MODERN FELSEFE I Dersi İNGİLİZ DENEYCİLİĞİNİN KURUCULARI:HOBBES VE LOCKE soru cevapları:
Toplam 51 Soru & Cevap#1
SORU: “Tabular rasa” nedir?
CEVAP: Zihin başlangıçta boş bir levhadır (tabula rasa). Bu boş levha duyusal deneyim yoluyla dolmaya başlar ve her tür bilgi bu deneyimlerden doğar. Zihinde, daha önce duyulardan geçmemiş hiçbir içerik yoktur.
#2
SORU: Thomas Hobbes’un ad ile tümellik arasında kurduğu ilişkiyi açıklayınız?
CEVAP: Tümellerin sadece birer ad olduğunu savunur. Filozof, düşüncelerini anımsamasına yardımcı olacak imlere-işaretlere gereksinim duyar; bu imler adlardır. Düşüncelerini başkalarına aktarmak istediği zaman bu imler, sembol-simge görevi görürler. Konuşma, bunların birbirlerine bağlanmasından oluşur. O halde bir ad, bir im için hizmet görmek üzere keyfi olarak seçilen bir sözcüktür. Fakat her adın, bir şeyin adı olması gerekmez. Örneğin hiçbir şey sözcüğü belli bir şeye işaret etmez. Ayrıca adlardan bazıları tek bir şeyi adlandırırken (örneğin, Sokrates ve şu adam gibi) başkaları pek çok şeyi ortak olarak adlandırırlar. Bu ortak adlara tümeller denir. Burada tümellik ada ilişkindir, yoksa adın gösterdiği şey tümel değildir. Dahası bu tümel ad herhangi bir tümel kavrama da işaret etmez. Bu tümel sözcüğü ne doğada var olan herhangi bir şeyin adıdır, ne de zihinde oluşturulan herhangi bir düşüncenin ya da imgenin adıdır. Tersine her zaman bir sözcüğün ya da adın adıdır. Bu tümel adlara zihnimizde yanıt veren kavramlar, pek çok canlı varlığın ya da başka şeylerin imgeleridirler. Hobbes, düşünülebilir olanla imgelenebilir olanı özdeşleştirme yoluna gittiği için, tümel nitelikli bir kavrama zihnimizde yer olamazdı. Bireysel nesne kümeleri için ortak adlar kullanmamızın nedeni, bu şeyler arasındaki benzerliktir. Bu benzerliğin dışında başka bir açıklama yapamamaktadır. Bir tümel ad belli bir nitelikteki ya da başka bir ilinekteki benzerlikleri yüzünden birçok şeye yüklenir.
#3
SORU: Thomas Hobbes’e göre devinim kavramını açıklayınız.
CEVAP: Hobbes’a göre felsefe genel anlamda cisimlerin nedenleri ve nitelikleriyle ilgilidir. Üç cisim türü olduğu belirtilmişti; • Fiziksel cisimler, • İnsan cismi ve • Politik cisim, yani devlet. Üçünü de ilgilendiren tek temel ilke devinimdir çünkü tümü de devinim içindedirler. Devinim bir yerin süreli olarak terk edilişi, başka bir yerin kazanılışıdır.Devinime neden olan şey, devinen şeyin yerini değiştirir. Atalet halindeki şeyler, bir şey onları devindirmedikçe bu hali korurlar. Sadece devinen bir cisim, atalet halinde olan cismin devinimine neden olabilir. Devindirilen cisim atalet durumunu koruyamaz. Aynı şekilde devinim halinde olan cisim, devinimi başka bir cisimce durdurulmadıkça devinimini sürdürür. Hobbes, “sadece cisimler varolur” öncülünden hareketle, tüm gerçeklik süreçlerinin devinen cisimlerin terimleri içinde açıklanacağını söyler. Şeyler, içlerindeki bir şeyin başka bir şey tarafından devindirilmesi nedeniyle farklılaştıkları için sadece fiziksel olan değil, zihinsel olan da değişir.
#4
SORU: Modus kavramını açıklayınız.
CEVAP: Locke, nasıl birleştirilirlerse birleştirilsinler kendi başlarına var olmaları olası olmayan, cisimlere bağımlı olan veya onların etkileri olarak düşünülen ideleri kip başlığı altında toplar. Bunların özelliği kendi başlarına varoluşları olmaması, salt cisimlerin ya da tözlerin varlığına bağımlı olarak varlık kazanan ideler olmalarıdır.
