İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ I Dersi İSLAM'IN MEDİNE DÖNEMİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Senetü’l-Vüfûd nedir?


CEVAP: Hicretin dokuzuncu yılı, 630-631, elçiler yılı anlamında “senetü’l-vüfûd” diye anılır. Mekke’nin fethedilmesi, ardından büyük ve güçlü bir kabile olan Hevazinlilerin İslamiyet’i kabul etmesi, bir yıl sonra Taif’te yaşayan Sakiflilerin Medine’ye gelerek biat etmesi ve Kuzey Arabistan’ın Tebük Seferi ile İslam hakimiyeti altına girmesi, yarımadanın çeşitli yerlerinde yaşayan Arap kabilelerinin Medine’ye heyetler gönderip itaatlerini arz etme sonucunu doğurmuştur. Bu gelişmeler arasında Mekke’nin fethiyle birlikte Kureyş kabilesinin Müslüman olmasının ayrı bir yeri vardır. Arap kabileleri çok değer verdikleri ve Müslümanların en ciddi muhalifi olan Kureyş’in İslam’ı kabul etmesiyle kendi tutumlarını gözden geçirerek İslamiyet’i benimsemeye başladılar. Kabileleri adına Medine’ye gelip Hz. Muhammed’le görüşen heyetler, Müslüman olduklarını bildiriyor, kendileri ve kabileleri adına biat ediyor, dini bizzat tebliğcisinden öğrenmek istiyorlardı. Hz. Peygamber heyet üyelerine değer veriyor, kendilerine Kuran okuyup, dinin esaslarını ve ahlak kurallarını anlatıyordu. Medine’den ayrılırken çeşitli hediyelerle uğurlanan heyetlere dikkat edilmesi gereken hususlara dair bilgiler veriyor, ayrıca vali, zekat veya cizye tahsildarları olarak ya da İslamiyet’i öğretmek üzere görevliler tayin ediyor, bu hususlara dair yazılı belgeler düzenliyordu. Elçi-heyetlerin gelişi Arabistan’ın çeşitli yerlerinde yaşayan kabilelerin Müslüman olduğunu ve Medine’nin başkent olarak benimsendiğini göstermektedir. 630 ve 631 yıllarında Arabistan’ın çeşitli yerlerinden gelen heyetlerin sayısı yetmişe kadar çıkarılır.