HAYAT DIŞI SİGORTALAR Dersi HAYAT DIŞI BRANŞLARA AİT GÖSTERGELER VE SOLVENCY II soru cevapları:

Toplam 77 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Dünya sigortacılığına paralel olarak, ülkemiz mevzuatında sigortacılık faaliyetleri kaç gruba ayrılmaktadır?


CEVAP: İki ana guruba ayrılmaktadır. 1. Hayat sigortası. 2. Hayat dışı sigortası.

#2

SORU: Ülkemizde mevcut düzenlemelere göre, hayat sigorta şirketleri hangi ruhsatları alabilmektedirler?


CEVAP: Hayat sigorta branşlarının tamamını alabilmektedirler.

#3

SORU: Emeklilik şirketleri ise hayat sigorta branşlarından hangileri hariç olarak, ruhsat alabilmektedirler?


CEVAP: Hastalık / sağlık hariç diğer branşlarda ruhsat alabilmektedir.

#4

SORU: Ülkemizde 2011 yılı sonu itibariyle kaç sigorta şirketi reasürans ve emeklilik şirketi faaliyet göstermektedir?


CEVAP: 35’i hayat dışı sigorta şirketi, 14’ü hayat ve emeklilik şirketi, 9’u hayat sigorta şirketi ve biri reasürans şirketi olmak üzere toplam 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketi faaliyet göstermektedir.

#5

SORU: Aktif olarak faaliyet gösteren şirketlerin dışında, ruhsat sahibi olmakla birlikte aktif faaliyet göstermeyen ya da faaliyeti kamu otoritesi tarafından durdurulmuş olan kaç tane hayat dışı, hayat sigorta ve reasürans şirketi mevcuttur?


CEVAP: Dört hayat dışı ve iki hayat sigorta şirketi ile bir reasürans şirketi mevcuttur.

#6

SORU: Türk sigortacılık sektöründe, 2011 yılında hayat dışı branşlarda ne kadar brüt pirim üretimi gerçekleştirilmiştir?


CEVAP: Hayat dışı branşlarda 14,5 milyar, hayat grubunda ise 2,7 milyar olmak üzere toplam 17,2 milyar brüt prim üretimi gerçekleştirilmiştir.

#7

SORU: Ülkemizde sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinde 2011 yılı sonu itibariyle toplamda kaç sigorta, kaç kişi istihdam etmektedir?


CEVAP: Ülkemizde sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinde faaliyet gösteren 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketinde 2011 yılı sonu itibariyle toplam 16.783 kişi istihdam edilmektedir.

#8

SORU: 2011 yılında, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tutulan Levha’ya kayıt yaptırmış acente sayısı kaçtır?


CEVAP: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tutulan Levha’ya kayıt yaptırmış acente sayısı 16.616 dır.

#9

SORU: Sektörde faaliyet gösteren sigorta ve emeklilik şirketleri bir önceki yıla göre 2011 yılında poliçe sayısı yüzde kaç artış göstermiştir?


CEVAP: 2011 yılında bir önceki yıla göre hayat dışı branşlarda % 15,62, hayat branşında ise % 57,07 oranında artmıştır.

#10

SORU: Yabancı yatırımcıların, sigorta piyasası ile ilgilenmelerinin ana nedeni nedir?


CEVAP: Türkiye’de sigortalılık oranının halen düşük ve potansiyelin de yüksek olması yabancı yatırımcıların bu piyasaya ilgisini çekmeye devam etmektedir.

#11

SORU: 31.12.2011 tarihi itibariyle sigorta şirketlerinden kaç tanesi yabancı ortaklıdır?


CEVAP: 31.12.2011 tarihi itibariyle mevcut 35 hayat dışı sigorta şirketinden 28’i ve 23 hayat ve emeklilik şirketinden 16’sı doğrudan veya dolaylı olarak yabancı ortaklıdır.

#12

SORU: Sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen toplam prim üretimi ne kadardır?


CEVAP: Sektörde sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından 2011 yılında gerçekleştirilen toplam prim üretimi 17,2 milyardır.

#13

SORU: 2011 yılında hayat dışı prim üretiminin yaklaşık yarısı yüzde kaç ve hangi sigortada gerçekleştirilmiştir?


CEVAP: 2011 yılında hayat dışı prim üretiminin yaklaşık yarısı (%47) oto sigortalarında gerçekleştirilmiştir.

#14

SORU: 2011 yılında oto kaza sigortalarının hayat dışı branşlar prim üretimindeki payı yüzde kaçtır?


CEVAP: 2011 yılında oto kaza sigortalarının hayat dışı branşlar prim üretimindeki payı % 47’dir.

#15

SORU: 2011 yılında oto kaza sigortalarının hayat dışı branşlar prim üretimindeki ödenen tazminatlardaki payı yüzde kaçtır?


CEVAP: 2011 yılında oto kaza sigortalarının hayat dışı branşlar prim üretimindeki ödenen tazminatlardaki payı % 61 olarak gerçekleşmiştir.

#16

SORU: 2011 yılında hayat dışı dallarda düzenlenen poliçelerin yaklaşık kaçı trafik sigortasında ve motorlu kara taşıtları kasko sigortasında tanzim edilmiştir?


CEVAP: 2011 yılında hayat dışı dallarda düzenlenen poliçelerin yaklaşık üçte biri KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortasında, onda biri ise motorlu kara taşıtları kasko sigortasında tanzim edilmiştir.

#17

SORU: Hayat dışı branşlar dikkate alındığında, düzenlenen poliçe sayısı ve pirim üretiminin yüzde kaçı hangi branşlarda gerçekleştirilmiştir?


CEVAP: Hayat dışı branşlar dikkate alındığında, düzenlenen poliçe sayısının % 61’inin, prim üretiminin ise % 73’ünün dört branşta, kara araçları, kara araçları sorumluluk, hastalık / sağlık ile yangın ve doğal afetler, gerçekleştirildiği görülmektedir.