#5
SORU: Thomas Hobbes bilgiyi kaça ayırmaktadır.Açıklayınız.
CEVAP: Hobbes, bilgiyi; • Olgu bilgisi ve • Sonuç bilgisi olarak ikiye ayırır. “Bir şeyin yapıldığını gördüğüm ya da yapıldığını anımsadığım zaman bilgim olgu bilgisidir.” Bu, mahkemede bir tanıktan istenen türde bir bilgidir. Olgu bilgisinin örneği tarihtir; doğal tarih ya da yurttaşlık tarihi biçimini alabilir. Sonuç bilgisi ise, örneğin A doğru ise B de doğrudur türünden bir bilgidir, yani koşullu ya da varsayımlıdır. Hobbes’un verdiği örnek şudur: “Eğer gösterilen şekil bir çember ise, o zaman merkezden geçen herhangi bir doğru çizgi onu iki eşit parçaya bölecektir.” Bu, “uslamlama” yapan kişiden istenmesi gereken türden bir bilimsel bir bilgidir. Tikel şeylerin çözümlemelerini yaparak en tümel ilkelere ulaşabilir, böylece onların nedenlerini bilebiliriz.
#6
SORU: Thomas Hobbes göre atomsal bireysellik nedir?
CEVAP: Atomsal bireycilik insanın toplu halde yaşasa bile neyin iyi neyin kötü olduğunu bireysel istenciyle belirlemesi esasına dayanır.
#7
SORU: Thomas Hobbes’e göre felsefenin yöntemi nedir?
CEVAP: Tümdengelimsel hipotetik yöntem felsefedeki uslamlamaların ana eksenini oluşturur. Hobbes, “uslamlamayı hesaplama olarak anlıyorum” demiş, hesaplamanın ise toplama ve çıkarma olduğunu belirtmiştir. Bu terimleri birleştirme ve çözümleme anlamında kullandığı anlaşılmaktadır. Çözümleyici yöntem analitik, birleştirici yöntemse sentetiktir. Felsefi yöntem işte bu çözümleme ve birleştirmeyi içerir. Çözümlemede zihin tikelden tümele, yani ilk ilkelere ilerler. Birleştirmediyse zihin ilke ya da genel nedenlerden yola çıkarak bunların etkilerini kurmaya geçer. Nedensel ilişkileri belirlemenin bütün bir süreci, Hobbes’un terimiyle buluş yöntemi, bir ölçüde çözümsel, bir ölçüde birleşimseldir; yani bir ölçüde tümevarımlı bir ölçüde tümdengelimlidir. Bu yöntem Galileocu yönteme benzer. Hobbes buluş yöntemi ile tanıtlama yöntemi arasında da ayrım yapar. Tanıtlamada ya da öğretici yöntemde daha fazla tanıtlanamayan ilk ilkelerle başlanır ve sonra çıkarsama yoluyla sonuçlara gidilir. Bu yapısıyla tanıtlama yöntemi birleşimlidir.
#8
SORU: Thomas Hobbes göre felsefenin amacı nedir?
CEVAP: Hobbes da tıpkı Bacon gibi bilim ve felsefenin pratik yararcılığını savunur. Felsefenin görevi insanı dogmatik düşüncelerden kurtarıp yeni düşüncelerin kapılarını açmak ve teoloji karşısında bir duruş kazandırmaktır. Teolojinin bilimsel olmadığını savunmuş, ruhun tinsel yapıda olduğu tezine de karşı çıkmıştır. Bunun yerine, Copernicus, Galileo ve Harvey’in yeni doğal bilimini savunmuştur. Ona göre doğal felsefenin (bilim) yanı sıra ahlaksal ve siyasi felsefe de yararlıdır çünkü insan, günlük ve siyasi yaşamın kurallarını iyi anlamadığı için büyük siyasi yıkımlarla karşılaşmaktadır. Bu kuralların bilgisi ahlak felsefesidir. Hem bilimlerde, hem siyaset alanında bilgi, güçtür ve felsefenin ana amacı önceden görülebilen etkileri kendi yararımıza kullanabilmektir.
#9
SORU: Thomas Hobbes göre cisimler kaça ayrılır.Açıklayınız.
