AİLE SAĞLIĞI Dersi Yaşlılık ve Yaşlı Bakımı soru cevapları:
Toplam 28 Soru & Cevap#1
SORU:
Yaşlanma nedir?
CEVAP: Yaşlanma, canlılarda hücre, doku ve sistemlerin zaman içinde geriye döndürülemeyecek biçimde yapı ve işlevlerinde ortaya çıkan; bütün canlılarda görülen bir durumdur.
Yaşlanma, canlılarda hücre, doku ve sistemlerin zaman içinde geriye döndürülemeyecek biçimde yapı ve işlevlerinde ortaya çıkan; bütün canlılarda görülen bir durumdur.
#2
SORU: Huzur evleri ile huzurevi yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri yönetmeliğine göre "yaşlı" kavramını tanımlayınız?
Huzur evleri ile huzurevi yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri yönetmeliğine göre "yaşlı" kavramını tanımlayınız?
CEVAP: Huzur evleri ile huzurevi yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri yönetmeliğine göre “Yaşlı, 60 yaş ve üzerindeki sosyal ve/veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç olan kişi” olarak tanımlanmaktadır.
Huzur evleri ile huzurevi yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri yönetmeliğine göre “Yaşlı, 60 yaş ve üzerindeki sosyal ve/veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç olan kişi” olarak tanımlanmaktadır.
#3
SORU:
Gerontoloji nedir?
CEVAP: Gerontoloji, yaşlanmanın nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen, bedensel, ruhsal ve toplumsal yönlerini araştıran bir bilim dalıdır.
Gerontoloji, yaşlanmanın nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen, bedensel, ruhsal ve toplumsal yönlerini araştıran bir bilim dalıdır.
#4
SORU:
Gerontoloji kavramı bilimsel literatüre ilk kez kaç yılında girmiştir?
CEVAP: Gerontoloji, kavramı bilimsel literatüre 1929 yılında sistematik araştırma döneminde ilk kez
Rus araştırmacı N.A. Rybnikov tarafından kazandırılmıştır.
Gerontoloji, kavramı bilimsel literatüre 1929 yılında sistematik araştırma döneminde ilk kez
Rus araştırmacı N.A. Rybnikov tarafından kazandırılmıştır.
#5
SORU:
Geriatri bilim dalı ne ile ilgilidir?
CEVAP: Geriatri: 65 yaş ve üstü hastaların sağlık sorunları, hastalıkları, sosyal ve fonksiyonel yaşamları, yaşam kaliteleri, koruyucu hekimlik uygulamaları ve sağlıklı yaşlanmayla ilgilenen bir bilim dalıdır.
Geriatri: 65 yaş ve üstü hastaların sağlık sorunları, hastalıkları, sosyal ve fonksiyonel yaşamları, yaşam kaliteleri, koruyucu hekimlik uygulamaları ve sağlıklı yaşlanmayla ilgilenen bir bilim dalıdır.
#6
SORU:
Toplumlar için "yaşlı toplum" deyiminin kullanılmasının kriteri nedir?
CEVAP: Yaşlı nüfusun genel nüfus içindeki payına göre, toplumlar, genç ya da yaşlı toplum olarak yorumlanır. Bir toplumda 65 yaş ve üzeri kesimin toplamdaki payı % 10’un üzerinde ise “yaşlı toplum” deyimi kullanılmaktadır.
Yaşlı nüfusun genel nüfus içindeki payına göre, toplumlar, genç ya da yaşlı toplum olarak yorumlanır. Bir toplumda 65 yaş ve üzeri kesimin toplamdaki payı % 10’un üzerinde ise “yaşlı toplum” deyimi kullanılmaktadır.
#7
SORU:
Ülkemizde yaşlı sayısının artmasının başlıca nedeni nedir?
CEVAP:
Gelişen sağlık olanakları ülkemizdeki yaşlı sayısının artmasında başlıca neden olarak gösterilmektedir.
#8
SORU: Gerontolojistler yaşlanma sürecini kaç bölümde incelemektedir?
Gerontolojistler yaşlanma sürecini kaç bölümde incelemektedir?
CEVAP: Gerontolojistler yaşlanma sürecini; biyolojik, sosyolojik ve psikolojik olmak üzere üç gruba ayırmaktadırlar.