#18

SORU: Solvency, ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Borçlarını ödeyebilme kapasitesi anlamına gelmektedir.

#19

SORU: Solvency, Türkçede ne anlama çevrilmektedir?


CEVAP: Türkçeye yükümlülük karşılama yeterliliği veya sermaye yeterliliği olarak çevrilmektedir.

#20

SORU: Yükümlülük karşılama yeterliliği sigorta şirketlerinin neyini ölçmektedir?


CEVAP: Yükümlülük karşılama yeterliliği, şirketlerin sigortalılara karşı olan yükümlülüklerini karşılayıp karşılamayacaklarına dair işletme hesapları ve olası değişimler hakkında bilgi sunan bir uygulamadır ve bu uygulamayla, şirketlerin belli bir anda borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığı ölçülmektedir.

#21

SORU: Solvency sisteminin amacı nedir?


CEVAP: Solvency sisteminin amacı sigorta ve reasürans şirketlerinin finansal açıdan zor dönemlerde (örneğin büyük kayıplara yol açan olayların veya ekonomik krizlerin meydana geldiği zamanlarda) sağlıklı şekilde faaliyetlerini yürütebilmelerini sağlamaktır.

#22

SORU: AB’de, hayat branşında yükümlülük karşılama yeterliliğiyle ilgili ilk düzenleme ne zaman ve hangi sayılı direktif çerçevesinde yapılmıştır?


CEVAP: Hayat sigortacılığına ilişkin 1979 yılında çıkartılan 79/267/EEC sayılı Direktif çerçevesinde, hayat dışı branşlarda yükümlülük karşılama yeterliliğiyle ilgili ilk düzenleme ise, hayat dışı sigortacılığına ilişkin 1973 yılında çıkarılan 73/239/EEC sayılı Direktif çerçevesinde yapılmıştır.

#23

SORU: Söz konusu Direktiflerde yer alan yükümlülük karşılama yeterliliğine ilişkin düzenlemeler hangi sayılı direktiflerle tadil edilmiştir?


CEVAP: Söz konusu Direktiflerde yer alan yükümlülük karşılama yeterliliğine ilişkin düzenlemeler, hayat sigortası şirketlerinin yükümlülük karşılama yeterliliğine ilişkin 2002/12/EC sayılı ve hayat dışı sigorta şirketlerinin yükümlülük karşılama yeterliliğine ilişkin 2002/13/EC sayılı Direktiflerle tadil edilmiştir.

#24

SORU: Ülkemizde yükümlülük karşılama yeterliliği hangi yıl ve sayılı kanuna göre düzenlenmiştir?


CEVAP: Ülkemizde yükümlülük karşılama yeterliliği, 19.01.2008 tarih ve 26761 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve daha sonra çeşitli değişikliklere uğrayan Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik ile düzenlenmiştir.

#25

SORU: Solvency II nin özelliği nedir?


CEVAP: Solvency II projesi AB’de Solvency I ile başlayan çalışmanın devamı niteliğindedir.

#26

SORU: Solvency I’in amacı nedir?


CEVAP: Solvency I AB tek sigorta piyasasında sermaye yeterliliği rejimini yeniden düzenleyip güncelleştirmesidir.

#27

SORU: Solvency II’de ana hedefi nedir?


CEVAP: Solvency sistemini oluştururken sigorta şirketinin karşı karşıya kaldığı riskleri daha iyi değerlendirmektir.

#28

SORU: Solvency II, AB’de neden devreye girmiştir?


CEVAP: Mevcut sermaye yeterliliği düzenlemelerinin zayıf noktaları nedeniyle, yetersiz kalması üzerine Solvency II olarak adlandırılan yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.

#29

SORU: Solvency II olarak adlandırılan yeni düzenlemeler hangi nedenlerden dolayı devreye girmiştir?


CEVAP: • Riskleri Dikkate Almaması, • Sigortalıları Yeterince Koruyamaması, • Tek Sigorta Piyasasının Düzgün İşlemesini Sağlayamaması, • Uluslararası Düzenlemeler ve Diğer Sektördeki Düzenlemelerle Uyumlu Olmamasından dolayı devreye girmiştir.

#30

SORU: Solvency II’nin genel amaçları nelerdir?


CEVAP: 1. AB sigorta piyasalarının bütünleşmesini artırmak, 2. Sigortalıların daha fazla korunmasını sağlamak, 3. AB sigorta şirketlerinin rekabet gücünü artırmak, 4. Daha iyi düzenlemeyi teşvik etmektir.

#31

SORU: Solvency II’nin özel amaçları nelerdir?


CEVAP: • Risk yönetimini geliştirmek, • Denetim alanında uyumu artırmak, • Sektörler arası uyumu sağlamak, • Sermayenin daha iyi dağılımını sağlamak, • Uluslararası düzenlemelere uyum sağlamak, • Şeffaflığı artırmaktır.

#32

SORU: Solvency II’nin operasyonel amaçları nelerdir?


CEVAP: 1. Sigorta direktiflerini tek çatı altında toplamak, 2. Teknik karşılıkların hesaplanmasını uyumlaştırmak, 3. Küçük ve orta ölçekli şirketler için orantılı düzenlemeler getirmek, 4. Raporlama alanında uyumu artırmak, 5. Değerleme ve raporlama kurallarını IASB, IAIS ve IAA kurallarıyla uyumlu hale getirmektir.

#33

SORU: Solvency II’nin sigorta şirketlerine faydaları nelerdir?


