ÇAĞDAŞ TÜRK ROMANI Dersi 1950 SONRASI TÜRK ROMANINDA BİREYSEL EĞİLİMLER soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Tanpınar’ın Huzur adlı romanında rüya olgusu ile somutlaştırdığı anlatım arayışı nedir?


CEVAP:

Tanpınar’ın tüm sanatına hâkim olan aklın sınırlarını aşarak geçmiş zamanı yakalama arzusu ve bu arzunun somut şekli olan “rüya”, şiir ve öykülerinde olduğu gibi bu romanda da görülür. Yaşadığı ortamla uzlaşamayan ve sürekli bir yalnızlık duygusu içinde bunalan Mümtaz, öteki romanlarının kişileri gibi, gerçeğin katı çıplaklığıyla karşılaşınca rüyaya benzeyen düşsel bir âleme sığınır. Söz gelişi Sahaflar’daki bit pazarında gezinirken geçmiş zamanı yakalamak, aklın ve algılama sınırlarının ötesine sıçramak ister. Bu, bir bakıma, içinde yaşadığı zamanın baskısından ve sorunlarından bunalan insanın geçmişe açılan bir kapı olarak gördüğü herhangi bir tarihsel kalıntıdan iz sürerek geçmişe sığınması ya da kurtuluşu geçmişe kaçmakta bulan bir aydın bunalımı olarak ifade edilebilir. Okay, Tanpınar’ın roman ve öykülerinde sık sık karşılaştığımız rüya motifinin Fransız romancısı Alain Fournier’in Le Grand Meaulnes adlı romanından geldiğini söylemesine karşın, Tanpınar’ın eserleri hakkında değerlendirme yapan tüm araştırmacılar, zamanı bir roman tekniği olarak kullanma düşüncesinin Marsel Proust’un Geçmiş Zaman Peşinde adlı romanından geldiği konusunda görüş birliği içindedirler. Ancak Tanpınar, bu kırılgan, yeri geldikçe dondurulan zamanın içini rüya motifleriyle doldurarak Fransız romancısının etki alanından çıkmayı başarmıştır.