İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ I Dersi HULEFA-Yİ RAŞİDİN DÖNEMİ -II (HZ.OSMAN VE HZ.ALİ ) soru cevapları:

Toplam 44 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Hz. Osman’ın şikâyet konusu uygulamalar nelerdir?


CEVAP: Hz. Osman’ın şikâyet konusu uygulamaları şöyle sıralanabilir: • Valilikler başta olmak üzere önemli devlet görevlerine sadece akrabalarını tayin etmesi, onlara ve diğer akrabalarına büyük miktarlarda bağışlarda bulunması. • Kendisini eleştiren Ebû Zer el-Gifârî ve Ammâr Yâsir gibi ileri gelen sahabeleri çeşitli şekillerde cezalandırması ve onlardan bazılarının maaşlarını kesmesi veya azaltması. • Kendisinden önceki halifelerin aksine, Kureyşlileri gelenlerinin Medine’den ayrılıp fethedilen bölgelerdeki şehirlere yerleşmelerine ve oralarda çok miktarda mal mülk edinmelerine göz yumması ve bazı sahabelere fethedilen şehirlerde ikta araziler tahsis etmesi. • Hz. Peygamber tarafından Tâif’e sürgüne göderilen amcası Hakem b. Ebü’lÂs’ın Medine’ye dönmesine izin verip onun oğlu Mervan’ı devlet kâtibi olarak görevlendirmesi. • Valilerinin hatalı icraatlarına göz yumarak cezalandırmaktan kaçınması. • Medine civarındaki bazı arazileri beytülmal develeri için koruluk haline getirmesi. • Kur’an-ı Kerim’i istinsah ettirdikten sonra, önceki nüsha ve bazı sahâbilerin ellerinde bulunan şahsî nüshaların tamamını imha ettirmesi. • Mescid-i Nebevî’yi genişletirken önceden kullanılmayan bazı yapı malzemeleri kullandırması. • Hz. Peygamber’den intikal eden hilâfet mührünü Erîs Kuyusu’na düşürmesi. Tenkit edilen konuların başında, Hz. Osman’ın önemli devlet görevlerini akrabalarına tahsis etmesi geliyordu.

#2

SORU: Sıffin savaşını hazırlayan koşullar ve savaşın nedenleri nelerdir? Savaş nasıl vuku bulmuştur?


CEVAP: Cemel Savaşı’ndan sonra Kûfe’ye dönen Hz. Ali, Muâviye b. Ebû Süfyân’a tekrar elçi gönderip kendisine itaat etmesini istedi. Ancak Muâviye, ona biat etmeyi reddederek önceki cevabını tekrarladı. Bu arada Hz. Osman’ın katilleri kendilerine teslim edilirse Hz. Ali’ye biat edeceklerini bildiren bir mektup gönderdiği de rivayet edilir. Savaşın kaçınılmaz hale geldiğini gören Hz. Ali, hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Cemel Vakası’ndan sonra hilâfet merkezi yaptığı Kûfe’den Suriye’ye doğu yürüdü. Muaviye de 36 yılı sonlarında ordusuyla Irak’a doğru yola çıktı. Rakkalılar tarafından kurulan köprü sayesinde Fırat nehrini geçti. İki taraf savaşın yapıldığı bölgeye ulaşınca karşılıklı elçilik heyetleri gidip geldi. Muâviye’nin, Hz. Osman’ın katillerinin kendisine teslimi hususundaki ısrarı yüzünden görüşmelerden sonuç alınamadı. Sonunda iki taraf arasında Rakka ile Balis arasında Fırat nehrinin sağ kıyısında yer alan Sıffîn ovasında çatışmalar başladı. Küçük birlikler arasında yaşanan kısmî çatışmalar, Zilhicce ayı bitene kadar devam etti Muharrem ayının girmesi barış ihtimalini tekrar gündeme getirdi, iki taraf arasında ateşkes yapılarak elçilik heyetleri tekrar gidip gelmeye başladı Muaviye’nin, Hz. Ali’nin halifeliği terk etmesi ve Müslümanların şûrâ ile başlarına bir emir seçmeleri şartlarını da gündeme getirmesiyle, anlaşma ihtimali ortadan kalktı. Safer ayının ilk günü toplu çatışmalar başladı. 27 Temmuz Perşembe günkü çatışmalar sırasında Ammâr b. Yâsir öldürüldü. Hz. Ali’nin ordusu, aynı gün Suriye birliklerine karşı kesin bir üstünlük sağladı. Çatışmalar, kılıç kalkan seslerinin çıkardığı sesler nedeniyle ‘Leyletü’l-herîr’ adıyla meşhur olan 27-28 Temmuz gecesi sabaha kadar devam etti. En fazla can kaybının verildiği bu gecenin sabahında Hz. Ali’nin ünlü kumandanı Eşter en-Nehaî, Muâviye ordusuna son ve öldürücü darbeyi indirmek üzereydi. Ancak bu sıkıntılı sırada Amr b. Âs Muâviye’nin imdadına yetişti. Ona karşı tarafı, savaşı bırakmaya ve aralarındaki ihtilâfı çözmek için Kur’an-ı Kerim’in hakemliğine davet etmesini tavsiyesi etti. Onun emriyle askerleri yanlarında bulunan Kur’an sayfalarını mızraklarının ucuna bağlayarak, “Ey Iraklılar! Savaşı bırakalım; aramızda Allah’ın kitabı hakem olsun!” diye bağırmaya başladılar. Bu hareket Amr’ın beklediği tesiri icra etti. Iraklı askerleri birbirine düşürdü. Büyük bir kısmı, bilhassa kurrâ, derhal savaşın durdurulmasını istedi. Hz. Ali, bunun bir hile olduğunu söylese de askerlerine söz dinletemedi ve onların tehditleri karşısında hakem kararına başvurulması teklifini kabule mecbur kaldı. Her biri 90.000 bin civarında askere sahip olduğu söylenen iki ordunun savaş alanına gelişinden itibaren 110 gün geçmişti. Büyük bir kısmı Leyletü’l-herîr denilen gecede olmak üzere iki taraf çok sayıda kayıp verdi. Tarih kaynaklarında iki tarafın kayıpları hakkında farklı rakamlar verilmektedir.