CEVAP: • Risk bazlı sermaye yaklaşımı sayesinde en uygun sermaye yeterliliğinin belirlenmesi, • Sermaye yeterliliği hesaplamasına ilişkin belirlenecek standart formül sayesinde sermaye yeterliliğinin çok az ekstra maliyetle hesaplanabilmesi, • Etkin risk yönetimi uygulamalarının benimsenmesi, • Başta yatırımlara ilişkin kısıtlamalar olmak üzere gereksiz yasal kısıtlamaların kaldırılması, • Karşılanabilir risk özelliklerine sahip ve kişiye özel yeni ürünler yaratılması, • Sigorta ürünlerinin riske uygun şekilde fiyatlandırılması, • Mali zayıflıklara karşı erken müdahale yapılabilmesi, • Şeffaflığın artması, • Daha profesyonel ve rekabetçi bir yapının oluşmasıdır.

#34

SORU: Solvency II’nin sigortalılara faydaları nelerdir?


CEVAP: 1. Sigorta şirketlerinin mali bünye zafiyetine düşme olasılığının azaltılması sayesinde sigortalıların daha fazla korunması, 2. Daha iyi risk yönetimi, düzgün fiyatlandırma, etkim denetim ve risk bazlı ekonomik model sayesinde sigortalıların sigorta ürünlerine olan güveninin artması, 3. Ürün çeşitliliği ve fiyatlandırmada yaşanan iyileşmeler sayesinde sigortalıların daha fazla ürüne daha ucuz fiyatlarla erişebilmesidir.

#35

SORU: Solvency II’nin denetçilere faydaları nelerdir?


CEVAP: • Daha iyi denetim yapabilecek araçlara kavuşmaları ve şirketlerin karşılaştıkları risklerin tümünü kapsamlı bir şekilde inceleyebilmeleri, • Zamanında harekete geçerek etkin denetim yapabilmeler, • Sigorta gruplarının daha etkin şekilde denetlenmesi, • Denetim Kurumları arasında işbirliği ve uyumun artmasıdır.

#36

SORU: Solvency II’nin genel olarak ekonomiye faydaları neler olmuştur?


CEVAP: • Sigorta sektörünün kuramsal bir yatırımcı gibi davranması sonucunda, sektörün ve genel olarak AB ekonomisinin sermaye edinme maliyetlerinin düşmesi, • Düzenlemelerin ekonomik gerçeklerle uyumlu hale getirilmesi sayesinde genel olarak AB ekonomisinde daha iyi bir sermaye dağılımına katkıda bulunması, • Ekonomide riskin ve sermayenin daha verimli dağılması sayesinde orta ve uzun vadede mali • istikrarın sağlanmasına katkıda bulunulması olmuştur.

#37

SORU: Solvency II’nin Yapısı kaç sütunlu sistem olarak tasarlanmıştır?


CEVAP: Üç sütunlu sistem olarak tasarlanmıştır. 1. Birinci sütun Solvency’nin nicel yanıyla yani, muhasebe penceresinden (aktif-pasif dengesi) bakıldığında ölçülebilen riskleri karşılamak için gerekli olan sermayenin hesaplanmasıyla ilgilidir. 2. İkinci sütun ise denetim incelemesinin gözden geçirilmesinin yanında, Solvency’nin nitel yanıyla, yani birinci sütunda hesaplanamayan risklerle, risk yönetimiyle ve kurumsal yönetim ile ilgilidir. 3. Üçüncü sütun ise finansal tablolara ilişkin açıklama gereklilikleriyle ilgilidir.

#38

SORU: Birinci Sütunda düzenlenen risk bazlı ekonomik modelin özelliği nedir?


CEVAP: Sigorta şirketlerinin gerçek risk profillerini dikkate alarak daha doğru bir sermaye yeterliliği öngören bir modeldir.

#39

SORU: Bütünlükçü Bilanço Yaklaşımı neyi ön görmektedir?


CEVAP: Sigorta ve reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği sistemi çerçevesinde bulundurması gereken sermaye düzeyini belirlerken, bilançosunda yer alan tüm varlık ve yükümlülüklerle bunların etkileşimlerini dikkate almasını öngörmektedir.

#40

SORU: Risk Çeşitlendirme hangi ilkeye dayanmaktadır?


CEVAP: Çeşitlendirme, risk artıran ya da tetikleyen olayların birbirinden bağımsız olduğu varsayımıyla, bütün risklerin aynı anda gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ilkesine dayanmaktadır.

#41

SORU: Solvency II sisteminde sermaye yeterliliği hesaplanırken hangi unsur dikkate alınmalıdır?


CEVAP: Riski azaltma unsuru dikkate alınacaktır.

#42

SORU: Solvency Capital Requirement neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Bir sigorta şirketinin beklenmedik ancak önemli boyuttaki kayıplarının karşılanmasına yardımcı olacak ve poliçe sahipleriyle lehtarlara makul bir güvence sağlayacak düzeydeki sermaye miktarını ifade eder.

#43

SORU: Ana SCR hesaplamasında asgari olarak dikkate alınması gereken risk modülleri ile bunlara ilişkin alt risk modülleri nelerdir?


CEVAP: Modüller üç şekildedir. 1. Hayat-dışı sigorta risk modülü. 2. Hayat sigorta risk modülü. 3. Sağlık sigorta risk modülü. 4. Piyasa risk modülü. 5. Karşı taraf temerrüt risk modülü.

#44

SORU: Hayat-dışı sigorta risk modülünün özelliği nedir?


CEVAP: Kapsanan tehlike ve işin yürütülmesinde kullanılan süreçlerle ilgili olarak, hayat-dışı sigorta yükümlülüklerinden kaynaklanan riski yansıtmaktadır.

#45

SORU: Hayat sigorta risk modülü hangi alt- modüller için gerekli sermaye ihtiyaçlarının bir bileşimi olarak hesaplanabilecektir?