Gerontolojistler yaşlanma sürecini; biyolojik, sosyolojik ve psikolojik olmak üzere üç gruba ayırmaktadırlar.
#9
SORU:
Yaşlanmayla birlikte vücudun yapısal ve işlevsel değişmesi hangi sürece bağlıdır?
CEVAP: Biyolojik sürece bağlıdır. Biyolojik süreç ise biyolojik yaşlanmayı Birren (1982), “Organizmanın canlı kalma olasılığını ve fizyolojik olarak kendini düzenleme, onarma, çevreye uyum sağlama kapasitesini zamanla azaltan bir değişim süreci” olarak açıklamaktadır. Biyolojik açıdan yaşlılık kronolojik yaşla beraber görülen değişimleri içermektedir. Vücudun yapısal ve işlevsel değişimlerini vurgulamaktadır. Genel olarak 50 yaşından sonra insanların bedensel fonksiyonlarında azalma görülür. Yaşlılıkta sağlık sorunları, daha çok kronik ve dejeneratif hastalıkları içermektedir. Fiziksel yetersizlikler, ağrılar, kanser, kardiyovasküler hastalıklar en sık rastlanan sorunlardır. Yaşlanmanın en belirgin olarak hissedildiği duyu görmedir. Yaşa bağlı olarak duyma kalitesinde de azalma olur. İşitme duyarlılığı kaybedilir. Yaşla birlikte deri daha kuru, daha ince ve kırışık bir hal alır. Kemik yoğunluğunun azalmasıyla, kemikler daha zayıf ve kırılganlaşır. Büyüme hormonunun azalmasıyla kas kitlesi azalır.
Biyolojik sürece bağlıdır. Biyolojik süreç ise biyolojik yaşlanmayı Birren (1982), “Organizmanın canlı kalma olasılığını ve fizyolojik olarak kendini düzenleme, onarma, çevreye uyum sağlama kapasitesini zamanla azaltan bir değişim süreci” olarak açıklamaktadır. Biyolojik açıdan yaşlılık kronolojik yaşla beraber görülen değişimleri içermektedir. Vücudun yapısal ve işlevsel değişimlerini vurgulamaktadır. Genel olarak 50 yaşından sonra insanların bedensel fonksiyonlarında azalma görülür. Yaşlılıkta sağlık sorunları, daha çok kronik ve dejeneratif hastalıkları içermektedir. Fiziksel yetersizlikler, ağrılar, kanser, kardiyovasküler hastalıklar en sık rastlanan sorunlardır. Yaşlanmanın en belirgin olarak hissedildiği duyu görmedir. Yaşa bağlı olarak duyma kalitesinde de azalma olur. İşitme duyarlılığı kaybedilir. Yaşla birlikte deri daha kuru, daha ince ve kırışık bir hal alır. Kemik yoğunluğunun azalmasıyla, kemikler daha zayıf ve kırılganlaşır. Büyüme hormonunun azalmasıyla kas kitlesi azalır.
#10
SORU: Yaşlanmayla beraber kişinin toplumsal rol, statü ve beklentilerinin değişmesi hangi süreçle ilişkilidir?
Yaşlanmayla beraber kişinin toplumsal rol, statü ve beklentilerinin değişmesi hangi süreçle ilişkilidir?
CEVAP: Sosyo-Kültürel Süreç: Sosyo-kültürel açıdan yaşlılık, kişinin toplumsal rol, statü ve beklentilerinin değişmesidir. Yaşlanmayla beraber rol değişikliği ve rol kaybı ortaya çıkar. Toplumsal ve aile yaşantısında da önemli değişikler olur. Prestij, yakın ilişkiler, arkadaşlar, saygınlık ve sosyal destek azalır. Yaşlılıkta en önemli değişikliklerden biri emekliliktir. Emeklilik; gelirde azalma, sosyal konum kaybı ve bakıma muhtaç hale gelme olarak yorumlanabilir. Eğer beklenilen zamanda emeklilik gerçekleşmiş, yaşlının yeterli geliri var ve yaşlı yeni bir uğraş edinmiş ise emekliliğe uyum sağlar ve bu dönem daha stressiz olarak geçirilebilir. Yaşlılıkta sosyal temas giderek daha da azalır. Güvenli ve yakın ilişkiler, kişinin kendini iyi hissetmesi ve ruh sağlığı açısından önemlidir. Yaşlılığa uyum sağlayabilmede yakın çevreye önemli görevler düşmektedir.
