DİL FELSEFESİ Dersi RUSSELL'IN BETİMLEMELER KURAMI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Russell’a göre kavram ve dil kullanımı olmadan doğrudan tanışıklık yoluyla bilebileceğimiz iki tür şey vardır. Bunların açıklamasını yapmaktadır?


CEVAP: Bunlardan birincisi dış dünyanın nesnelerinin duyu organlarımız aracılığıyla zihnimizde bıraktığı izler, ya da Russell’ın deyimiyle, duyu verileri; diğeri ise hepimizin ortaklaşa kavrayabildiği kavramlardır. Bu tür herkesin ortaklaşa anlayabileceği önermelerin oluşmasını sağlayan parçalar doğrudan tanışık olunan şeyler olmalıdır. Russell’a göre bir terimi “anlamak” demek onun göndergesi ile doğrudan tanışık olmaktır. Yani bir tümcenin her parçasının göndergesini doğrudan bilmeden o tümceyi anlamamız olanaklı olmaz. İşte Russell’ın Betimlemeler Kuramı bu düşünceyi temel alır. Zihnimiz dışındaki tüm dünya hakkındaki bilgimiz dolaylıdır ve Russell’a göre bu tür bilgiyi edinmek her durumda dilsel bir çabayı gerektirir. Örneğin önümdeki masaya baktığımda bir kahverengilik duyusu, şekline dikkat edildiğinde bir dikdörtgenlik duyusu, masaya dokunduğunda bir sertlik duyusu oluşuyor. Bunlar masanın zihnimde oluşturduğu duyu verileridir. Bu duyu verileri özneldir, sadece benim zihnimde oluşan ve masaya bakıldığında bir iki dakika içinde yok olacak öznel deneyimlerdir. Bu öznel duyu verilerinden yola çıkarak tümeller ile tanışık hale geliriz. Duyu verileri her insan için farklı olan öznel şeyler iken, tümeller hepimiz için ortak olan ve her birimizin kavradığı şeylerdir. Eğer tümeller olmasaydı ortak bir dile sahip olmamız da, dil yoluyla birbirimizi anlamamız da, iletişim kurmamız da olanaklı olmazdı. İşte önümde duran masayı doğrudan algılayamasak da, onu doğrudan algıladığımız duyu verileri ve bu duyu verilerinin soyutlamaları olan tümeller cinsinden betimlememiz olanaklı oluyor. O halde masayı nasıl bilir hale geliyorum? Onu önümde duran, zihnimdeki duyu verilerine neden olan, kahverengi, dikdörtgen, katı cisim olarak betimleyebiliyorum. Zihnimiz dışında kalan dış dünyanın nesnelerine dair bilgimiz hep betimleme yoluyla bu şekilde oluşuyor. Örneğin kendiniz dışında bir başka insanı bilebilmeniz ancak bir betimleme sayesinde oluyor. O insanla ne kadar yakın olursanız olun, bu kişi anneniz ya da eşiniz olsun, tüm hayatınızı beraber geçirdiğiniz bir insan olsun fark etmiyor.