CEVAP: • Hasar riski veya ölüm oranlarındaki artışın sigorta yükümlülüklerinin değerinde artışa yol açtığı durumlarda, sigorta yükümlülüklerinin değerindeki, ölüm oranlarının seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki değişiklikten kaynaklanan olumsuz değişim (ölüm oranı riskimortalite riski) • Hasar riski veya ölüm oranlarındaki azalışın sigorta yükümlülüklerinin değerinde artışa yol açtığı durumlarda, sigorta yükümlülüklerinin değerindeki, ölüm oranlarının seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki değişiklikten kaynaklanan olumsuz değişim (uzun ömür riski yaşam riski) • Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerinde, sakatlık, hastalık ve ölüm oranlarının eğilimi veya oynaklığındaki değişiklikten kaynaklanan olumsuz değişim (sakatlık- hastalık riski) • Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerinde, sigorta ve reasürans sözleşmelerinin yürürlüğe sokulması için maruz kalınan harcamaların seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki değişiklikten kaynaklanan olumsuz değişim (hayat masrafları riski) • Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerinde, yasal ortamdaki veya sigortalanan kişinin sağlık durumundaki değişikliklere bağlı olarak, ömür boyu aylık gelir sigortasına uygulanan revizyon oranlarının seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki dalgalanmadan kaynaklanan olumsuz değişim (revizyon riski) • Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerinde, poliçe zaman aşımı, sona erdirme, yenileme ve feragat oranlarının seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki değişimlerden kaynaklanan olumsuz değişim (kesinti riski); • Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerindeki, aşırı veya düzensiz olaylarla ilişkili olarak fiyatlandırma ve karşılık ayırma varsayımlarındaki önemli düzeydeki belirsizlikten kaynaklanan olumsuz değişim (hayat felaket riski- katastrof riski).

#46

SORU: Sağlık sigorta risk modülü, asgari düzeyde hangi riskleri kapsayabilecektir?


CEVAP: 1. Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerinde, sigorta ve reasürans sözleşmelerinin yürürlüğe sokulması için maruz kalınan harcamaların seviyesi, eğilimi veya oynaklığındaki değişimlerden kaynaklanan olumsuz değişim. 2. Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerindeki zamanlama, sıklık ve sigortalanan olayların önemindeki dalgalanmalardan ve tazminat taleplerinin çözümünün zamanlaması ve miktarından kaynaklanan olumsuz değişim. 3. Hasar riski veya sigorta yükümlülüklerinin değerindeki, önemli salgın hastalıkların baş göstermesinin yanı sıra, bunun gibi uç durumlar kapsamında risklerin alışılmadık şekilde birikimi ile ilişkili olarak fiyatlandırma ve karşılık ayırma varsayımlarındaki önemli düzeydeki belirsizlikten kaynaklanan olumsuz değişim.

#47

SORU: Piyasa risk modülü neyi yansıtmaktadır?


CEVAP: Kuruluşun varlıklarının ve yükümlülüklerinin değeri üzerinde etki yapan, finansal araçların piyasa fiyatlarının seviyesi veya oynaklığından kaynaklanan riskleri yansıtmaktadır.

#48

SORU: Piyasa risk modülü hangi alt-modüller için gerekli sermaye ihtiyaçlarının bir bileşimi olarak hesaplanabilecektir?


CEVAP: • Varlıkların, yükümlülüklerin ve finansal araçların değerlerinin, faiz oranlarının vade yapısında veya faiz oranlarının oynaklığındaki değişikliklere olan duyarlılığı (faiz oranı riski) • Varlıkların, yükümlülüklerin ve finansal araçların değerlerinin, öz kaynak fiyatlarının seviyesi veya oynaklığındaki değişikliklere olan duyarlılığı (öz kaynak riski- hisse senetleri riski) • Varlıkların, yükümlülüklerin ve finansal araçların değerlerinin, gayrimenkul piyasa fiyatlarının seviyesi veya oynaklığındaki değişikliklere olan duyarlılığı (emlak riski) • Varlıkların, yükümlülüklerin ve finansal araçların değerlerinin, risksiz faiz oranı vade yapısı üzerindeki kredi spread seviyesi veya oynaklığındaki değişikliklere olan duyarlılığı (spread riski- kredi riski) • Varlıkların, yükümlülüklerin ve finansal araçların değerlerinin, döviz kuru oranlarının seviyesi veya oynaklığındaki değişikliklere olan duyarlılığı (kur riski) • Bir sigorta veya reasürans kuruluşu üzerindeki, ya varlık portföyünde çeşitlendirme olmamasından ya da hisse senetlerinin tek bir ihracatçısı veya bağlantılı ihracatçıların bir grubundan kaynaklanan temerrüt riskine yüksek düzeyde maruz olmaktan doğan ilave riskler (piyasa risk yoğunluğu).

#49

SORU: Kredi Riski nasıl ortaya çıkmaktadır?


CEVAP: Şirketin anlaşmalı olduğu karşı tarafların, yapılan sözleşme gereklerine uymayarak ödeme yükümlülüklerini tamamen ya da kısmen ve/veya zamanında yerine getirmemelerine ya da getirememelerine bağlı olarak ortaya çıkan risktir.

#50

SORU: Operasyonel Risk neyi ifade etmektedir?


CEVAP: Uygun olmayan ya da işlemeyen iş süreçleri, insan hataları, teknolojik ya da altyapıyla ilgili aksaklıklar, hatalı raporlama veya dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabilecek zararları ifade eder.

#51

SORU:

Ülkemiz mevzuatında da sigortacılık faaliyetleri kaça ayrılır?


CEVAP:

Dünya sigortacılığına paralel olarak ülkemiz mevzuatında da sigortacılık faaliyetleri hayat ve hayat dışı olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. 2010 yılı içinde yapılan düzenlemelere göre, hayat dışı sigortalar 18 branş olarak belirlenmiştir. Sigorta şirketleri 1998 yılından itibaren hayat ya da hayat dışı sigorta gruplarından sadece birinde faaliyet gösterebilmektedir. Ancak, hayat portföylerini hayat şirketlerine devretmeyen hayat dışı şirketler yeni poliçe tanzim etmemekle birlikte mevcut hayat portföylerini devam ettirebilmektedir. Mevcut düzenlemelere göre hayat sigorta şirketleri hayat sigorta branşlarının tamamında, emeklilik şirketleri ise hayat sigorta branşlarından hastalık / sağlık hariç diğer branşlarda ruhsat alabilmektedir.