Sosyo-Kültürel Süreç: Sosyo-kültürel açıdan yaşlılık, kişinin toplumsal rol, statü ve beklentilerinin değişmesidir. Yaşlanmayla beraber rol değişikliği ve rol kaybı ortaya çıkar. Toplumsal ve aile yaşantısında da önemli değişikler olur. Prestij, yakın ilişkiler, arkadaşlar, saygınlık ve sosyal destek azalır. Yaşlılıkta en önemli değişikliklerden biri emekliliktir. Emeklilik; gelirde azalma, sosyal konum kaybı ve bakıma muhtaç hale gelme olarak yorumlanabilir. Eğer beklenilen zamanda emeklilik gerçekleşmiş, yaşlının yeterli geliri var ve yaşlı yeni bir uğraş edinmiş ise emekliliğe uyum sağlar ve bu dönem daha stressiz olarak geçirilebilir. Yaşlılıkta sosyal temas giderek daha da azalır. Güvenli ve yakın ilişkiler, kişinin kendini iyi hissetmesi ve ruh sağlığı açısından önemlidir. Yaşlılığa uyum sağlayabilmede yakın çevreye önemli görevler düşmektedir.
#11
SORU:
Yaşlanmayla birlikte algı, öğrenme, psikomotor, problem çözme ve kişilik özellikleri açısından uyum sağlama kapasitesindeki değişikleri içeren süreç nedir?
CEVAP: Psikolojik Süreç: Psikolojik açıdan yaşlanma; algı, öğrenme, psikomotor, problem çözme ve kişilik özellikleri açısından uyum sağlama kapasitesindeki değişikleri içermektedir. Davranış özelliklerinin değişmesi, geçmişe özlem, geleceğe güven- sizlikten kaynaklanan korku, kaygı ve üzüntü hissi, yaşlılık döneminin psikolojik değişimleri arasında yer almaktadır.
Psikolojik Süreç: Psikolojik açıdan yaşlanma; algı, öğrenme, psikomotor, problem çözme ve kişilik özellikleri açısından uyum sağlama kapasitesindeki değişikleri içermektedir. Davranış özelliklerinin değişmesi, geçmişe özlem, geleceğe güven- sizlikten kaynaklanan korku, kaygı ve üzüntü hissi, yaşlılık döneminin psikolojik değişimleri arasında yer almaktadır.
#12
SORU:
Dünya Sağlık Örgütünün kronolojik yaşı temel alarak yaş ve yaşlılıkla ilgili yaptığı sınıflandırma nedir?
CEVAP:
Dünya Sağlık Örgütünün kronolojik yaşı temel alarak yaptığı sınıflandırmada, 45- 59 yaş arası orta yaş, 60-74 yaş arası yaşlılık, 75-89 yaş aralığı ihtiyarlık, 90 ve üzeri yaş ise ileri ihtiyarlık şeklinde tanımlanmaktadır.
#13
SORU:
Amerikan Psikologlar Derneğinin (APA) kronolojik yaşa dayalı yaptığı sınıflandırma nedir?
CEVAP:
Amerikan Psikologlar Derneğinin (APA) kronolojik yaşa dayalı yaptığı sınıflandırmada ise 65-75 yaş arası genç yaşlı, 75-85 yaş arası orta yaşlı ve 85 yaş ve üzeri ise yaşlı olarak tanımlanmaktadır.
#14
SORU:
Osteoartrit nedir?
CEVAP:
Osteoartrit: Orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkan ve bu yaş grubunun pek çoğunda görülen bir eklem hastalığıdır. Halk arasında kireçlenme de denilen bu hastalık, eklemlerin kıkırdak yapısında bozulma, incelme, tahrip olma ile ortaya çıkar.
#15
SORU:
Yaşlanma ile birlikte göz de oluşan yetersizlikler nelerdir?
CEVAP: Gözlük kullanmaya başlamak kişilerde yaşlılık belirtisi olarak algılanmasına karşın hayat kalitesinde artışa neden olmaktadır. Yaşlanma ile lensin esnekliği azalmakta ve gözün uzak- yakın nesneleri görme özelliği gözlük yardımı ile oluşabilmektedir. Yaşlılarda renkleri ayırt edebilme yeteneği de azalır. Kornea daha şeffaf ve daha düz hale gelebilir; nesnelerin bozuk veya bulanık görünmesine neden olabilir. Yaşlılarda gözdeki doğal merceğin saydamlığını kaybetmesi sonucu katarakt hastalığı gelişir. Saydamlığı bozulan lens isli, buzlu veya lekeli cam gibi olur ve görme ile ilgili şikâyetler artar. Cisimler birden fazla görülmesinin yanısıra, şekilsiz, bulanık veya zayıf görülür. Göz yorgunluğu ve baş ağrısı oluşur.
