BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ Dersi Temel Su Kalite Parametreleri soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Suyun önemi nedir, dünyamızın su potansiyeli nasıldır?


CEVAP:

Biyosferde, yalnız bir oksijen (O) ve iki hidrojen (H) atomundan oluşan su molekülünden (H2O) daha basit yapıya sahip bir bileşik daha neredeyse yok gibidir. Bunun yanında biyosferde;

  • Sıvı hâlinin katı hâlinden daha yoğun olduğu,
  • En yüksek yoğunluğuna donma noktasında değil, +4°C’de ulaşan,
  • İyonik bileşikler için mükemmel bir çözücü özelliğinde olan,
  • Geçmişten günümüze kadar, medeniyetlerin gelişim seviyelerini belirleyen,
  • Toplumların yaşam kaliteleri üzerindeki en büyük etkiye sahip olan,
  • Kısaca canlılığın yeryüzünde devam edebilmesi için, sudan daha özel ve daha önemli bir bileşik daha yoktur.

Üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz dünyanın, yaklaşık dörtte üçü sularla kaplı olmasına rağmen, bu su­yun yaklaşık % 98’i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su formundadır. Dolayısıyla antropojenik faaliyetlerde kullanılabilirliği oldukça sınırlıdır. Geriye kalan yaklaşık %2’lik tatlı su rezervinin de büyük kısmı buzullarda (%84), bir kısmı yeraltı suyu olarak (%15), küçük bir kısmı göllerde (%1), çok küçük bir kısmı ise atmosferde (%0,05) ve akarsularda (%0,01) bulunmaktadır.

Neredeyse hepimizin bildiği “dünyamızdan bir damla suyun bile eksilip artamayacağı” ifadesi doğru­dur. Ancak;

  • İnsan populasyonları için sınırlayıcı faktörlerin geçmişe oranla çok daha azalması,
  • Dünya nüfusundaki hızlı artış,
  • Sanayi ve teknolojideki gelişmeler,
  • Tarımsal faaliyetlerde kullanılan gübre ve pestisitlerin çokluğu,
  • Toplumlarda çevre bilincinin yeterince yerleşmemesi,

dünyamızın su kaynaklarının kirlilik yükünün günden güne artmasına ve dünyanın kullanılabilir su potansiyelinin günden güne azalmasına neden olmaktadır. Bu durum, hem sucul ekosistemlerin sağlığı hem de insan sağlığı açısından su kalitesi tespit ve izleme çalışmalarının öneminin de son yıllarda artmasına neden olmuştur.

Su molekülünde yer alan 2 hidrojen (H) atomu, oksijen atomuna (O), yaklaşık 104,5°’lik bir açıyla ve kovalent bağla bağlıdır (Şekil 2.3). Oksijen ato­munun elektrona olan isteği ve ilgisi, yani elektro­negativitesi hidrojen atomlarından çok daha fazla olması nedeniyle, bu polar yani 2 kutuplu kovalent bağlardaki elektronlar, oksijen atomuna daha yakın­dır. Dolayısı ile bir su molekülünün oksijen tarafı kısmi (-) yüklü, hidrojen atomlarının yer aldığı tarafı ise kısmi (+) yüklüdür. Bu durum zıt uçlarının farklı yük taşımasına neden olarak suya polar bir molekül olma özelliği kazandırır. Moleküllerin (-) yükleri ile (+) yükleri ya da su molekülünde olduğu gibi bunların ağırlık merkezleri arasındaki mesafeye dipol moment ya da hareket meydana getirme yeteneği denir ve mo­lekülün çözücü özelliği üzerine büyük etkiye sahiptir. Suyun bu basit ama muhteşem özellikleri ve oldukça yüksek olan dipol momenti, polar ve iyonik bileşikler için mükemmel bir çözücü olmasındaki anahtar  faktörlerdir. Biyoloji ilmi ve canlılığın varlığı açısından, suyun polar ve iyonik bileşikler için mükemmel bir çözücü olmasının yanında, apolar yani kutuplaşma göstermeyen bileşikler için çözücü özellik gösterme­mesinin de çok büyük bir önemi vardır. Zira organizmaların canlılık özelliklerini taşıyan en küçük parçası olan hücrelerin, lipid içerikli zarlarının bütünlüğünün korunabilmesi bu sayede gerçekleşir.