SORU: Thomas Hobbes’un ad ile tümellik arasında kurduğu ilişkiyi açıklayınız?
CEVAP: Tümellerin sadece birer ad olduğunu savunur. Filozof, düşüncelerini anımsamasına yardımcı olacak imlere-işaretlere gereksinim duyar; bu imler adlardır. Düşüncelerini başkalarına aktarmak istediği zaman bu imler, sembol-simge görevi görürler. Konuşma, bunların birbirlerine bağlanmasından oluşur. O halde bir ad, bir im için hizmet görmek üzere keyfi olarak seçilen bir sözcüktür. Fakat her adın, bir şeyin adı olması gerekmez. Örneğin hiçbir şey sözcüğü belli bir şeye işaret etmez. Ayrıca adlardan bazıları tek bir şeyi adlandırırken (örneğin, Sokrates ve şu adam gibi) başkaları pek çok şeyi ortak olarak adlandırırlar. Bu ortak adlara tümeller denir. Burada tümellik ada ilişkindir, yoksa adın gösterdiği şey tümel değildir. Dahası bu tümel ad herhangi bir tümel kavrama da işaret etmez. Bu tümel sözcüğü ne doğada var olan herhangi bir şeyin adıdır, ne de zihinde oluşturulan herhangi bir düşüncenin ya da imgenin adıdır. Tersine her zaman bir sözcüğün ya da adın adıdır. Bu tümel adlara zihnimizde yanıt veren kavramlar, pek çok canlı varlığın ya da başka şeylerin imgeleridirler. Hobbes, düşünülebilir olanla imgelenebilir olanı özdeşleştirme yoluna gittiği için, tümel nitelikli bir kavrama zihnimizde yer olamazdı. Bireysel nesne kümeleri için ortak adlar kullanmamızın nedeni, bu şeyler arasındaki benzerliktir. Bu benzerliğin dışında başka bir açıklama yapamamaktadır. Bir tümel ad belli bir nitelikteki ya da başka bir ilinekteki benzerlikleri yüzünden birçok şeye yüklenir.