#52

SORU:

Hayat dışı branşlara ait göstergeler nelerdir?


CEVAP:

Ülkemizde 2011 yılı sonu itibariyle 35’i hayat dışı sigorta şirketi, 14’ü hayat ve emeklilik şirketi, 9’u hayat sigorta şirketi ve biri reasürans şirketi olmak üzere toplam 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketi faaliyet göstermektedir. Aktif olarak faaliyet gösteren şirketlerin dışında, ruhsat sahibi olmakla birlikte aktif faaliyet göstermeyen ya da faaliyeti kamu otoritesi tarafından durdurulmuş olan dört hayat dışı ve iki hayat sigorta şirketi ile bir reasürans şirketi mevcuttur. Bunlarla birlikte ruhsat sahibi toplam şirket sayısı 66’dır.


#53

SORU:

Ülkemizdeki sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin şirket sayıları hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

2011 yılı sonu itibariyle ülkemizde sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinde toplam 59 şirket faaliyet göstermektedir. Faal şirketlerin 35’i hayat dışı sigortalar, 9’u hayat sigortaları, 14’ü hayat ve emeklilik, biri de reasürans alanında ruhsat sahibidir. Ancak, ruhsat sahibi olmakla beraber faaliyette bulunmayan dört hayat dışı, iki hayat ve bir reasürans şirketi bulunmaktadır. Bunlarla birlikte ruhsat sahibi şirket sayısı 66’ya ulaşmaktadır.


#54

SORU:

Ülkemizdeki sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin istihdam durumu hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Ülkemizde sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinde faaliyet gösteren 59 sigorta, reasürans ve emeklilik şirketinde 2011 yılı sonu itibariyle toplam 16.783 kişi istihdam edilmektedir. Diğer yandan, sigorta ve emeklilik şirketlerinin sigortacılık faaliyetine aracılık etmek üzere kurulan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tutulan Levha’ya kayıt yaptırmış acente sayısı 16.616, bireysel emeklilik sisteminde aracılık yapmak üzere Emeklilik Gözetim Merkezi’ne (EGM) kayıtlı bireysel emeklilik aracısı sayısı ise 17.868’dir.


#55

SORU:

Ülkemizdeki sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin poliçe sayısı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Sektörde faaliyet gösteren sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından yıl içinde düzenlenen poliçe sayısı 2011 yılında bir önceki yıla göre hayat dışı branşlarda % 15,62, hayat branşında ise % 57,07 oranında artmıştır. Diğer yandan, aynı yılda bireysel emeklilik sistemindeki sözleşme sayısı % 15,92, katılımcı sayısı ise % 15,80 oranında yükselmiştir. Bu durum, poliçe, sözleşme ve katılımcı sayıları itibariyle sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin ülkemizde aralıksız olarak büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini göstermektedir. Tablo 8.4’de hayat dışı branşlarda son beş yıl içindeki poliçe sayıları yer almaktadır.


#56

SORU:

Ülkemizdeki sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerindeki şirketlerin sermaye yapısı ve yabancı sermaye payı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Türkiye’de sigortalılık oranının halen düşük ve potansiyelin de yüksek olması yabancı yatırımcıların bu piyasaya ilgisini çekmeye devam etmektedir. Ülkemizde 2001 yılında 15 olan yabancı sermayeli şirket sayısı 2010 yılı sonunda 44’e yükselmiştir. 2011 yılında sektöre bir yeni yabancı sermayeli şirket girişi olmasına rağmen, bir yabancı sermayeli şirketin faaliyetinin durdurulması sonucunda yabancı sermayeli şirket sayısında bir değişiklik olmamıştır. 31.12.2011 tarihi itibariyle mevcut 35 hayat dışı sigorta şirketinden 28’i ve 23 hayat ve emeklilik şirketinden 16’sı doğrudan veya dolaylı olarak yabancı ortaklıdır. Bu şirketlerin 36 adedinde yabancı sermayenin payı % 50’nin üzerindedir.


#57

SORU:

Sigortacılık sektörünün Türk Finans Sistemindeki yeri nedir?


CEVAP:

Türk finans sektörü bankacılık ağırlıklı bir yapıya sahiptir. Bankacılığı sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörleri takip etmektedir. 2010 yılı sonunda 1,3 trilyon  Türk finans sektörü varlık toplamı 2011 yılı sonunda 1,5 trilyon ’ye yükselmiştir. Bu tutarın yaklaşık 1,4 trilyon ’lik kısmını bankacılık sektörü (TCMB dahil) oluşturmakta iken, sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin varlık toplamı 42,5 milyar olarak gerçekleşmiştir. Varlık toplamı içerisinde bankacılık sektörünün payı % 89,83, sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin payı ise % 2,80’dir.


#58

SORU:

Sigortacılık sektöründe Gelir / Gider dengesi nasıldır?


CEVAP:

Sigortacılık sektöründe 2011 yılında toplam 17,2 milyar  prim üretilmiş ve bir önceki yıla göre prim üretiminde ortalama % 21 oranında artış sağlanmıştır. Prim üretimi hayat ve hayat dışı şirket ayrımında incelendiğinde, hayat dışı şirketlerin toplam prim üretimi içindeki ağırlığı 2007 yılında % 85 iken 2011 yılında % 82’ye gerilediği görülmektedir.


#59

SORU:

Sigortacılık sektöründe teknik oranlar hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Küresel ekonomik krizin etkisiyle Türkiye’de toplam prim üretimi 2009 yılında enflasyon oranının altında artış göstermiş, buna karşılık krizin sona ermesiyle birlikte tekrar hızlı büyümeye başlamıştır. Bu trend 2011 yılında da devam etmiş ve prim üretimi hayat dışı şirketlerde % 22, hayat / emeklilik şirketlerinde ise % 21 oranında artmıştır.