#3

SORU: Hz Osman kimdir?


CEVAP: Hz. Osman, 576 yılında Tâif’te doğdu. Babası Kureyş’in en zengin tüccarlarından Affân b. Ebü’l- Âs, annesi Hz. Peygamber’in halası Beyzâ’nın kızı Ervâ bint Küreyz olan Hz. Osman’ın mensup olduğu Emevî kabilesinin soyu Abdümenâf b. Kusay’da Hz. Peygamber’in nesebiyle birleşir. Hz. Osman, babasının ölmesi üzerine ailesinin ticaret işlerini yürütmeye başladı. Güzel ahlâkı ve dürüstlüğü sayesinde ticari hayatta başarı sağlayarak Mekke’nin önemli tüccarları arasına girdi. İslâmî davetin gizli olarak yürütüldüğü ilk safhasında Hz. Ebû Bekir’in aracılığıyla Müslüman oldu. Mekke’nin ileri gelenlerinden olması dolayısıyla İslâm’ı kabul edişi Kureyş içinde geniş yankı uyandırdı. Amcası Hakem b. Ebü’l-Âs onu bağlayıp dininden dönene kadar bağlarını çözmeyeceğini söyleyince şiddetle karşı koydu. Kararlılığını görüp bağlarını çözmek zorunda kalan amcasından sonra annesi de çok uğraştı, ancak onu dininden döndüremedi. Osman kısa bir süre sonra Hz. Peygamber’in kızı Rukıyye ile evlendi. 615 yılında hanımıyla birlikte Habeşistan’a hicret eden ilk kafilede yer aldı. Habeşistan’da doğan ve 625 yılında vefat eden oğlu Abdullah dolayısıyla kendisine Ebû Abdullah künyesi verildi. Bir yıl sonra Habeşistan’dan Mekke’ye döndükten sonra diğer Müslümanlarla birlikte Medine’ye hicret etmiştir. Hz. Osman, Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde kâtipliğini yaptı ve müşavirleri arasında yer aldı. En yakın danışmanları arasında yer aldığı Hz. Ömer’in Suriye yolculuğuna çıkmasına ve Mısır fethine izin vermesine karşı çıkarken fethedilen arazilerin savaşanlar arasında taksim edilmeyip şey olarak sahiplerinin elinde bırakılması görüşünü destekledi. Ebû Lü’lü tarafından hançerlenerek yaralanan Hz. Ömer, Hz. Osman’ın da aralarında bulunduğu aşere-i mübeşşereden hayatta olan altı kişiyi içlerinden birini üç gün içinde halife seçmeleri için görevlendirdi.

#4

SORU: Hz. Ali halife seçildikten kısa süre sonra, Hz Osman’ın katillerinin bulunması meselesi yüzünden iki güçlü muhalefetle karşılaşmıştır. Bunlar hangileridir?


