TÜRK EDEBİYATININ MİTOLOJİK KAYNAKLARI Dersi TÜRK HALK KÜLTÜRÜ VE MİTOLOJİ soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Türklerde İslamiyet'in kabul edilmesinden sonra Umay inancı nasıl değiştirmiştir?


CEVAP:

İslâmiyet’in kabul edilmesiyle  bir yönüyle çocuğun “eş” veya “son”u (plasenta) ile ilgili
halk inançlarında yaşarken diğer yönüyle de Hz. Fatma kültüyle birleşerek pek çok bakımdan İslâmileşir. Hatta Hz. Fatma kültünün Türkler arasında aldığı şeklin oluşumunda Umay kültü son derece önemli bir rol oynamıştır. Aynı şekilde, kutsal Sarıkız kültünün oluşum sürecinde de Umay Ana kültünün tesiri olmuştur. Bu bağlamda en dikkat çekici süreklilik unsurlarının başında Gök Tanrı inancı döneminde ve günümüzde kamlık dininin tesiri altında olan Türk topluluklarında yapılan geleneksel sağaltma ocaklarında ocaklıların kullandığı geleneksel sözlü formülün “benim elim değil Umay Anamın eli” şeklinden “benim elim değil Hz. Fatıma Anamın eli” haline dönüşmesidir. İslâmiyet’i göreceli olarak daha yakın zamanlarda kabul eden Türk topluluklarından Kırgız ve Kazaklar da eski şeklin İslâmî bir muhteva kazanarak devam ettiği görülür. Hakas Türkleri gibi şamanist Türk topluluklarındaysa doğrudan doğruya Umay tanrıça kültünün ad ve işleviyle devam etmektedir. Umay’ın Gök Tanrı dininde aldığı çocuk ve hamile kadınları koruyucu ruh halinin İslâmiyet’in kabulüyle birlikte ortadan kalkarak Divan-ü Lügat it Türk’te, “umay” kelimesinin dar anlamıyla “rahim”, “döl yatağı” ya da daha yaygın olarak doğum yaptıktan sonra kadının rahminden çıkan bir şey olan ve rahimdeki “çocuğun eşi” veya “son” denilen “plasenta” olarak Kaşgarlı Mahmut tarafından kullanıldığı görülür. Kaşgarlı Mahmut “Umay’a tapan kimse çocuk sahibi olur” (Umayqa
tapınsa ogul bulur) şeklindeki atasözünü de bu anlamda yorumlar. Zaten bir Müslüman olarak başka bir anlamını düşünmesi de mümkün değildir.