HAYAT DIŞI SİGORTALAR Dersi HAYAT DIŞI BRANŞLARA AİT GÖSTERGELER VE SOLVENCY II soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Solvency II’ye ihtiyaç duyulma nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Solvency II projesi AB’de Solvency I ile başlayan çalışmanın devamı niteliğindedir. Solvency I AB tek sigorta piyasasında sermaye yeterliliği rejimini yeniden düzenleyip güncelleştirirken, Solvency II çok daha kapsamlı düzenlemeler getirmektedir. Solvency II’de ana hedef, Solvency sistemini oluştururken sigorta şirketinin karşı karşıya kaldığı riskleri daha iyi değerlendirmektir. AB’de mevcut sermaye yeterliliği düzenlemelerinin aşağıda belirtilen zayıf noktaları nedeniyle yetersiz kalması üzerine Solvency II olarak adlandırılan yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.
Riskleri Dikkate Almaması: AB’de ilk sermaye yeterliliği düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği 1970’lerin başından bu yana risk yönetimi önemli bir ilerleme kaydetmiş ve birçok büyük şirket
karmaşık risk yönetimi sistemleri geliştirmiştir. Ayrıca bir yandan yeni ürünlerin doğması ile yeni
riskler ortaya çıkarken bir yandan da risk azaltıcı tedbirler geliştirilmeye başlanmıştır. Ancak,
yürürlükteki sistem risk bazlı olmayıp, piyasa, kredi ve faaliyet riski gibi bazı önemli riskleri hesaba
katmamaktadır. Mevcut sistem geçmiş verileri kullanan statik hesaplamalara dayalı olup,gelecekte oluşması muhtemel riskleri dikkate almamaktadır.
Sigortalıları Yeterince Koruyamaması: Mevcut sistemde risklerin dikkate alınmaması, sigorta
şirketlerinin kendi risklerini yeterli derecede yönetmelerini ve risk yönetimlerini geliştirmelerini teşvik etmemektedir. Mevcut sistem, şirketlerin mali bünye zafiyetine düşmeksizin yükümlülükleriyle uyumlu sermaye miktarının belirlenmesini sağlayamadığı gibi, denetçilerin şirketlere zamanında müdahalesine imkan vermemektedir. Bu nedenle, yürürlükteki sistem şirket
başarısızlıklarını önlemede yetersiz kalmakta ve sigortalıları yeterince koruyamamaktadır.
Tek Sigorta Piyasasının Düzgün İşlemesini Sağlayamaması: Birçok üye ülke AB çapında
uygulanan sermaye yeterliliğine ilişkin mevcut asgari gereklilikleri yetersiz bularak kendi
reformlarını gerçekleştirmiş ve böylece her üye ülkede hem sermaye yeterliliği hesaplamasına hem
de denetime ilişkin birbirinden farklı kurallar ortaya çıkmıştır. Bu durum, gerek AB sigorta şirketleri
gerekse sigortalılar için maliyetleri önemli ölçüde artırmakta, AB içindeki rekabeti engellemekte,
grupların etkin zamanında denetlenmesini sağlayamamakta ve Tek Pazarın düzgün ve sağlıklı
şekilde işlemesinin önünde önemli bir engel teşkil etmektedir.
• Uluslararası Düzenlemeler ve Diğer Sektördeki Düzenlemelerle Uyumlu Olmaması: Kredi derecelendirme kuruluşları ile Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği (IAIS) ve Uluslararası
Aktüerya Birliği (IIA) gibi uluslararası kuruluşların sermaye yeterliliği sisteminin güncellenmesine
ilişkin çalışmaları risk bazlı ekonomik yaklaşım öngörmekte olup, AB’nin mevcut sermaye
yeterliliği sistemi güncel yaklaşımların gerisinde kalmıştır. Ayrıca, Basel II yürürlüğe girmiş ve
2006/48/EC ve 2006/49/EC sayılı Direktiflerle bankalar için risk bazlı sermaye yeterliliği sistemine
geçilmiştir. Uluslararası ve sektörler arası bu uyum eksikliği AB sigorta şirketlerinin rekabet gücüne zarar vermektedir.