CEVAP: Felsefe yalnızca cisimler ve onların özellikleriyle ilgilenir. Hobbes, cisimden sadece madde cisimleri anlamaz. Ona göre iki tür cisim vardır: • Doğa tarafından yapılan doğal cisim ve insanların istenç ve • Anlaşmalarıyla oluşan devlet (commonwealth). Yurttaş felsefesi de iki alt bölüme ayrılır: • Psikoloji ve • Siyaset. Çünkü devleti anlamak için önce insanın duygu ve tutumlarını anlamak gerekir ve psikoloji bunları onu edinir.
#10
SORU: Thomas Hobbes’un Felsefenin ilkeleri isimli eseri kaç bölümden oluşmaktadır?
CEVAP: Felsefenin ilkeleri eseri: • De cive (Yurttaş Üzerine-1642), • De corpore, (Cisim Üzerine-1655), • De homine (insan Üzerine-1658) adlı üç bölümden oluşmaktadır.
#11
SORU: Locke’a göre insanın doğuştan sahip olduğu haklar nelerdir?
CEVAP: İnsanların doğuştan sahip oldukları haklar kendini koruma, yaşamını savunma, özgürlük ve mülkiyet hakkıdır.
#12
SORU: Thomas Hobbes göre imgelenebilir ile tasarımlanabilir arasındaki bağı açıklayınız.
CEVAP: Hobbes’a göre imgelenebilir olan ile tasarımlanabilir olan özdeştir. O halde sonsuz olanın ya da maddesel olmayanın düşünce ya da imgesi olamaz. imgelenebilir her şey sonludur. Sonsuz bir şeyin düşüncesi ya da kavramı olmaz; “cisimsel-olmayan töz” terimi “cisimsel-olmayan cisim” ya da “yuvarlak dörtgen” terimi denli çelişiktir. Bu tür terimler “imlemsiz”, yani anlamsız ve içeriksizdirler.
#13
SORU: İdeler kaça ayrılır.Açıklayınız.
CEVAP: İdeler; • Basit ve • Karmaşık olmak üzere ikiye ayrılır. Basit ideler: Basit ideler kendi aralarında; • Dış duyumun ideleri ve • İç duyumun (düşünümün) ideleri olarak ayrımlaşır. Dış duyumun basit ideleri; • Gözle algılanan aydınlık, • Dokunmayla algılanan sertlik gibi basit idelerdir. Bunlar tek duyumdan elde edilirler. Karmaşık ideler: Bu ideler zihin tarafından edilgin biçimde alınmazlar. Zihin bunları basit idelerden,kendi etkinliğiyle oluşturur ve bu etkinlik üç türlüdür: • İdeleri birleştirmek, • Birbiriyle kaynaştırmadan yan yana getirmek ve • Soyutlamak. Böylece; 1) Birçok basit ideyi bir birleşik idede birleştirir. Örneğin beyazlık, katılık, tatlılık ve biçim ideleri birleştirerek kesme şeker idesini oluşturur. 2) “Basit ya da karmaşık iki ideyi alıp onları tek idede birleştirmeksizin birlikte bir görünüşlerini elde edecek şekilde yan yana getirir. Zihin bütün bağıntı idelerini bu yoldan edinir” (Locke, 1998: 123). Örneğin nedensellik ilişkisi bu şekilde oluşur; bir şey bir şeyin nedeni ya da etkisidir 3) Soyutlama edimi ile nesnelerin bazı nitelikleri onlardan çekip çıkarılır, yani soyutlanır ve soyutlananlar birleştirilerek “insan”, “bitki” gibi tümel kavramlar oluşturulur. Zihnin bu yollarla basit ideler üzerinde yaptığı işlemler farklı ide grupları oluşturur. Locke bunları kipler, cisimlertözler ve bağıntılar olarak gruplar.
#14
SORU: Locke’un yurttaşlık yasası nedir?
CEVAP: Toplum içinde yaşadığımıza göre öteki insanlarla ilişkiler açısından suçluluk ve suçsuzluğun ölçüsü yurttaşlık yasasıdır. İnsanların eylemlerinin suç olup olmadığını saptamak üzere bunların karşılaştırıldığı bir başka yasa türüdür. Buradaki iyi ve kötü, yasaya uyup uymadığımıza göre yargıç kararıyla gelen iyi ya da kötüye haz ya da acıya ödül ve ceza denir.
#15
SORU: Thomas Hobbes göre zihin nedir?
CEVAP: Zihin, beyindeki bir devinimdir ve imgeler ya da idealar bu devinim sonucu ortaya çıkarlar.
#16
SORU: Thomas Hobbes “istenç” nasıl tanımlamaktadır?