CEVAP: Bunlardan birincisi, Âişe, Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm’ın önderliğini yaptıkları gruptu. Hz. Âişe, Hz. Osman’ın muhasara altında bulunduğu sırada hac için Mekke’ye gitmişti. Haccın ardından Medine’ye dönerken, yolda Hz. Osman’ın şehit edildiğini öğrenince geri döndü. Mekke’de yaptığı konuşmalarda Hz. Osman’ın mazlum olarak öldürüldüğünü söyleyerek katillerinin cezalandırılması için bir hareket başlattı. Bu arada Hz. Osman’ın şehit edilmesinin ardından Hz. Osman’ın kâtibi Mervân b. Hakem, Hz. Osman’ın çocukları Ebân ve Velid başta olmak üzere Medine’den ayrılan Emevî ailesi mensupları ile onun Basra ve Yemen valileri, Mekke’ye gelerek Hz. Âişe’ye katıldılar. Bir süre sonra da Hz. Osman’ın katillerinin ortaya çıkarılıp cezalandırılması hususunda bekledikleri bir adımın atılmadığını gören Talha ile Zübeyr de, Hz. Osman’ın öldürülmesinden dört ay sonra, umreye gitmek için Hz. Ali’den izin alıp Mekke’ye giderek Hz. Âişe’nin yanında yer aldılar. Böylece Mekke’de Hz. Âişe’nin önderliğinde, “Osman’ın katillerinin cezalandırılmasını gerçekleştirmek” üzere bir hareket oluştu. İkinci muhalefet ise, Hz. Osman’ın Suriye valisi ve yakın akrabası Muâviye b. Ebû Süfyân tarafından başlatıldı. Hz. Ali’nin Suriye valiliğine tayin ettiği Sehl b. Huneyf’in Suriye’ye girişini engelleyen Muâviye, kendisini Hz. Ali’ye biate davet etmek için gelen elçiye de ret cevabı vermiş ve Hz. Ali’ye biat etmeyi Hz. Osman’ın katillerinin cezalandırılması şartına bağlamıştı. Ayrıca yakın akrabası olarak Hz. Osman’ın katillerinin cezalandırılmasını talep hakkına sahip olduğu iddiasıyla halife ile irtibatını koparmış ve ona karşı bir mücadele başlatacağını ortaya koymuştu. Hz. Ali, Muâviye’nin bu açık tavrı karşısında onun üzerine gitmek için hazırlıklara başladı. Ancak gelen bir haber hedefini değiştirmesine sebep oldu

#5

SORU: Müslümanların gruplara bölünmesinin nedeni ve bazı İslâm âlimlerinin ‘‘Müslümanların içine düştüğü ilk büyük fitne’’ olarak nitelendirdiği karışıklık döneminin öncülü ve en belirgin özelliği nedir?


CEVAP: Karışıklık Dönemi’nin başlangıcı sayılan 650 yılından itibaren, yönetim ile halk arasında ciddi anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başlamış ve. Halife ve valilerinin bazı icraatları şikâyet konusu yapılmıştır

#6

SORU: Hz Ali’nin halife seçildikten sonraki ilk icraatı ne olmuştur?


CEVAP: Hz. Ali’nin ilk icraatı, Hz. Osman zamanındaki olayların en önemli sebeplerinden saydığı valileri görevlerinden alıp yerlerine yenilerini tayin etmek olmuştur.

#7

SORU: Hz Osman döneminde, İran, Horasan ve Azerbaycan fetihleri nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP: Hz. Osman zamanında İran fethi büyük ölçüde tamamlandı. Bahreyn üzerinden deniz yoluyla düzenlenen seferlerle Belûcistan’ın sahil bölgesine kadar ulaşıldı. Bu arada Merv’e çekilmek zorunda kalan son Sâsânî hükümdarı III. Yezdicerd kendi adamları tarafından öldürüldü (651). Bu sırada İran’ın tamamı İslâm hâkimiyetine girmiş bulunuyordu. Bu dönemde Horasan’a etkili ve sürekli akınlar başlatıldı. 651 yılında Kirman üzerinden Horasan’a giren Ahnef b. Kays, fetihlerini Tohâristan’a kadar ulaştırdı. Basra valisi Abdullah b. Âmir de Nişâbûr’u ele geçirerek burada Horasan’ın ilk mescidini yaptırdı. Bu iki komutanın hoşgörülü tutumları, Sâsânî valilerinin ve mahallî hükümdarların İslâm hâkimiyetini kabul etmelerine zemin hazırladı. Afganistan sınırları içinde kalan Belh, Herat, Bûşenc ve Tûs gibi önemli şehirler de fethedildi. Diğer tarafta Gürcistan, Dağıstan, Azerbaycan, Arrân bölgesi ve Tiflis İslâm hâkimiyetine girdi. Azerbeycan Erdebil merkez olarak vilayet haline getirildi.

