İNTERNET VE MOBİL PAZARLAMA Dersi İNTERNET MOBİL TEKNOLOJİLERİN KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL BOYUTU soru detayı:
SORU:
Siber uzay kavramı neyi ifade eder?
CEVAP:
Siberuzay, ilk kez siberpunk edebiyat akımı içinde yer alan William Gibson’un Neuromancer adlı kitabında kullanılmıstır. Burada Gibson siberuzayı söyle tanımlamaktadır: “Siberuzay, günlük olarak milyonlarca kayıtlı operatör ve her ulusta matematik kavramları. öğretilmekte olan çocuklarca deneyimlenen uzlaşımsal bir halüsinasyondur. İnsan sistem indeki her bilgisayarın veri bankalarından soyutlanan verilerin bir grafik sunumudur. Düşünceye sığmayacak bir karmaşıklıktır. Zihnin boşluğunda uzanan ışık çizgileri, veri kümeleridir. Yanıp sönen şehir ışıkları gibi.”. Siberuzay birbiriyle bağlantılı bilgisayarlar arasındaki dijital veri akısını tanımlar. Hiç kimse elle tutulur biçimde yerini gösteremediği için gerçek değil ama etkileri açısından oldukça gerçektir. Ayrıca, siber alan bir bilgisayarla aracılanmış iletişim alanıdır. Burada çevrim içi (online) ilişkiler kurulur, çevrim içi alternatif kimlikler de oluşturulur. Burası çevrim içi ve çevrim dışı yasam ve etkileşim biçimlerinin karşılaştırılmasına olanak tanıyan önemli psikolojik ve sosyal psikolojik soruların ortaya çıkmasına müsait bir alandır. Gerçek ve sanal arasındaki ilişkileri anlamaya çalışan bilim adamları bu alanı çalışırlar. Siberuzay kültürün yeni teknolojiler yoluyla yeniden dolayımlanmasını da içerir. Bir başka deyişle yalnızca bir iletişim aracı değildir. Kendi basına kültürel olarak önem taşır. Ayrıca siberuzay gizli kalmış kimlikler yoluyla toplum ve kültürü yeniden şekillendirme imkânları ortaya koyabilir. Sınırsız bir iletişim ve kültür olasılığını çağrıştırır. Yine siberuzayın teknolojik altyapısı ile ilgili olarak tanımlayıcı bir açıklamayı Hacker Crackdown kitabında Bruce Sterling söyle yapar: “Siberuzay telefon görüşmesinin ortaya çıkıyormuş gibi göründüğü yerdir. Siberuzay, ilk kez siberpunk edebiyat akımı içinde yer alan William Gibson’un Neuromancer adlı kitabında kullanılmıstır. Burada Gibson siberuzayı söyle tanımlamaktadır: “Siberuzay, günlük olarak milyonlarca kayıtlı operatör ve her ulusta matematik kavramları. öğretilmekte olan çocuklarca deneyimlenen uzlaşımsal bir halüsinasyondur. İnsan sistem indeki her bilgisayarın veri bankalarından soyutlanan verilerin bir grafik sunumudur. Düşünceye sığmayacak bir karmaşıklıktır. Zihnin boşluğunda uzanan ışık çizgileri, veri kümeleridir. Yanıp sönen şehir ışıkları gibi.”. Siberuzay birbiriyle bağlantılı bilgisayarlar arasındaki dijital veri akısını tanımlar. Hiç kimse elle tutulur biçimde yerini gösteremediği için gerçek değil ama etkileri açısından oldukça gerçektir. Ayrıca, siber alan bir bilgisayarla aracılanmış iletişim alanıdır. Burada çevrim içi (online) ilişkiler kurulur, çevrim içi alternatif kimlikler de oluşturulur. Burası çevrim içi ve çevrim dışı yasam ve etkileşim biçimlerinin karşılaştırılmasına olanak tanıyan önemli psikolojik ve sosyal psikolojik soruların ortaya çıkmasına müsait bir alandır. Gerçek ve sanal arasındaki ilişkileri anlamaya çalışan bilim adamları bu alanı çalışırlar. Siberuzay kültürün yeni teknolojiler yoluyla yeniden dolayımlanmasını da içerir. Bir başka deyişle yalnızca bir iletişim aracı değildir. Kendi basına kültürel olarak önem taşır. Ayrıca siberuzay gizli kalmış kimlikler yoluyla toplum ve kültürü yeniden şekillendirme imkânları ortaya koyabilir. Sınırsız bir iletişim ve kültür olasılığını çağrıştırır. Yine siberuzayın teknolojik altyapısı ile ilgili olarak tanımlayıcı bir açıklamayı Hacker Crackdown kitabında Bruce Sterling söyle yapar: “Siberuzay telefon görüşmesinin ortaya çıkıyormuş gibi göründüğü yerdir. Masanızın üstündeki plastik araçta yani gerçek telefonunuzun içinde değil. Başka bir şehirdeki başka bir insanın telefonunun içinde de değil. Telefonların arasında bir yerdedir (....) geçmiş yirmi yıldır telefondan telefona gerilmiş dar bir konuşma tüpünden biraz daha fazla olan tek boyutlu, karanlık ve ince bu elektriksel uzay (space) kendini saka kutusundan fırlar gibi ileri fırlatmış, hızla gelişmiştir.”