Gözlük kullanmaya başlamak kişilerde yaşlılık belirtisi olarak algılanmasına karşın hayat kalitesinde artışa neden olmaktadır. Yaşlanma ile lensin esnekliği azalmakta ve gözün uzak- yakın nesneleri görme özelliği gözlük yardımı ile oluşabilmektedir. Yaşlılarda renkleri ayırt edebilme yeteneği de azalır. Kornea daha şeffaf ve daha düz hale gelebilir; nesnelerin bozuk veya bulanık görünmesine neden olabilir. Yaşlılarda gözdeki doğal merceğin saydamlığını kaybetmesi sonucu katarakt hastalığı gelişir. Saydamlığı bozulan lens isli, buzlu veya lekeli cam gibi olur ve görme ile ilgili şikâyetler artar. Cisimler birden fazla görülmesinin yanısıra, şekilsiz, bulanık veya zayıf görülür. Göz yorgunluğu ve baş ağrısı oluşur.
#16
SORU:
Yaşlanmayla birlikte kadınlarda görülen menopoz nasıl ortaya çıkmaktadır?
CEVAP: Yaşlanmayla birlikte çoğu endokrin sistem (iç salgı bezleri) farklı zamanlarda anatomik ve fizyolojik değişime uğrar. Kadınlarda buna bağlı olarak gelişen menopoz, yumurtalama aktivitesinin hızla azalması, kadında salgılanan östrojen hormonu seviyesinin düşmesi olarak tanımlanır. Bu dönemde büyüme hormonu (GH) düzeylerinde anlamlı bir düşüş vardır.
Yaşlanmayla birlikte çoğu endokrin sistem (iç salgı bezleri) farklı zamanlarda anatomik ve fizyolojik değişime uğrar. Kadınlarda buna bağlı olarak gelişen menopoz, yumurtalama aktivitesinin hızla azalması, kadında salgılanan östrojen hormonu seviyesinin düşmesi olarak tanımlanır. Bu dönemde büyüme hormonu (GH) düzeylerinde anlamlı bir düşüş vardır.
#17
SORU:
Demans ya da bunama hastalığı nedir?
CEVAP: Demans ya da bunama; yaşlının zihinsel ve sosyal yeteneklerinin, günlük işlerini sürdürmesini etkileyecek derecede ve ilerleyici biçimde kaybına neden olan bir rahatsızlık olarak tanımlanır.
Konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluklar görülür. Zihinsel işlevlerdeki aksaklıklar zamanla hastanın günlük yaşamını sürdürmesini olanaksız hale getirir. Bu durum, hastanın yıkanma, yemek yeme gibi yaşam aktivitelerini bir başkası tarafından karşılanmasını zorunlu kılar. Öğrenme, hatırlama, uyum, dil fonksiyonları (konuşma) ve kişilik gibi zekâ fonksiyonlarının bozulması ile günlük sosyal hayatını etkileyen, geri dönüşümsüz olan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Demans ya da bunama; yaşlının zihinsel ve sosyal yeteneklerinin, günlük işlerini sürdürmesini etkileyecek derecede ve ilerleyici biçimde kaybına neden olan bir rahatsızlık olarak tanımlanır.
Konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluklar görülür. Zihinsel işlevlerdeki aksaklıklar zamanla hastanın günlük yaşamını sürdürmesini olanaksız hale getirir. Bu durum, hastanın yıkanma, yemek yeme gibi yaşam aktivitelerini bir başkası tarafından karşılanmasını zorunlu kılar. Öğrenme, hatırlama, uyum, dil fonksiyonları (konuşma) ve kişilik gibi zekâ fonksiyonlarının bozulması ile günlük sosyal hayatını etkileyen, geri dönüşümsüz olan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
#18
SORU:
Demans ya da bunama ile ilgili bulgular nelerdir?
