OSMANLIDA İSKAN VE GÖÇ Dersi OSMANLI DEVLETİ'NDE İSKAN soru detayı:

PAYLAŞ:

SORU:

Yörük kelimesini ve Yörüklerin Osmanlı iskan politikası içindeki yerini açıklayınız. 


CEVAP:

“Yörük”, kelimesi “yürümek” fiilinden gelip o dönemde hala yerleşmeyip konargöçer hayatlarını devam ettiren Türkmenler için kullanılan bir kelimedir. Yörükler de esasen göç vakti, göç kondu gibi tabirleri kullanmaktadırlar. Göçebe sözü tek başına bu insanların hayat tarzlarını açıklamamaktadır. Tam bir göçebe hayatı yaşamadıklarından, onlar için konar-göçer tabirinin kullanılması daha uygundur. İlk dönem Osmanlı kaynaklarından Âşıkpaşazade onlar için “göçer halkı”, “göçer il”; Oruç Bey ise “göçküncü Yörükler”, “göçer Yörükler” demiştir.

Yörüklerin iskânının, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan önceki dönemlerde
başladığı görülecektir. Henüz beylikler döneminde bile yerleşmeler görülmüştür. Osmanlı Devleti kurulduktan sonra da konar-göçer hayat yaşayan zümrelerin ya Rumeli’ye yerleştirilerek ya da iktisadi veya askeri teşkilat içine alınarak zamanla yerleştirildikleri bilinmektedir. Osmanlı Devleti, daha ilk dönemlerde yaptığı fetihlerin kalıcılığını arttırmak ve başka nedenlerle konar-göçer aşiretleri bu alanlara iskân etmiştir. Bu alanlardaki zümreler genel olarak yerleşik bir hayat yaşayıp tarımla uğraşmış ve genelde devlete askeri sahada sevkiyat ve iştirak noktasında yardımları olmuştur. XVI. yüzyıl başında Balkanlardaki Müslüman göçerleri, Yörükler 14.435, askeri örgütlenmeye
tabi Yörükler 23.000, Yörük kökenli Müsellemler ise 12.105 olmak üzere
toplam 50.000 civarında olduğu kaynaklarca belirtilmektedir.
Konar-göçerlerin iskânı köylülerden farklı olarak daha kolay bir biçimde yapılıyordu. Bu zümrelerin nakilleri vergi tahsili bakımından sorun çıkarmadığı
gibi bu zümrelerden Balkanlarda askeri hizmetler, derbentler, madenler ve çeltik alanlarında kullanılmak üzere yerleştirilmeleri devlet açısından önemli bir iş gücü teminini sağlamaktaydı. Osmanlı Devleti, Yörükleri 17. yüzyıldan itibaren çeşitli nedenlerle zaman zaman iskâna zorlamıştır. Özellikle Kıbrıs’a gönderilerek Kıbrıs Türkleştirilmiştir. Bu sırada büyük bir mücadele yaşanmış, geri dönmek için kimileri kaçmıştır. Yine devlet ülke içinde yerlerinde oturmayıp, şekavet halinde olan İçil Sancağı Yörüklerini Kıbrıs’a sürmekle tehdit etmiştir. Hallerine devam etmeleri üzerine ise devlet zoruyla Kıbrıs’a iskân edilmişlerdir.