#60

SORU:

5684 sayılı Sigortacılık Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra yeniden düzenlenen poliçeler hakkında genel bilgi veriniz.


CEVAP:

2011 yılında hayat dışı dallarda düzenlenen poliçelerin yaklaşık üçte biri KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortasında, onda biri ise motorlu kara taşıtları kasko sigortasında tanzim edilmiştir. Buna karşın, adı geçen sigortaların prim üretimi hayat dışı prim üretiminin sırasıyla beşte bir ve dörtte birini teşkil etmektedir. Hayat dışı branşlar dikkate alındığında, düzenlenen poliçe sayısının % 61’inin, prim üretiminin ise % 73’ünün dört branşta, kara araçları, kara araçları sorumluluk, hastalık / sağlık ile yangın ve doğal afetler, gerçekleştirildiği görülmektedir.


#61

SORU:

Sermaye yeterliliği (solvency) ne demektir?


CEVAP:

Sözlük anlamıyla borçlarını ödeyebilme kapasitesi anlamına gelen Solvency, Türkçeye “yükümlülük
karşılama yeterliliği” veya "sermaye yeterliliği" olarak çevrilmektedir. Yükümlülük karşılama yeterliliği, şirketlerin sigortalılara karşı olan yükümlülüklerini karşılayıp karşılamayacaklarına dair işletme hesapları ve olası değişimler hakkında bilgi sunan bir uygulamadır ve bu uygulamayla, şirketlerin belli bir anda borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığı ölçülmektedir.


#62

SORU:

Solvency sisteminin amacı nedir?


CEVAP:

Solvency sisteminin amacı sigorta ve reasürans şirketlerinin finansal açıdan zor dönemlerde (örneğin büyük kayıplara yol açan olayların veya ekonomik krizlerin meydana geldiği zamanlarda) sağlıklı şekilde faaliyetlerini yürütebilmelerini sağlamaktır. Böylece hem tüketiciler hem de şirketler korunmuş ve bir bütün olarak finansal sistemin istikrarı sağlanmış olacaktır.


#63

SORU:

Solvency II’ye ihtiyaç duyulma nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Solvency II projesi AB’de Solvency I ile başlayan çalışmanın devamı niteliğindedir. Solvency I AB tek sigorta piyasasında sermaye yeterliliği rejimini yeniden düzenleyip güncelleştirirken, Solvency II çok daha kapsamlı düzenlemeler getirmektedir. Solvency II’de ana hedef, Solvency sistemini oluştururken sigorta şirketinin karşı karşıya kaldığı riskleri daha iyi değerlendirmektir. AB’de mevcut sermaye yeterliliği düzenlemelerinin aşağıda belirtilen zayıf noktaları nedeniyle yetersiz kalması üzerine Solvency II olarak adlandırılan yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.
Riskleri Dikkate Almaması: AB’de ilk sermaye yeterliliği düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği 1970’lerin başından bu yana risk yönetimi önemli bir ilerleme kaydetmiş ve birçok büyük şirket
karmaşık risk yönetimi sistemleri geliştirmiştir. Ayrıca bir yandan yeni ürünlerin doğması ile yeni
riskler ortaya çıkarken bir yandan da risk azaltıcı tedbirler geliştirilmeye başlanmıştır. Ancak,
yürürlükteki sistem risk bazlı olmayıp, piyasa, kredi ve faaliyet riski gibi bazı önemli riskleri hesaba
katmamaktadır. Mevcut sistem geçmiş verileri kullanan statik hesaplamalara dayalı olup,gelecekte oluşması muhtemel riskleri dikkate almamaktadır.
Sigortalıları Yeterince Koruyamaması: Mevcut sistemde risklerin dikkate alınmaması, sigorta
şirketlerinin kendi risklerini yeterli derecede yönetmelerini ve risk yönetimlerini geliştirmelerini teşvik etmemektedir. Mevcut sistem, şirketlerin mali bünye zafiyetine düşmeksizin yükümlülükleriyle uyumlu sermaye miktarının belirlenmesini sağlayamadığı gibi, denetçilerin şirketlere zamanında müdahalesine imkan vermemektedir. Bu nedenle, yürürlükteki sistem şirket
başarısızlıklarını önlemede yetersiz kalmakta ve sigortalıları yeterince koruyamamaktadır.
Tek Sigorta Piyasasının Düzgün İşlemesini Sağlayamaması: Birçok üye ülke AB çapında
uygulanan sermaye yeterliliğine ilişkin mevcut asgari gereklilikleri yetersiz bularak kendi
reformlarını gerçekleştirmiş ve böylece her üye ülkede hem sermaye yeterliliği hesaplamasına hem
de denetime ilişkin birbirinden farklı kurallar ortaya çıkmıştır. Bu durum, gerek AB sigorta şirketleri
gerekse sigortalılar için maliyetleri önemli ölçüde artırmakta, AB içindeki rekabeti engellemekte,
grupların etkin zamanında denetlenmesini sağlayamamakta ve Tek Pazarın düzgün ve sağlıklı
şekilde işlemesinin önünde önemli bir engel teşkil etmektedir.
• Uluslararası Düzenlemeler ve Diğer Sektördeki Düzenlemelerle Uyumlu Olmaması: Kredi derecelendirme kuruluşları ile Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği (IAIS) ve Uluslararası
Aktüerya Birliği (IIA) gibi uluslararası kuruluşların sermaye yeterliliği sisteminin güncellenmesine
ilişkin çalışmaları risk bazlı ekonomik yaklaşım öngörmekte olup, AB’nin mevcut sermaye
yeterliliği sistemi güncel yaklaşımların gerisinde kalmıştır. Ayrıca, Basel II yürürlüğe girmiş ve
2006/48/EC ve 2006/49/EC sayılı Direktiflerle bankalar için risk bazlı sermaye yeterliliği sistemine
geçilmiştir. Uluslararası ve sektörler arası bu uyum eksikliği AB sigorta şirketlerinin rekabet gücüne zarar vermektedir.


