ANAYASA II Dersi YASAMA ORGANI soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU: TBMM üyelerinin seçimi hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: 1982 Anayasası, TBMM üyelerinin seçiminde hangi sistemin uygulanacağına dair bir hükme yer vermemiş; bu hususu, selefi 1961 Anayasası gibi isabetli olarak kanun koyucunun iradesine terk etmiştir. Her iki Anayasa da (1982, m.67; 1961, m.55) seçimlerin demokratikliğini sağlamaya yönelik temel ilkelerin neler olduğunu hükme bağlamakla yetinerek, kanun koyucunun hangi seçim sistemini kabul ederse etsin, bu ilkelere uygun düzenlemeler belirlemesini amaçlamıştır. 2485 sayılı Kanun, MGK ve Danışma Meclisinden oluşan Kurucu Meclisi, yeni anayasayı hazırlamak yanında Seçim ve Siyasi Partiler Kanununu yapmakla da görevlendirmiştir. Kurucu Meclisin kabul ettiği 10.6.1983 tarih 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ise TBMM seçimlerinde D’Hondt sistemine yer vermiş; bu sisteme, ülke ve seçim çevresi barajı olmak üzere iki baraj getirmiştir. Kanunun 33. maddesine göre: Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, geçerli oyların %10’unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Bir siyasî parti listesinde yer almış bağımsız adayların seçilebilmesi de listesinde yer aldığı siyasî partinin ülke genelinde ve ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde yüzde onluk barajı aşması ile mümkündür. Kanunun 34. maddesinin 2. fıkrasına göre ise: Bir seçim çevresinde, kullanılan geçerli oyların toplamının, o çevreden çıkacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy alan siyasi partilere ve bağımsız adaylara milletvekili tahsis edilmez. Bu hükümlerle amaçlanan, oyların ve parlamento sandalyelerinin aşırı ölçüde parçalanmasını önlemektir. Gerçekten Türkiye’nin 1970’lerin ikinci yarısında karşı karşıya kaldığı temel problemlerden biri, parti sistemindeki aşırı parçalanmanın, nisbi temsile dayanan Seçim Kanunu nedeniyle parlamentoya aynen yansımasıdır. Bu ise ülkenin uzun vadeli politikalara ihtiyaç duyduğu bir dönemde hükümet istikrarsızlığına yol açarak bu tür politikaların izlenmesini engellemiştir. İşte bu nedenle MGK yönetimi, ülke ve çevre barajlarıyla sınırlanmış; parlamento sandalyelerinin parçalanmasını önleyen bir seçim sistemi kabul etmiştir.