CEVAP: İstenç konusunda ise insanların belli eylemleri düşünüp taşınarak gerçekleştirdiklerinin farkındadır ama bu düşünüp-taşınmayı duyguların terimleri içinde ele alır: “Şeyin ya yapılmasına ya da olanaksız olduğunun düşünülmesine dek sürdürülen istekler, tiksinmeler, umutlar ve korkuların toplamı düşünüp taşınma dediğimiz şeydir. Hobbes’a göre istençli edimler hayvanlarda da vardır. Düşünüp taşınmadaki son istek ya da kaçınma, istenç ya da isteme edimi olarak adlandırılır. Eylem bu son isteğe bağlıdır ve bu hayvanlarda da olduğu için onlar da istençli davranışlar ortaya koyarlar. İstenç özgürlüğü iki türde de eşittir.
#17
SORU: Düşünüm kipini açıklayınız.
CEVAP: Zihin kendi içinde akıp giden eylemlerini gözlemlediğinde ilk ortaya çıkan şey düşünmedir. Düşünmede çeşitli değişimler meydana gelir ve böylece farklı kipleşmeler ortaya çıkar. Bir dışsal nesnenin bedende yarattığı her izlenimle birlikte giden ve ona eklenen algılama, düşünmenin bütün öteki kiplerinden seçik olarak zihne duyum dediğimiz seçik ideyi sağlar. Aynı ide dışsal duyu üzerinde benzer nesnenin bir işlemi olmadan zihinde yeniden ortaya çıkarsa buna da anımsama denir. Eğer anımsanan şey uzun süre dikkatli inceleme altında tutulursa buna içgözlem (içebakış) denir. İdeler zihnimizde zihnin düşünümü ya da bakışı olmadan dalgalanırsa buna düşlem denir. İdeler ayırt edilmiş ve sanki belleğe işlenmişlerse bu da dikkat denen şeydir. Zihnin bir ideyi seçip ona yoğunlaşması dikkatini yoğunlaştırma ya da irdeleme durumudur.
#18
SORU: Locke bilgiyi, kaça ayırır? Bunları kısaca açıklayınız.
CEVAP: Locke bilgiyi, ideler arasındaki uyuşma ya da uyuşmamanın algılanma yoluna göre; • Sezgisel bilgi, • Tanıtlamalı bilgi ve • Duyusal bilgi olmak üzere üçe ayırır. Sezgisel (intuitif) bilgi: Zihnimiz iki ide arasındaki uyuşma ya da uyuşmama ilişkisini, başka bir ide araya girmeden dolaysız olarak algılayabiliyorsa, bu türden bilgiye sezgisel (intuitif) bilgi denir. Burada zihin herhangi bir inceleme ya da tanıtlama edimine girmeden doğruyu bir bakışta algılar. Bir karenin üçgen olmadığını, siyahın beyaz olmadığını böyle aracısız olarak kavrarız. Bilgi tanımında özdeşlik ya da başkalık tarzındaki uyuşma ya da uyuşmama biçimi, bu bilgi türünü tümüyle karşılar. Bu türden bilgilerde doğruluk kuşkuya mahal bırakmayacak kadar kesindir. Tanıtlamalı (demonstratif) bilgi: Bu bilgi derecesinde zihin ideler arasındaki uyuşmayı ya da uyuşmamayı algılayabilir ama bu birincideki gibi dolaysız olmaz. Burada iki ide arasındaki uyuşma ya da uyuşmamayı doğrudan algılayamayışının nedeni, zihnin, üzerinde araştırma yapılan ideleri onları birlikte gösterecek biçimde bir araya getirememesidir. Zihin bu durumda aradığı uyuşmayı ya da uyuşmamayı bulabilmek için bir ya da birkaç idenin aracılığına başvurmak zorunda kalır. Yani bir tür uslamlama yapmak zorunda kalır. Bu uslamlama sonucunda zihin, bir üçgenin üç açısıyla iki dik açının toplam büyüklükleri arasındaki uyuşmayı daha başka açısal hesaplamaların yardımıyla keşfetmiş olur. Duyusal (sensitif) bilgi: Locke’a göre sezgi ve tanıtlamaya dayandırılamayan her şey ne denli güvenle kabul edilmiş olursa olsun ya inanç ya kanı düzeyinde kalmak zorundadır. Bir dışsal nesneden aldığımız idenin zihnimizde bulunduğundan daha kesin bir şey olamaz ve bu bir sezgisel bilgidir. Ancak, zihnimizde bulunan bu yalın idenin zihnimiz dışında gerçek bir karşılığının bulunup bulunmadığı kimileri için hep sorun teşkil etmiştir. Çünkü duyular herhangi bir dış nesne tarafından etkilenmeden de zihinde kimi zaman ideler oluşabildiği bilinen bir gerçektir. Ayrıca rüyalarda da zihnimizdeki ideler açık ve nettir ama bunların zihnimiz dışında nesnel bir karşılığı yoktur.