#64

SORU:

Solvency II ile mevcut sistemler arasındaki farklar nelerdir?


CEVAP:

Solvency II mevcut sistemi çok daha geniş bir perspektiften gözden geçirirken, günümüzdeki çok çeşitli riskleri, risk yönetimi, finans teknikleri ve finansal raporlama gibi uygulamaları dikkate almayı amaçlamaktadır. Mevcut sistemle arasındaki bir diğer temel fark, Solvency II’nin varlıkları daha detaylı şekilde incelemesi, hem varlıklar hem de yükümlülükleri daha ayrıntılı metotlarla ele almasıdır. Bu çerçevede, Solvency II tek başına muhasebe penceresinden yapılan hesaplara ve aktiflerin durumuna değil, gerçek risk ölçümlerine dayanmakta ve varlıklarla beraber yükümlülükleri de daha fazla dikkate alan bir uygulama getirmeyi amaçlamaktadır. Sonuç olarak, yeni sistemin hem daha “dinamik” hem de daha fazla “riske dayalı” olması beklenmektedir.


#65

SORU:

Solvency II’nin genel amaçları nelerdir?


CEVAP:

Genel Amaçlar
• AB sigorta piyasalarının bütünleşmesini artırmak
• Sigortalıların daha fazla korunmasını sağlamak
• AB sigorta şirketlerinin rekabet gücünü artırmak
• Daha iyi düzenlemeyi teşvik etmek


#66

SORU:

Solvency II’nin özel amaçları nelerdir?


CEVAP:

Özel Amaçlar
• Risk yönetimini geliştirmek
• Denetim alanında uyumu artırmak
• Sektörler arası uyumu sağlamak
• Sermayenin daha iyi dağılımını sağlamak
• Uluslararası düzenlemelere uyum sağlamak
• Şeffaflığı artırmak


#67

SORU:

Solvency II' nin operasyonel amaçları nelerdir?


CEVAP:

Operasyonel Amaçlar
• Sigorta direktiflerini tek çatı altında toplamak
• Teknik karşılıkların hesaplanmasını uyumlaştırmak
• Küçük ve orta ölçekli şirketler için orantılı düzenlemeler getirmek
• Raporlama alanında uyumu artırmak
• Değerleme ve raporlama kurallarını IASB, IAIS ve IAA kurallarıyla uyumlu hale getirmek


#68

SORU:

Solvency II’nin sigorta şirketlerine faydaları nelerdir?


CEVAP:


Sigorta Şirketlerine Faydaları
• Risk bazlı sermaye yaklaşımı sayesinde en uygun sermaye yeterliliğinin belirlenmesi
• Sermaye yeterliliği hesaplamasına ilişkin belirlenecek standart formül sayesinde sermaye
yeterliliğinin çok az ekstra maliyetle hesaplanabilmesi
• Etkin risk yönetimi uygulamalarının benimsenmesi
• Başta yatırımlara ilişkin kısıtlamalar olmak üzere gereksiz yasal kısıtlamaların kaldırılması
• Karşılanabilir risk özelliklerine sahip ve kişiye özel yeni ürünler yaratılması
• Sigorta ürünlerinin riske uygun şekilde fiyatlandırılması
• Mali zayıflıklara karşı erken müdahale yapılabilmesi
• Şeffaflığın artması
• Daha profesyonel ve rekabetçi bir yapının oluşması


#69

SORU:

Solvency II’nin sigortalılara faydaları nelerdir?


CEVAP:

Sigortalılara Faydaları
• Sigorta şirketlerinin mali bünye zafiyetine düşme olasılığının azaltılması sayesinde sigortalıların
daha fazla korunması
• Daha iyi risk yönetimi, düzgün fiyatlandırma, etkim denetim ve risk bazlı ekonomik model
sayesinde sigortalıların sigorta ürünlerine olan güveninin artması
• Ürün çeşitliliği ve fiyatlandırmada yaşanan iyileşmeler sayesinde sigortalıların daha fazla ürüne
daha ucuz fiyatlarla erişebilmesi


#70

SORU:

Solvency II’nin denetçilere faydaları nelerdir?


CEVAP:

Denetçilere Faydaları
• Daha iyi denetim yapabilecek araçlara kavuşmaları ve şirketlerin karşılaştıkları risklerin tümünü
kapsamlı bir şekilde inceleyebilmeleri
• Zamanında harekete geçerek etkin denetim yapabilmeleri
• Sigorta gruplarının daha etkin şekilde denetlenmesi
• Denetim Kurumları arasında işbirliği ve uyumun artması


#71

SORU:

Solvency II’nin genel olarak ekonomiye faydaları nelerdir?


CEVAP:

Genel Olarak Ekonomiye Faydaları
• Sigorta sektörünün kuramsal bir yatırımcı gibi davranması sonucunda, sektörün ve genel olarak AB ekonomisinin sermaye edinme maliyetlerinin düşmesi
• Düzenlemelerin ekonomik gerçeklerle uyumlu hale getirilmesi sayesinde genel olarak AB
ekonomisinde daha iyi bir sermaye dağılımına katkıda bulunması
• Ekonomide riskin ve sermayenin daha verimli dağılması sayesinde orta ve uzun vadede mali
istikrarın sağlanmasına katkıda bulunulması


#72

SORU:

Risk bazlı ekonomik modelde bütünlükçü bilanço yaklaşımı nedir?


CEVAP:

Bütünlükçü Bilanço Yaklaşımı: Sigorta ve reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği sistemi
çerçevesinde bulundurması gereken sermaye düzeyini belirlerken, bilançosunda yer alan tüm
varlık ve yükümlülüklerle bunların etkileşimlerini dikkate almasını öngörmektedir. Bilançoda
yer alan tüm varlıkların ve yükümlülüklerin piyasa değerleriyle tutulması esas olup, bunun
mümkün olmadığı durumlarda, bu varlıklara ve yükümlülüklere benzer başka varlıkların ve
yükümlülüklerin değerleri veya piyasaya uyumlu değerleme teknikleri kullanılacaktır.