#8

SORU: Rume kuyusu nerededir? İslam tarihindeki önemi nedir?


CEVAP: : Medine’nin güneybatısında yer alan Akîk vadisinin aşağı kısmında yer alan bir kuyudur. Hicretten sonra Müslümanların su sıkıntısıyla karşılaşmaları üzerine Hz. Osman tarafından satın alınarak sebil haline getirilmiştir. Hz. Osman’ın İslâm’da ilk vakıf örneklerinden olan bu davranışı Hz. Peygamber tarafından öğülmütür.

#9

SORU: Hz Ali kimdir?


CEVAP: Hz. Peygamber’in amcası Ebû Tâlib’in oğlu olan Hz. Ali 600 yılında Mekke’de doğdu. Mekke’de yaşanan kıtlık üzerine Hz. Peygamber’in himayesine aldığı Hz. Ali beş yaşından hicrete kadar onun yanında büyüdü. Henüz on yaşlarında iken iman ederek ilk Müslümanlardan biri oldu. Hz. Peygamber’in hicret için yola çıktığı gece, müşrikleri yanıltmak için onun yatağında yattı. O geceyi Hz. Peygamber’in yatağında geçiren Ali, kendisine bırakılan emanetleri sahiplerine teslim ettikten sonra Mekke’den ayrılarak Kubâ’da Resûl-ü Ekrem’e yetişti. 624 yılında Fâtıma ile evlendi. Bu evlilikten Hasan, Hüseyin ve ölü doğan Muhsin adlı erkek, Zeyneb ve Ümmü Külsûm adlı kız çocukları oldu. Hz. Peygamber’in nesli Hz. Hasan ve Hüseyin vasıtasıyla devam etmiştir. Hz. Ali Hz. Fâtıma’nın vefatından sonra birkaç evlilik daha yapmış ve çok sayıda çocuğu dünyaya gelmiştir.

#10

SORU: Hz. Osman döneminde Kuzey Afrika ve Nûbe bölgesindeki fetihler nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP: Bizanslılar, 645 yılında bir çıkarma yaparak İskenderiye’yi işgal ettiler. Mısır valisi Amr b. Âs, emrindeki birliklerle İskenderiye’yi kuşatıp Bizans kuvvetlerini oradan çıkardı. Amr’ın yerine tayin edilen Abdullah b. Sa’d b. Ebû Serh, 647 yılında İfrîkİye bölgesinin fethine çıktı. Sübeytıla yakınlarında yapılan savaşta Bizans’tan bağımsızlığını ilân eden Gregorios’a karşı büyük bir zafer kazandı. Bu savaşın ardından bölge halkı İslâm hâkimiyetini tanıdı. İfrîkiyelilerin anlaşmayı bozmaları üzerine, onlar tekrar itaat altına aldı. Sübeytıla zaferinden sonra fetihlerini Nil vadisi doğrultusunda güneye kaydıran Abdullah b. Sa’d, Nûbe üzerine yürüdü. Bugün Sûdan topraklarında kalan Dongola’da hüküm süren hıristiyan Makarra Krallığı ile bir antlaşma imzalayıp bu devleti, İslâm egemenliği altına ald

#11

SORU: Fethedilen bölgelerdeki Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’i nasıl okuyorlardı?


CEVAP: Fethedilen bölgelerdeki Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’i kendi bölgelerinde meşhur olan sahabenin mushaf ve kıraatıyla öğrenip okuyorlardı.

#12

SORU: Zâtü’s-savârî Savaşının İslam tarihindeki önemi nedir?


CEVAP: 650’de Suriye sahillerine yakın Arvad (Cyzikus) adası alındı. 652’de Sicilya ve Rodos üzerine seferler düzenlendi. İskenderiye’ye çıkartma teşebbüsünde bulunan Bizans donanması püskürtüldü. Daha da önemlisi bu yıllarda 200 gemilik İslâm donanması, Finike (bazı rivayetlere göre İskenderiye) açıklarında, 500 parçalık Bizans donanmasına kaşı büyük bir zafer kazandı. Yelken direklerinin çokluğu sebebiyle “Zâtü’s-savârî” adı verilen bu zaferle Bizans’ın Doğu Akdeniz’deki hâkimiyetine son verildi. Kaynaklarda 652 veya 655 yılında yapıldığına dair bilgilerin yer aldığı bu zafer Hulefâ-yi Raşidîn döneminin en büyük deniz savaşıdır

#13

SORU: Hz. Osman’ın on iki yıl süren halifelik görevi, kaç döneme ayrılır?


