmasını Rusça yazmasına bağlıyordu. Onlara göre Aytmatov sadece Kırgızca yazsaydı yerel bir yazar olarak kalabilecekti. Bu iddiaların doğru olduğu kabul edilse bile Aytmatov’un eserlerinde devamlı surette vurguladığı Kırgız kültürünün Rus politikaları sonucu yok olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Bu durumun önüne geçmek amacıyla Kırgız SSC Yüksek Sovyeti 1989 yılında Kırgızca’yı resmî dil ilan etti.