#19
SORU: John Locke başlıca yapıtları nelerdir?
CEVAP: İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme 1790 yılında yayımlanmıştır. Öteki önemli yapıtları; • Sivil Hükümet Üzerine iki inceleme, • Eğitim Üzerine Düşünceler, • Hıristiyanlığın Usa Uygunluğu ve Hoşgörü Üzerine Mektup’tur. Locke her şeyden önce epistemoloji alanına yaptığı katkılarla tanınır. Bu alandaki temel yapıtı İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’dir.
#20
SORU: Locke’un, “zihinde daha önce duyulardan geçmemiş hiçbir şey bulunmaz” ifadesini açıklayınız.
CEVAP: Locke Descartes’ın doğuştan ideler düşüncesine karşı çıkmakta ve tüm bilginin duyu verileri temelinde yükseldiğini savunmaktaydı. Ona göre zihin, başlangıçta boş bir levhadır. Bu levha duyusal deneyimlerimizle giderek dolmaya başlar. Yani zihnin tüm içeriği duyu verilerinin sağladığı bilgilerle oluşur. Duyularımız önce duyulur tikel nesnelere yönelir ve bu nesnelerin etkisi sonucu zihne bunların seçik algıları iletilmiş olur. Locke bunlara duyum (sensation) der ki, duyum idelerimizin ilk kaynağıdır. İdelerimizin öteki kaynağı ise zihnimizin işlemleridir. Zihnimiz duyular yoluyla kazandığımız ideler üzerinde çalışıp onları algılar. Böylece nesnelerden edinemeyeceğimiz başka ide kategorileri sağlar. Bunlara da düşünüm denir. Çünkü bu kaynağın sağladığı ideleri zihin yalnızca kendi iç işlemleri üzerinde düşünerek edinir. Zihnimizin tüm içeriği ya duyumdan ya düşünümden gelir ve düşünüm daima duyumdan sonradır. Önce duyular yoluyla dış dünyadaki nesnelerden sağlanan ideler algılanır, sonra zihin bunların üzerinde düşünür. O halde zihnimizde, daha önce duyulardan geçmemiş hiçbir şey bulunmaz.
#21
SORU: Modern çağda empirizm kurucusu kimdir?
CEVAP: Modern çağda empirizmin gerçek kurucusu John Locke’tur (1632-1704). Toplumsal ve politik görüşleriyle Avrupa’daki aydınlanmanın öncüsü olmuş, temel hak ve özgürlükleri, akla dayalı yaşam biçimini savunarak kendi çağı için eğitici bir rol oynamıştır.
#22
SORU: Thomas Hobbes göre doğal yasa nasıl olmalıdır?
CEVAP: Hobbes’a göre doğal bir yasa, akıl tarafından bulunan ve neyin yapılıp neyin yapılmayacağını söyleyen genel bir kuraldır. Yaşamda kalmak yolundaki doğal arzudan belli yasalar zorunlulukla türerler.
#23
SORU: Locke’a göre kaç çeşit yasa vardır.Açıklayınız.
CEVAP: Locke’a göre üç çeşit yasa vardır: • Kutsal yasa, • Yurttaşlık yasası, • Ahlak yasası.
#24
SORU: Locke’un ahlak yasasını açıklayınız?
