CEZA HUKUKU Dersi Tipikliğin Manevi Unsurları soru detayı:
SORU:
Taksirli suçlarda kusur kavramını anlatınız.
CEVAP: Taksirle işlenen suçlarda kusur, kasten işlenen suçlarda olduğu gibi, esas itibariyle bir kim- senin işlediği haksızlık teşkil eden fiilden dolayı kınanması gerektiği konusundaki yargıyı ifade eder. Bu durumda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle taksirli bir haksızlığı gerçekleştiren kişi, böyle bir fiili işlemesi nedeniyle kınanabilmesi hâlinde cezalandırılacaktır.
Taksirli suçlarda da kasti suçlarda olduğu gibi kusur yargısında bulunulabilmesi bakı- mından aranan ilk unsur, failin yaşı ve akli sağlığına bağlı olan kusur yeteneğidir. Kusur yeteneği olmayan bir kimse, taksir alanında da kusurlu hareket edemez. Bununla birlikte, kusur yeteneği olmayan bir kimse belli şartlar altında, objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edebilir. Bu itibarla işlediği taksirli haksızlığa bağlı olarak kusur yeteneği olmayan kişilere de güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Kasten işlenen suçlarda aranan kusurdan farklı olarak, taksirle işlenen suçlarda kusur ayrıca şu yönlerden değerlendirilmelidir: Kişisel olarak yapabilirlik kabiliyeti ve özene uy- gun davranışın failden beklenebilirliği.
Taksirli suçlarda kusur isnadı, failin kişisel kabiliyetine göre, objektif olarak mevcut olan özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve gereklerini yerine getirebilecek durumda olmasınabağlıdır. Bu husus araştırılırken, üçüncü bir kişinin durumu değil, bizatihi failin kabiliye- ti, tecrübesi ve bilgi düzeyi göz önünde bulundurulacaktır. İşte fail, yaşı, sosyal durumu, bilgi düzeyi, algılama seviyesi, kişisel yetenekleri, tecrübesi ve içinde bulunduğu şartlar itibarıyla, objektif olarak mevcut bulunan özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmasına rağmen, yükümlülüğüne aykırı davranarak kanuni ta- nımda belirtilen neticeyi gerçekleştirmesi hâlinde, bu fiili nedeniyle kusurlu sayılacak ve cezalandırılacaktır.
Ayrıca her yükümlülük gibi, dikkat ve özen yükümlülüğünün de yerine getirilme imkânının bulunması gerekir. Böyle bir imkân yoksa o yükümlülüğün yerine getirilmesi de istenemez. Böyle bir imkânın bulunup bulunmadığının belirlenmesinde failin şahsi niteliklerinin göz önünde tutulması gerekir.
Taksirle işlenen suçlarda kusur, kasten işlenen suçlarda olduğu gibi, esas itibariyle bir kim- senin işlediği haksızlık teşkil eden fiilden dolayı kınanması gerektiği konusundaki yargıyı ifade eder. Bu durumda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle taksirli bir haksızlığı gerçekleştiren kişi, böyle bir fiili işlemesi nedeniyle kınanabilmesi hâlinde cezalandırılacaktır.
Taksirli suçlarda da kasti suçlarda olduğu gibi kusur yargısında bulunulabilmesi bakı- mından aranan ilk unsur, failin yaşı ve akli sağlığına bağlı olan kusur yeteneğidir. Kusur yeteneği olmayan bir kimse, taksir alanında da kusurlu hareket edemez. Bununla birlikte, kusur yeteneği olmayan bir kimse belli şartlar altında, objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edebilir. Bu itibarla işlediği taksirli haksızlığa bağlı olarak kusur yeteneği olmayan kişilere de güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Kasten işlenen suçlarda aranan kusurdan farklı olarak, taksirle işlenen suçlarda kusur ayrıca şu yönlerden değerlendirilmelidir: Kişisel olarak yapabilirlik kabiliyeti ve özene uy- gun davranışın failden beklenebilirliği.
Taksirli suçlarda kusur isnadı, failin kişisel kabiliyetine göre, objektif olarak mevcut olan özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve gereklerini yerine getirebilecek durumda olmasınabağlıdır. Bu husus araştırılırken, üçüncü bir kişinin durumu değil, bizatihi failin kabiliye- ti, tecrübesi ve bilgi düzeyi göz önünde bulundurulacaktır. İşte fail, yaşı, sosyal durumu, bilgi düzeyi, algılama seviyesi, kişisel yetenekleri, tecrübesi ve içinde bulunduğu şartlar itibarıyla, objektif olarak mevcut bulunan özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmasına rağmen, yükümlülüğüne aykırı davranarak kanuni ta- nımda belirtilen neticeyi gerçekleştirmesi hâlinde, bu fiili nedeniyle kusurlu sayılacak ve cezalandırılacaktır.
Ayrıca her yükümlülük gibi, dikkat ve özen yükümlülüğünün de yerine getirilme imkânının bulunması gerekir. Böyle bir imkân yoksa o yükümlülüğün yerine getirilmesi de istenemez. Böyle bir imkânın bulunup bulunmadığının belirlenmesinde failin şahsi niteliklerinin göz önünde tutulması gerekir.