CEVAP: Hz. Osman’ın on iki yıl süren halifelik dönemi, ülkede huzur ve sükûnun, birlik ve beraberliğin devam etmesi sebebiyle; • Sükûnet Dönemi ile • III. Halife’nin şehit edilmesiyle sonuçlanan iç karışıklıkların yaşandığı Karışıklık Dönemi olmak üzere altışar yıllık iki döneme ayrılır.

#14

SORU: Hz. Hasan, iç savaşlar yüzünden akan kanın durdurulması amacıyla ne tür faaliyetlerde bulunmuştur? Muaviye ile barış yapmasının nedenleri nelerdir?


CEVAP: Hz. Hasan, iç savaşlar yüzünden akan kanın durdurulması amacıyla, geçmişte yaşanan olaylar dolayısıyla hiç kimsenin cezalandırılmamasını ve işlenmiş suçların tamamının affedilmesini, babası Hz. Ali’nin aleyhinde konuşulmamasını şart koşmuştur.

#15

SORU: Genel bir çerçeve çizilecek olunursa, Hz Osman’ın halifelik döneminde başlatılan isyanın nedenleri arasında hangileri gösterilebilir?


CEVAP: Bazı tarihçiler, bu isyanı, daha ziyade, o yıllarda yaşanan siyasî, iktisadî ve sosyal değişikliklere bağlamışlardır. Şöyle ki, Hz. Osman’ın halifeliğinin son yıllarında, fetihlerin duraklaması dolayısıyla ganimet geliri azalmıştı. Bu durum en fazla, Fustât, Kûfe ve Basra gibi askerî garnizon olarak kurulan ve çeşitli Arap kabilelerinin bir arada yaşadığı şehirleri etkiledi. Bu vilayetlerde yaşayan muharip sınıf, fetihlerin durması yüzünden ganimet gelirleri sona erince, geçimini vergi gelirlerinden ödenen maaşla sağlamak zorunda kaldı. Fetihlerle gelen hızlı zenginleşmenin kaçınılmaz sonucu olan ekonomik kriz sebebiyle asker maaşlarının indirilmesi, gayri memnunların sayısını daha da artırdı. Diğer yandan fetih ordularındaki askerlerin manevî değerlere bağlılığı önemli ölçüde değişmişti. Cepheye şehitlik veya gazilik için giden askerlerin sayısı azalırken, irtidat hadiselerine karışmış bedevî kabilelere mensup, cephelere daha ziyade ganimet için koşan askerlerin sayısı artmıştı. Fetihlerin durmasıyla gelir kaynaklarını kaybeden bu bedevi Araplar, önceki ganimet gelirleri ve fethedilen araziler konusunda ileri geri konuşarak Müslümanların zihinlerini karıştırdılar. Valiler ve bazı sahabelerin büyük servetler edinmesi, onların kıskançlığını kamçıladı. Bunun neticesinde Câhiliye dönemi kabilecilik anlayışı yeniden ortaya çıktı. Bu isyanın Hz. Osman’ın miras olarak devralıp değiştiremediği gelişmelerin bir sonucu olduğu ve birinci derecede diğer kabilelerin Kureyş’e isyanını sembolize ettiği de ileri sürülü. Çünkü Kureyş’i hilâfeti tekeline almakla suçlayan bu kabileler, vergi gelirinin büyük kısmının hâlâ Medine’ye gönderilmesine karşı çıkıyorlar ve Müslümanların ortak malı olan şey gelirlerinin eyaletlerde dağıtılmasını istiyorlardı. Bütün bunlar, Müslümanları bölmek için gizli ve yıkıcı bir davet başlatan İbn Sebe ve arkadaşlarının işini kolaylaştırrmış olmalıdır

#16

SORU: Müslümanların gruplara bölünmesinin temelini teşkil eden bu isyan hareketi, İslâm tarihinin çözülmesi en zor meselesi olma özelliğini devam ettirmektedir. Bu durumun en önemli sebebi nedir?


CEVAP: Bunun en önemli sebebi, iç savaşlar dönemini başlatan bu karışıklıkların, İslâm tarihi kaynaklarına çok çelişkili bir şekilde yansımasıdır. Rivayetler arasında, birbiriyle bağdaştırılması mümkün olmayan ciddî çelişkiler bulunmaktadır. Bu haberlerin ilk râvileri çoğu kere tarafsız davranamamışlar, fikrî yapılarını, siyasi tercihlerini, kabilevî ve dünyevî temayüllerini bu anlatımlara canlı bir şekilde yansıtmışlardır. Dolayısıyla önemli bir kısmı taraşı olan bu haberler, olayların gerçek mahiyetini perdelemiş, gerçeklerin anlaşılmasını neredeyse imkânsız hâle getirmiştir.