CEVAP: Ahlak Yasası: Buna düşünce ve saygınlık yasası da denebilir. Burada yasayı belirleyen “erdem” ve “kötülük” terimleridir. Tüm toplumlarda erdem ve kötülük adlarının beğenilen ve beğenilmeyen eylemlere verildiğini görebilmekteyiz. İnsanlar beğenilen ve övülen erdemlere erdem, beğenilmeyen ve yerilen eylemlere de kötülük gözüyle bakarlar. Erdem ya da kötülük olduğu söylenen şeylerin ölçütü açık ya da örtük bir uzlaşmayla yerleşmiş olan onaylama ya da beğenmeme, övme ya da yermedir. Erdem her yerde övülmeye değer görülen şeydir. Kötülük de her yerde yerilmeyle birlikte giden şeydir. Şu halde ahlak yasasının yaptırım gücü övme ve yermedir. Gerçekte ötekilere göre en etkili olan bu yasadır. İnsanlar yerilmek yerine kendilerine iyi ün sağlayacak işler yapmak, bir başka deyişle beğenilmek ve övülmek isterler. Ahlak, eylemlerimizin bu etik kurallarla bağıntısını dile getiren bir terimdir.
#25
SORU: Locke göre bilgi nedir?
CEVAP: Locke’a göre bilgi, iki ide arasındaki bağlantı ve uyuşmanın ya da çatışma ve uyuşmamanın algılanmasıdır. Bu uyuşma ya da uyuş dört başlıkta incelenir: • Özdeşlik ya da başkalık, • Bağıntı, • Birlikte varoluş ya da zorunlu bağlantı, • Gerçek varoluş.
#26
SORU: Thomas Hobbes ve John Locke toplumsal sözleşme ile ilgili düşüncelerini karşılaştırınız?
CEVAP: Locke’a göre insanlar, devretmeleri gereken hak ve yetkileri, toplumun çoğunluğuna devredecek biçimde sözleşme yapmalıdırlar. Sözleşme bireyin, çoğunluğun istencine boyun eğmesini gerektiren bir sözleşme olmalıdır: ya tüm bireyleri tek tek ikna etmeli ki bu pek çok durumda mümkün değildir ya da çoğunluğun istenci üstün gelmelidir. Locke, çoğunluğun topluluğu temsil etme hakkının kendiliğinden açık olduğunu düşünüyordu. Ona göre mutlak monarşi, yurttaş toplumu ile bağdaşmaz bir yapıdadır ve yurttaş hükümeti biçimi olamaz. Locke’un açıklamalarından Hobbes’dan farklı olarak birbirini izleyen iki sözleşme fikri doğar. Öncelikle doğa durumundan çıkarak yurttaş toplumuna geçmek için bireysel istençlerini toplumun istencine bağlamaları ve toplumun tüm olarak yönetimde bulunmasının olanaksızlığı nedeniyle yönetim erkini çoğunluğun istencine bırakmalarıdır. Bu şekilde kurulan hükümet yurttaş toplumunun temel hak ve özgürlüklerini korumak, toplumun refahı için her yönden çalışmak zorundadır. Eğer hükumet asli görevlerini yerine getiremezse toplum tarafından düşürülüp yerine yenisi getirilir. Bu çoğunluk idaresinde en yüksek egemen güç, yasama erkidir. Çıkarılan yasaları uygulamak yürütme erkine, anlaşmazlıkları gidermek yargı erkine düşer. Yasama erki değiştirilirse hükümet de değiştirilmiş sayılır. Görüldüğü gibi, Locke’un yönetim modelinde en yüksek egemen güç Hobbes’daki gibi mutlak monarkın istenci değil, yasanın gücüdür.
#27
SORU:
Hobbes’a göre felsefe neyle ilgilenir?
CEVAP:
Hobbes’a göre felsefe nedensel açıklamayla ilgilenir.
#28
SORU:
Hobbes’a göre felsefenin konusu nedir?
CEVAP:
Konusu, oluşumunu tasarlayabileceğimiz birleşme ve çözülme özelliği taşıyan her türlü cisimsel şeydir. Bu yüzden oluşturucu süreçlerle var olmamış olan Tanrı ve tinsel varlıklar felsefeden dışlanmalıdır.
#29
SORU:
Hobbes’a göre cisimler kaça ayrılır?
CEVAP:
Hobbes’a göre cisimler doğal cisim ve devlet olmak üzere ikiye ayrılır. Doğal felsefe doğal cisimleri, yurttaşlık felsefesi devleti ele alır.
#30
SORU:
Hobbes, yöntem bahsinde neyin önemini vurgular?
CEVAP:
Hobbes yöntem bahsinde matematiğin önemini vurgular. Ona göre tüm uygulamalı bilimler, gelişmelerini matematiğe borçludur. Özellikle fizik ile matematik arasında sıkı bir bağ vardır.
#31
SORU:
Hobbes’a göre bilgi kaça ayrılır?
