İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ I Dersi HULEFA-Yİ RAŞİDİN DÖNEMİ -II (HZ.OSMAN VE HZ.ALİ ) soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: Sıffin savaşını hazırlayan koşullar ve savaşın nedenleri nelerdir? Savaş nasıl vuku bulmuştur?


CEVAP: Cemel Savaşı’ndan sonra Kûfe’ye dönen Hz. Ali, Muâviye b. Ebû Süfyân’a tekrar elçi gönderip kendisine itaat etmesini istedi. Ancak Muâviye, ona biat etmeyi reddederek önceki cevabını tekrarladı. Bu arada Hz. Osman’ın katilleri kendilerine teslim edilirse Hz. Ali’ye biat edeceklerini bildiren bir mektup gönderdiği de rivayet edilir. Savaşın kaçınılmaz hale geldiğini gören Hz. Ali, hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Cemel Vakası’ndan sonra hilâfet merkezi yaptığı Kûfe’den Suriye’ye doğu yürüdü. Muaviye de 36 yılı sonlarında ordusuyla Irak’a doğru yola çıktı. Rakkalılar tarafından kurulan köprü sayesinde Fırat nehrini geçti. İki taraf savaşın yapıldığı bölgeye ulaşınca karşılıklı elçilik heyetleri gidip geldi. Muâviye’nin, Hz. Osman’ın katillerinin kendisine teslimi hususundaki ısrarı yüzünden görüşmelerden sonuç alınamadı. Sonunda iki taraf arasında Rakka ile Balis arasında Fırat nehrinin sağ kıyısında yer alan Sıffîn ovasında çatışmalar başladı. Küçük birlikler arasında yaşanan kısmî çatışmalar, Zilhicce ayı bitene kadar devam etti Muharrem ayının girmesi barış ihtimalini tekrar gündeme getirdi, iki taraf arasında ateşkes yapılarak elçilik heyetleri tekrar gidip gelmeye başladı Muaviye’nin, Hz. Ali’nin halifeliği terk etmesi ve Müslümanların şûrâ ile başlarına bir emir seçmeleri şartlarını da gündeme getirmesiyle, anlaşma ihtimali ortadan kalktı. Safer ayının ilk günü toplu çatışmalar başladı. 27 Temmuz Perşembe günkü çatışmalar sırasında Ammâr b. Yâsir öldürüldü. Hz. Ali’nin ordusu, aynı gün Suriye birliklerine karşı kesin bir üstünlük sağladı. Çatışmalar, kılıç kalkan seslerinin çıkardığı sesler nedeniyle ‘Leyletü’l-herîr’ adıyla meşhur olan 27-28 Temmuz gecesi sabaha kadar devam etti. En fazla can kaybının verildiği bu gecenin sabahında Hz. Ali’nin ünlü kumandanı Eşter en-Nehaî, Muâviye ordusuna son ve öldürücü darbeyi indirmek üzereydi. Ancak bu sıkıntılı sırada Amr b. Âs Muâviye’nin imdadına yetişti. Ona karşı tarafı, savaşı bırakmaya ve aralarındaki ihtilâfı çözmek için Kur’an-ı Kerim’in hakemliğine davet etmesini tavsiyesi etti. Onun emriyle askerleri yanlarında bulunan Kur’an sayfalarını mızraklarının ucuna bağlayarak, “Ey Iraklılar! Savaşı bırakalım; aramızda Allah’ın kitabı hakem olsun!” diye bağırmaya başladılar. Bu hareket Amr’ın beklediği tesiri icra etti. Iraklı askerleri birbirine düşürdü. Büyük bir kısmı, bilhassa kurrâ, derhal savaşın durdurulmasını istedi. Hz. Ali, bunun bir hile olduğunu söylese de askerlerine söz dinletemedi ve onların tehditleri karşısında hakem kararına başvurulması teklifini kabule mecbur kaldı. Her biri 90.000 bin civarında askere sahip olduğu söylenen iki ordunun savaş alanına gelişinden itibaren 110 gün geçmişti. Büyük bir kısmı Leyletü’l-herîr denilen gecede olmak üzere iki taraf çok sayıda kayıp verdi. Tarih kaynaklarında iki tarafın kayıpları hakkında farklı rakamlar verilmektedir.