#17

SORU: Hz. Ali’nin Hz. Osman döneminde oluşan tepkileri azaltmaya yönelik önemli denilebilecek icraatları neler olmuştur?


CEVAP: Hz. Ömer tarafından başlatılan ve Hz. Osman döneminde de sürdürülen, atıyyelerin hak sahiplerinin İslâm’a giriş önceliği ve hizmetlerine göre derecelendirilmesi sistemini değiştirerek eşit bir şekilde dağıtmaya başlamış. Ayrıca Hz. Osman’ın bazı şahıslara tahsis ettiği arazileri geri almıştır.

#18

SORU: . Hakem olayının sonuçları nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP: Hakem olayı, hilâfet meselesini bir çıkmaza götürmekten başka bir işe yaramamıştır. Günümüz tarihçilerinin önemli bir kısmı, hakemler arasındaki toplantının, oluşturulacak şûra tarafından yeni bir halife seçilmesi kararının alınmasıyla sona erdiğini, bu kararın ardından hakemlerin birbirlerinden ayrıldıklarını, dolayısıyla Amr’ın Ebû Musâ’yı kandırması şeklinde nakledilen karar açıklama safhasının sonradan uydurulduğunu düşünürler. Bazı rivayetlerde, hakemlerin bir toplantı yaptıklarından bahsedilmektedir. Hakem olayı neticede işi daha karmaşık hale getirdi. Hz. Ali Allah’ın kitabına ve Resulü’nün uygulamalarına uygun olmadığını söylediği kararı tanımadı ve Muâviye ile mücadeleye devam etme kararı aldı. Muâviye ise bunu fırsat bilerek Suriye’de kendisini halife ilan edince İslâm ülkesi ikiye bölündü. Ardından iki taraf yeni bir mücadele için tekrar hazırlıklara başladılar. Bu arada Hâricîler de Hz. Ali’ye karşı isyanlarını devam ettiriyorlardı. Hâricîler ile uğraşmak zorunda kalan Hz. Ali, Muâviye karşısında güç kaybına uğradı

#19

SORU: Hz. Osman ve valilerinin bazı uygulamalarına yönelik şikâyetlerin artmasının ve muhalefetin zemin bulmasının temel nedeni nedir?


CEVAP: Küfe, Basra ve Fustat’ın Hz. Osman’ın halifeliğinin son yıllarında yaşanan ekonomik krizden en fazla etkilenen garnizon şehirleri olması, bu muhalefete uygun bir zemin teşkil etmiştir.

#20

SORU: İslam tarihinde, halk arasında, halkın Hz. Osman’ın yönetiminden memnun olması nedeni ile, .Hz Osmanı, Hz. Ömer’den daha çok sevdiğinin söylenmesinin temel dayanağı nelerdir?


CEVAP: İlk fetihler dolayısıyla gelirlerin büyük ölçüde artması, maddi refah seviyesini çok yükseltmişti. Bu zenginleşme, halkın yeme, içme ve giyinme alışkanlıklarını da önemli şekilde değiştirdi. Ganimet gelirlerinin bol olduğu bu yıllarda, halk genelde Hz. Osman’ın yönetiminden memnundu. Yukarıdaki soruda belirtilen karşılaştırmanın temel dayanak noktasının da bu açıklama oluşturmaktadır.

#21

SORU: Haricîlerin müstakil bir grup olarak ortaya çıkışı, hangi dönemden sonrasına rastlar?


CEVAP: Haricîlerin müstakil bir grup olarak ortaya çıkışı, Sıffîn Savaşı sonrasına rastlar.

#22

SORU: Hz. Hasan kimdir? İslam tarihindeki önemi nedir?


CEVAP: Hz. Fâtıma ile Hz. Ali’nin büyük oğlu olan Hz. Hasan 1 Mart 625’te Medine’de doğdu. Hz. Osman’ın hilâfeti sırasında kardeşiyle birlikte Horasan seferine katıldı. Babası tarafından Hz. Osman’ı isyancılara karşı korumak ve evine su taşımakla görevlendirilmişti. Babası hilâfete geldikten sonra Kûfelileri babasının yanında yer almaya ikna etmek için Ammâr b. Yâsir ile birlikte Kûfe’ye gitti. Cemel Vakası ve Sıffîn Savaşı’nda babasının yanında bulunmuştur

#23

SORU: Hz. Ali’nin şahsiyeti İslam tarihindeki yeri ve önemi bakımından nasıl ifade edilebilir?