CEVAP:
Hobbes, bilgiyi olgu bilgisi ve sonuç bilgisi olmak üzere ikiye ayırmaktadır.
#32
SORU:
Bilgi felsefesinde sorulacak temel soru nedir?
CEVAP:
Bilgi felsefesinde sorulacak temel soru başlangıç ilkelerine nasıl ulaşıldığıdır. Bu, duyum izlenimlerinde çıkış noktasını bulur. Duyum nedir? Renk, ses, tat, koku gibi şeyler duyumdur. Bu oluşumlar duyu organları üzerinde bazı dışsal nesnelerin eylemlerinden kaynaklanır.
#33
SORU:
Hobbes, ‘imgelenebilir’ olan ile ‘tasarımlanabilir’ olanı nasıl açıklamıştır?
CEVAP:
Hobbes’a göre imgelenebilir olan ile tasarımlanabilir olan özdeştir. O halde sonsuz olanın ya da maddesel olmayanın düşünce ya da imgesi olamaz.
#34
SORU:
Çıkarımların başlangıç noktası nedir?
CEVAP:
Çıkarımın başlangıç noktası tanım önermeleridir. Tanımlar sözcüklerin açıklanmasıdır. Yüklemi öznesini çözümleyen önermeye tanım denir.
#35
SORU:
Devinim nedir?
CEVAP:
Devinim, fiziksel cisimlerin, insan cisminin ve politik cisim olan devletin üçünü birden kapsayan tek temel ilkedir çünkü bunların üçü de devinim halindedirler.
#36
SORU:
Hobbes, zihni nasıl açıklamıştır?
CEVAP:
Hobbes’a göre zihin, beyindeki bir devinimdir ve imgeler ya da idealar bu devinim sonucu ortaya çıkarlar.
#38
SORU:
Atomsal bireyciliğin dayanak noktası nedir?
CEVAP:
Atomsal bireycilik, insanın toplu halde yaşasa bile neyin iyi neyin kötü olduğunu bireysel istenciyle belirlemesi esasına dayanır.
#39
SORU:
Hobbes’a göre insanlık doğal savaş yolundan nasıl kurtulabilir?
CEVAP:
Hobbes’a göre insanlık doğal savaş durumundan doğal yasa yoluyla kurtulabilir. Doğal bir yasa, akıl tarafından bulunan ve neyin yapılıp neyin yapılmayacağını söyleyen genel bir kuraldır.
#40
SORU:
Hobbes’a göre devlet nedir?
CEVAP:
Hobbes’a göre devlet, insanların doğal yasanın buyruğunu izleyerek toplumsal bir sözleşme yapması sonucu ortaya çıkan bir tür devdir.
#41
SORU:
Locke, insan zihnini nasıl tanımlar?
CEVAP:
Zihin başlangıçta boş bir levhadır (tabula rasa). Bu boş levha duyusal deneyim yoluyla dolmaya başlar ve her tür bilgi bu deneyimlerden doğar. Zihinde, daha önce duyulardan geçmemiş hiçbir içerik yoktur.
#42
SORU:
Basit ideler nedir?
CEVAP:
Basit İdeler: İdelerimizin bir bölümü basit, bir bölümü karmaşıktır. Basit ideler de kendi aralarında dış duyumun ideleri ve iç duyumun (düşünümün) ideleri olarak ayrımlaşır. Dış duyumun basit ideleri gözle algılanan aydınlık, dokunmayla algılanan sertlik gibi basit idelerdir. Bunlar tek duyumdan elde edilirler. Locke birkaç duyu ile oluşan uzay, uzam, biçim, devinim gibi basit dış duyum idelerinden de söz eder. Bunlar hem göz, hem dokunma ile beyne ulaşan idelerdir. Basit ideler bilgimizin ilk ve yalın materyalini oluştururlar.
#43
SORU:
İdeler kaça ayrılır?
CEVAP:
İdeler basit ve karmaşık olmak üzere ikiye ayrılır. Basit ideler de kendi içlerinde dış duyumun ve iç duyumun ideleri olmak üzere ikiye ayrılırlar.
#44
SORU:
Karmaşık ideler nasıl açıklanabilir?