CEVAP: -
Unutkanlık: Yaşlının günlük yaşamını etkileyecek derecede hafıza kaybı vardır. Bu hastalığa sahip olan yaşlı; eşyaları uygunsuz yerlere koyar ve koyduğu yerleri unutur, tanıdığı insanların isimlerini ve yüzlerini unutur, biri iş yapıp yapmadığını unutur, yeni tanıştığı insanları hatırlayamaz.
-
Kazanılmış becerilerin kaybı: Alışveriş sonrası para üstünü hesaplayamaz, sık sık yemeği ocakta unutarak yakar. Araba kullanırken karşı tarafı tehlikeye atacak davranışlar gösterebilir. Yaşlı yeni becerileri de öğrenemez. Cep telefonunu nasıl kul- lanacağını, bankamatikten işlem yapmayı unutur.
-
İletişim: Uzun konuşmaları takip edemez, konuşmaların bazen sonlarını getiremez, sorularına yanıt alsa da unutur ve tekrar tekrar sorar. Aynı şekilde söylediğini unutarak aynı cümleleri tekrarlar.
-
Zaman ve mekân anlama yeteneğinde kayıp: Yaşlı bulunduğu yeri karıştır, doğum tarihini yaşını hatırlayamaz, kendine ait bilgileri tam olarak anlatamaz. Yıl, ay ve gün gibi zamansal bilgileri kaybeder.
-
Muhakeme güçlüğü: Yaşlı daha çok kolay karalara verdiği basit olaylar karşısında bile karar vermekte zorluk çeker. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edemeyebilir. Bu nedenle kandırılmaya ve dolandırılmaya müsaittir. Evdekileri parasını çalmakla suçlayabilir.
-
Soyut düşünme yeteneğinde kayıp: Yaşlı daha önce üzerinde konuştuğu atasözleri veya deyimleri anlayamaz. İmaların ne almama geldiğini anlama ve ince düşünme yeteneğini kaybeder.
-
Davranış değişikliği: Yaşlı banyoya girdiğinde aynada kendisini yabancı olarak görebilir ve eve gelen bir hırsızın karşısında olduğunu düşünerek bağırabilir. Gündüz gördüğü hayaller ya da duyduğu sesler nedeniyle korkup taşkın davranışlar sergileyebilir.
-
Kişilik değişikliği: Şüpheci, sinirli, huzursuz ya da tamamen ilgisiz bir kişi haline gelebilir. Tüm huylarında değişmeler olur. Yaşlı yetersizlik hissi ile çöküntü yaşar.
-
Unutkanlık: Yaşlının günlük yaşamını etkileyecek derecede hafıza kaybı vardır. Bu hastalığa sahip olan yaşlı; eşyaları uygunsuz yerlere koyar ve koyduğu yerleri unutur, tanıdığı insanların isimlerini ve yüzlerini unutur, biri iş yapıp yapmadığını unutur, yeni tanıştığı insanları hatırlayamaz.
-
Kazanılmış becerilerin kaybı: Alışveriş sonrası para üstünü hesaplayamaz, sık sık yemeği ocakta unutarak yakar. Araba kullanırken karşı tarafı tehlikeye atacak davranışlar gösterebilir. Yaşlı yeni becerileri de öğrenemez. Cep telefonunu nasıl kul- lanacağını, bankamatikten işlem yapmayı unutur.
-
İletişim: Uzun konuşmaları takip edemez, konuşmaların bazen sonlarını getiremez, sorularına yanıt alsa da unutur ve tekrar tekrar sorar. Aynı şekilde söylediğini unutarak aynı cümleleri tekrarlar.
-
Zaman ve mekân anlama yeteneğinde kayıp: Yaşlı bulunduğu yeri karıştır, doğum tarihini yaşını hatırlayamaz, kendine ait bilgileri tam olarak anlatamaz. Yıl, ay ve gün gibi zamansal bilgileri kaybeder.
-
Muhakeme güçlüğü: Yaşlı daha çok kolay karalara verdiği basit olaylar karşısında bile karar vermekte zorluk çeker. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edemeyebilir. Bu nedenle kandırılmaya ve dolandırılmaya müsaittir. Evdekileri parasını çalmakla suçlayabilir.
-
Soyut düşünme yeteneğinde kayıp: Yaşlı daha önce üzerinde konuştuğu atasözleri veya deyimleri anlayamaz. İmaların ne almama geldiğini anlama ve ince düşünme yeteneğini kaybeder.