CEVAP: Hz. Ali küçük yaştan itibaren Hz. Peygamber’in yanında ve terbiyesinde yetişti. Onun ahlakıyla ahlaklanma şerefine ulaştı. İlim, takva, ihlâs, samimiyet, özveri, şefkat, merhamet ve kahramanlık gibi yüksek ahlâk değerlerine sahip müstesna bir şahsiyettir. Hak ve adalet sahibi, insan haklarına son derece riayet eden bir idareciydi. Güzel konuşması ve üstün hitabetiyle ünlüydü. Hutbeleri, mektupları, güzel ve hikmetli sözleri günümüzde de dilden dile dolaşmaktadır. Hz. Ali sahabe arasında Kur’an, hadis ve özellikle fıkıh alanındaki bilgileriyle kendini kabul ettirmiş bir otoriteydi. Rivayet ettiği hadislerin tamamı 586’dır. Hz. Peygamber ile çoğu zaman beraber bulunması sebebiyle rivayet ettiği hadisler içinde onun şemailine, ibadet ve dualarına dair olanlar daha çoktur. Kur’an ve sünnete bağlı olup Müslümanlara da bunu öğütlerdi. Zühdü, takvası, üstün ahlakı ve Hz. Peygamber’e yakınlığı sebebiyle bütün mutasavvıflar ve tarikatların tamamına yakını kendilerini silsile olarak Hz. Ali’ye bağlamışlardır. İslâm tasavvuf edebiyatında, özellikle Türk kültüründe ayrı bir anlam ve önemle ele alınmıştır. Hz. Ali’nin Hz. Peygamber tarafından verilen ‘Ebû Türâb’ lakabından başka ‘elMurtazâ’ ve ‘Esedullâhi’l-gâlib’ gibi lakapları da vardır. Çocukluğunda puta tapmadığı için daha sonraları ‘Kerremallahu vechehü’ dua cümlesiyle anılmıştır.

#24

SORU: Hz Osman döneminde, Kur’an-ı Kerim’in çoğaltılmasının nedenleri nelerdir?


CEVAP: Fethedilen bölgelerdeki Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’i kendi bölgelerinde meşhur olan sahabenin mushaf ve kıraatıyla öğrenip okuyorlardı. Onların okuyuşlarındaki farklılıklar, bu farklılığın sebebini bilmeyen askerler arasında tartışmalara yol açtı. Azerbaycan ve Ermenistan cephesinde birlikte savaşan Suriyeli ve Iraklı askerler, farklı okuyuş sebebiyle birbirlerini ağır bir şekilde itham ettiler. Bundan endişeye kapılan Huzeyfe b. Yemân, Hz. Osman’ın yanına Medine’ye gelerek konuya acil bir çözüm bulunmasını teklif etti. Hz. Osman, bu ihtilafları sona erdirmek için, Hz. Hafsa’nın evinde muhafaza edilen Ebû Bekir mushafını çoğaltarak büyük merkezlere göndermeye karar verdi. Zeyd b. Sâbit’in başkanlığında, dört kişilik heyeti Kur’an-ı Kerim’i istinsah ve çoğaltmakla görevlendirdi.

#25

SORU:

Hz. Osman kaç yılında nerede doğmuştur?


CEVAP:

Hz. Osman 576 yılında Taif'te doğmuştur.


#26

SORU:

Hz. Osman'ın hangi davranışı islamda ilk vakıf örneklerindendir?


CEVAP:

Hz. Osman'ın Rume Kuyusu'nu satın alarak sebil haline getirmesi islamda ilk vakıf örnekleri arasında gösterilir.


#27

SORU:

Halife seçimlerinde, Hz. Osman ve Hz.Ali'nin karşılaştırılıp Hz. Osman'ın seçilmesi yönündeki rivayet nedir?


CEVAP:

Kaynaklarda Abdurrahman b. Avf’ın yaptığı görüşmelerde, çoğunluğun Hz. Osman’ı istediğini gördüğünü bildiren rivayetlerin yanı sıra, Abdurrahman’ın Hz. Ali’yi tercih etmek niyetinde olduğuna; ancak Hz. Ali’nin şartlı cevabı karşısında tercihini değiştirdiğine dair rivayetler de vardır..


#28

SORU:

Kıbrıs'ın fethini açıklayınız?


CEVAP:

649 yılında Kıbrıs yöneticilerinin yıllık 7200 altın vergi ödemeyi kabul etmeleriyle Kıbrıs barış yoluyla fethedildi. Vergiyle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine, 654 yılında ikinci Kıbrıs seferi gerçekleştirildi ve savaş yoluyla fethedilen adaya 12. 000 Müslüman asker yerleştirildi.


#29

SORU:

Hulefa-yı Raşidin döneminin en büyük deniz savaşı nedir?