CEVAP:
Karmaşık İdeler: Bu ideler zihin tarafından edilgin biçimde alınmazlar. Zihin bunları basit idelerden, kendi etkinliğiyle oluşturur ve bu etkinlik üç türlüdür: İdeleri birleştirmek, birbiriyle kaynaştırmadan yan yana getirmek ve soyutlamak. Böylece (1) Birçok basit ideyi bir birleşik idede birleştirir. Örneğin beyazlık, katılık, tatlılık ve biçim ideleri birleştirerek kesme şeker idesini oluşturur. (2) “Basit ya da karmaşık iki ideyi alıp onları tek idede birleştirmeksizin birlikte bir görünüşlerini elde edecek şekilde yan yana getirir. Zihin bütün bağıntı idelerini bu yoldan edinir”. Örneğin nedensellik ilişkisi bu şekilde oluşur; bir şey bir şeyin nedeni ya da etkisidir (3) Soyutlama edimi ile nesnelerin bazı nitelikleri onlardan çekip çıkarılır, yani soyutlanır ve soyutlananlar birleştirilerek ‘insan,’ ‘bitki’ gibi tümel kavramlar oluşturulur. Zihnin bu yollarla basit ideler üzerinde yaptığı işlemler farklı ide grupları oluşturur. Locke bunları kipler, cisimler-tözler ve bağıntılar olarak gruplar.
#45
SORU:
Locke’a göre bilgi nedir?
CEVAP:
Locke’a göre bilgi, iki ide arasındaki bağlantı ve uyuşmanın ya da çatışma ve uyuşmamanın algılanmasıdır. Bu uyuşma ya da uyuşmama dört başlıkta incelenir: 1. Özdeşlik ya da başkalık, 2. Bağıntı, 3. Birlikte varoluş ya da zorunlu bağlantı, 4. Gerçek varoluş.
#46
SORU:
Locke’ın bilgi derecelendirmesi nasıldır?
CEVAP:
Locke, üç bilgi derecelendirmesi belirler: sezgisel, tanıtlamalı ve duyusal bilgi.
#47
SORU:
Ahlak alanındaki belirsizlik nasıl mümkün olur?
CEVAP:
Ahlak alanındaki belirsizlikler, ancak, ahlaksal sözcüklerin karşılık geldikleri şeylerin özü tam olarak bilindiği, ahlaksal sözcükler kesin tanımlara kavuşturulduğunda mümkün olur.
#48
SORU:
Locke, yasaları kaça ayırır?
CEVAP:
Locke’a göre üç çeşit yasa vardır: Kutsal Yasa, Yurttaşlık Yasası ve Ahlak Yasası.
#49
SORU:
Ahlak yasasını belirleyen unsur nedir?
CEVAP:
Ahlak Yasası: Buna düşünce ve saygınlık yasası da denebilir. Burada yasayı belirleyen ‘erdem’ ve ‘kötülük’ terimleridir. Tüm toplumlarda erdem ve kötülük adlarının beğenilen ve beğenilmeyen eylemlere verildiğini görebilmekteyiz. İnsanlar beğenilen ve övülen erdemlere erdem, beğenilmeyen ve yerilen eylemlere de kötülük gözüyle bakarlar. Erdem ya da kötülük olduğu söylenen şeylerin ölçütü açık ya da örtük bir uzlaşmayla yerleşmiş olan onaylama ya da beğenmeme, övme ya da yermedir. Erdem her yerde övülmeye değer görülen şeydir. Kötülük de her yerde yerilmeyle birlikte giden şeydir. ?u halde ahlak yasasının yaptırım gücü övme ve yermedir. Gerçekte ötekilere göre en etkili olan bu yasadır. İnsanlar yerilmek yerine kendilerine iyi ün sağlayacak işler yapmak, bir başka deyişle beğenilmek ve övülmek isterler. Ahlak, eylemlerimizin bu etik kurallarla bağıntısını dile getiren bir terimdir.
#50
SORU:
İnsanların doğuştan sahip oldukları haklar nelerdir?
CEVAP:
İnsanların doğuştan sahip oldukları haklar kendini koruma, yaşamını savunma, özgürlük ve mülkiyet hakkıdır.
#51
SORU:
Locke’a göre insanlar nasıl sözleşme yapmalıdır?
CEVAP:
Locke’a göre insanlar, devretmeleri gereken hak ve yetkileri, toplumun çoğunluğuna devredecek biçimde sözleşme yapmalıdırlar. Sözleşme bireyin, çoğunluğun istencine boyun eğmesini gerektiren bir sözleşme olmalıdır: ya tüm bireyleri tek tek ikna etmeli ki bu pek çok durumda mümkün değildir ya da çoğunluğun istenci üstün gelmelidir.