#73

SORU:

Risk bazlı ekonomik modelde risk çeşitlendirme nedir?


CEVAP:

Risk Çeşitlendirme: Çeşitlendirme, risk artıran ya da tetikleyen olayların birbirinden bağımsız
olduğu varsayımıyla, bütün risklerin aynı anda gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ilkesine
dayanmaktadır. Çok sayıda riski üstlenen bir sigorta şirketinden tüm risklerin aynı anda talep
edilmesi imkansızdır. Bu nedenle şirketler Solvency II sisteminde tüm riskler aynı anda
gerçekleşmiş gibi sermaye tutmaya gerek duymayacaklardır.


#74

SORU:

Risk bazlı ekonomik modelde riski azaltma nedir?


CEVAP:

Riski azaltma: Her risk türü için kullanılabilen risk azaltma teknikleri, etkin ve verimli bir risk
yönetimi stratejisinin en önemli unsurlarından biridir. Solvency II sisteminde sermaye yeterliliği
hesaplanırken bu unsur da dikkate alınacaktır. En çok rastlanan risk azaltma yöntemi bir risk
portföyünün kısmen ya da tamamen bir reasürans şirketine devredilmesidir.


#75

SORU:

Hedef sermaye kavramı nedir?


CEVAP:

Hedef sermaye olarak da tanımlanan SCR (Solvency Capital Requirement), bir sigorta şirketinin
beklenmedik ancak önemli boyuttaki kayıplarının karşılanmasına yardımcı olacak ve poliçe sahipleriyle lehtarlara makul bir güvence sağlayacak düzeydeki sermaye miktarını ifade eder.


#76

SORU:

SCR hesaplamasında asgari olarak dikkate alınması gereken risk modülleri ile bunlara ilişkin alt risk modülleri nelerdir?


CEVAP:

1. Hayat-dışı sigorta risk modülü, kapsanan tehlike ve işin yürütülmesinde kullanılan süreçlerle
ilgili olarak, hayat-dışı sigorta yükümlülüklerinden kaynaklanan riski yansıtmaktadır. Modül,
sigorta ve reasürans kuruluşlarının mevcut sigorta ve reasürans yükümlülüklerinin yanı sıra,
gelecek on iki aylık dönem boyunca alınması beklenen yeni işlere ilişkin sonuçlardaki
belirsizlikleri de hesaba katarak ve en azından aşağıdaki modüller için, gerekli sermaye
ihtiyaçlarının bir bileşimi olarak hesaplanabilecektir.

2. Hayat sigorta risk modülü, kapsanan tehlike ve işin yürütülmesinde kullanılan yöntemlerle
ilgili olarak, hayat sigorta yükümlülüklerinden kaynaklanan riski yansıtarak ve en azından
aşağıdaki alt- modüller için gerekli sermaye ihtiyaçlarının bir bileşimi olarak
hesaplanabilecektir.

3. Sağlık sigorta risk modülü, hayat sigortasına benzer teknik temelde gerçekleştirilsin veya
gerçekleştirilmesin, hem kapsanan riskleri ve hem de işin gerçekleştirilmesinde kullanılan
süreçleri takip ederek, sağlık sigorta yükümlülüklerinin sigortalanmasından kaynaklanan riskleri
yansıtarak ve hesaplama asgari düzeyde aşağıdaki riskleri kapsayabilecektir.

4. Piyasa risk modülü, kuruluşun varlıklarının ve yükümlülüklerinin değeri üzerinde etki yapan,
finansal araçların piyasa fiyatlarının seviyesi veya oynaklığından kaynaklanan riskleri yansıtmaktadır. Modül, özellikle bunların süreleri ile alakalı olmak üzere, varlık ve yükümlülükler arasındaki yapısal uyumsuzluğu düzgün bir şekilde yansıtarak ve en azından aşağıdaki alt-modüller için gerekli sermaye ihtiyaçlarının bir bileşimi olarak hesaplanabilecektir.

5. Karşı taraf temerrüt risk modülü, beklenmedik temerrüt veya karşı tarafın ve sigorta ve
reasürans kuruluşunun borçlularının kredi pozisyonundaki gelecek on iki ay boyunca olabilecek
bozulma nedeniyle ortaya çıkacak muhtemel zararları yansıtmaktadır. Karşı taraf temerrüt risk
modülü, reasürans düzenlemeleri, menkul kıymetleştirme, türevler ve aracılardan alacaklar gibi
risk- hafifletme sözleşmelerinin yanı sıra, spread- riski alt modülünde kapsanmamış olan
herhangi bir diğer kredinin etkisine maruz olma durumunu da kapsayacaktır. Sigorta veya
reasürans kuruluşu tarafından veya onun adına tutulan ipotek veya diğer bir güvenceyi ve
bununla ilişkili riskleri uygun şekilde dikkate alabilecektir.


#77

SORU:

SCR’nin kapsamına alınmak istenen kredi riski ve operasyonel riski nelerdir?


CEVAP:

SCR’nin kapsamına alınmak istenen riskler arasında ayrıca kredi riski ve operasyonel risk de
sayılabilir.
Kredi Riski: Şirketin anlaşmalı olduğu karşı tarafların, yapılan sözleşme gereklerine uymayarak
ödeme yükümlülüklerini tamamen ya da kısmen ve/veya zamanında yerine getirmemelerine ya da
getirememelerine bağlı olarak ortaya çıkan risktir.
Operasyonel Riskler: Uygun olmayan ya da işlemeyen iş süreçleri, insan hataları, teknolojik ya da altyapıyla ilgili aksaklıklar, hatalı raporlama veya dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabilecek zararları ifade eder.