CEVAP:

Hulefa-yı Raşidin döneminin en büyük deniz savaşı, zatü's-savari Savaşı'dır.


#30

SORU:

Ku'an-ı Kerim'in çoğaltılması kararının temel sebebi nedir?


CEVAP:

Fethedilen bölgelerdeki Müslümanların okuyuşları arasındaki farklılıklar ve özellikler Azerbaycan ve Ermenistan cephesinde birlikte savaşan Suriyeli ve Iraklı askerlerin, farklı okuyuş sebebiyle birbirlerini ağır bir şekilde itham etmelerinin yarattığı endişedir.


#31

SORU:

Bi'rü'l-hatem nedir?


CEVAP:

Bi'rü'l-haten ya da Eris kuyusu, Hz. Osman'ın hilafet mührünü düşürdüğü, Kuba Mescidi'nin abtı tarafında yer alan kuyuya verilmiş addır.


#32

SORU:

Taberi'ye göre İslam ümmetinin başına gelen ilk zaaf nedir?


CEVAP:

Medine dışına yerleştirilen ve ile gelen muhacirlerin etrafında gruplar oluşması ve Hz. Osman'ın onları halife adayı olarak görmeye başlamasıdır.


#33

SORU:

Hz. Osman döneminde yönetime karşı ilk ciddi muhalefet hangi şehirde çıkmıştır?


CEVAP:

Hz. Osman döneminde yönetime karşı ilk ciddi muhalefet, daha ziyade kabilecilik şeklinde Kufe'de ortaya çıkmıştır.


#34

SORU:

Kufe'nin merkezi yönetimin kontrolünden çıkmasına yol açan olay nedir?


CEVAP:

İsyancıların vali Said b. As'ın yerine önceki valilerden Ebu Musa el-Eş'ari'nin geçmesini istemeleri ve olaylarını yatıştırmak için Hz. Osman'ın bunu kabul etmesi, Kufe'nin merkezi yönetimin kontrolünden çıkmasına yol açmıştır.


#35

SORU:

Hz. Osman ne zaman katledilmiştir?


CEVAP:

Hz. Osman 17 Haziran 656'da katledilmiştir.


#36

SORU:

Hz. Ali'nin eşi ve çocukları kimlerdir?


CEVAP:

Hz. Ali'nin eşi Hz. Peygamberin kızı Fatıma, çocukları ise Hasan, Hüseyin ölü doğan Muhsin, Zeynep ve Ümmü Külsum'dür.


#37

SORU:

Hz. Ali'nin ilk icraatı nedir?


CEVAP:

Hz. Ali'nin ilk icraatı, Hz. Osman zamanındaki olayların en öenmli sebeplerinden saydığı valileri görevlerinden alıp yerlerine yenilerini tayin etmek olmuştur.


#38

SORU:

Hz. Ali'nin karşılaştığı ilk problem nedir?


CEVAP:

Hz. Ali'nin karşılaştığı ilk problem Hz. Osman'ın katilleri meselesidir.


#39

SORU:

Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılmasını savununan hareket kim önderliğinde başlamıştır?


CEVAP:

Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılmasını savununan hareket Hz. Aişe önderliğinde başlamıştır.


#40

SORU:

Hz. Peygamberin vefatından sonra ortaya çıkan ilk iç savaş hangisidir?


CEVAP:

Hz. Peygamberin vefatından sonra ortaya çıkan ilk iç savaş Cemel Vakası'dır.


#41

SORU:

Sıffin Savaşı'nın temel nedeni nedir?


CEVAP:

Sınffın Savaşı'nın ana nedeni Muaviye'nin, Hz. Osman'ın katillerinin kendisine teslim edilmesi konusundaki ısrarıdır.


#42

SORU:

Hariciler kimdir?


CEVAP:

Hâricîler, hakem tayinini kabul etmesinden dolayı Ali b. Ebû Tâlib’den ayrılanların meydana getirdiği gruptur.


#43

SORU:

Hz. Hasan hangi şartla biat almıştır?


CEVAP:

Hz. Ali’nin ölümünün ardından, aynı gün veya iki gün sonra Kûfe’de Hz. Hasan’a biat edildi. Hz. Hasan’ın, kendisinin savaş yaptığı kişilerle savaş, barış yaptığı kişilerle barış yapmaları şartıyla biat aldığı bildirilmektedir. 


#44

SORU:

Hz. Ali nerede ve kim tarafından katledilmiştir?


CEVAP:

Hz. Ali Kufe'de, Abdurrahman b. Mülcem'in zehirli bir hançer ile saldırılsı sonucu vefat etmiştir.