-
Davranış değişikliği: Yaşlı banyoya girdiğinde aynada kendisini yabancı olarak görebilir ve eve gelen bir hırsızın karşısında olduğunu düşünerek bağırabilir. Gündüz gördüğü hayaller ya da duyduğu sesler nedeniyle korkup taşkın davranışlar sergileyebilir.
-
Kişilik değişikliği: Şüpheci, sinirli, huzursuz ya da tamamen ilgisiz bir kişi haline gelebilir. Tüm huylarında değişmeler olur. Yaşlı yetersizlik hissi ile çöküntü yaşar.
#19
SORU:
Yaşlanma ile birlikte görülen parkinson hastalığının özellikleri nelerdir?
CEVAP: Hareket bozukluğuna yol açan hastalıklardan en sık görülenlerden biri de Parkinson hastalığıdır. Ortalama 60 yaş (40-70 yaş) gibi başlar ve bu nedenle yaşlanma ile ilişkili olarak değerlendirilir. Hastalık sıklıkla vücudun bir yarısında başlar ve istirahat halindeyken titremeler mevcuttur. Parkinson başlamadan önce koku duyusunda azalma, kabızlık ve uyku düzensizlikleri de görülebilmektedir. Bu hastalık genellikle açık biçimde belirti vermeden başlar ve yıllar içinde yavaş ilerler. Bütün hareket süreçlerinde yavaşlama; yüz mimiklerinde azalma/yavaşlama, yürürken kolların sallanmasında azalma, öne doğru eğik vücut duruşu, yürürken küçük adımlarla ve ayağını sürüme Parkinson belirtileridir.
Hareket bozukluğuna yol açan hastalıklardan en sık görülenlerden biri de Parkinson hastalığıdır. Ortalama 60 yaş (40-70 yaş) gibi başlar ve bu nedenle yaşlanma ile ilişkili olarak değerlendirilir. Hastalık sıklıkla vücudun bir yarısında başlar ve istirahat halindeyken titremeler mevcuttur. Parkinson başlamadan önce koku duyusunda azalma, kabızlık ve uyku düzensizlikleri de görülebilmektedir. Bu hastalık genellikle açık biçimde belirti vermeden başlar ve yıllar içinde yavaş ilerler. Bütün hareket süreçlerinde yavaşlama; yüz mimiklerinde azalma/yavaşlama, yürürken kolların sallanmasında azalma, öne doğru eğik vücut duruşu, yürürken küçük adımlarla ve ayağını sürüme Parkinson belirtileridir.
#20
SORU: Bilinci açık kişilere Heimlich Manevrası nasıl yapılır?
Bilinci açık kişilere Heimlich Manevrası nasıl yapılır?
CEVAP: Bilinci açık kişilere Heimlich Manevrası: Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir. Kollarla hasta arkadan sarılarak gövdesi kavranır. Bir elin başparmağı midenin üst kısmına; göğüs kemiğinin altına gelecek şekilde yumruk yaparak konulur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır. Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır. Bu hareket, yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır. Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir.
Bilinci açık kişilere Heimlich Manevrası: Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir. Kollarla hasta arkadan sarılarak gövdesi kavranır. Bir elin başparmağı midenin üst kısmına; göğüs kemiğinin altına gelecek şekilde yumruk yaparak konulur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır. Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır. Bu hareket, yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır. Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir.
#21
SORU:
Bilinci kapalı kişilere Heimlich Manevrası nasıl uygulanır?
CEVAP: Bilinci kapalı kişilere Heimlich Manevrası; Hasta yere yatırılır. Yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur. Tıkanma açılmadığı takdirde düz bir zeminde hastanın başı yana çevrilir. Hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur. Bir el, göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konulur. Göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır. Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir, İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir.
Bilinci kapalı kişilere Heimlich Manevrası; Hasta yere yatırılır. Yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur. Tıkanma açılmadığı takdirde düz bir zeminde hastanın başı yana çevrilir. Hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur. Bir el, göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konulur. Göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır. Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir, İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir.
#22
SORU: Beden ısısının 40,6 dereceden daha yüksek olması durumu yaşlılar için hangi kavramla tanımlanır?
Beden ısısının 40,6 dereceden daha yüksek olması durumu yaşlılar için hangi kavramla tanımlanır?
CEVAP: Yüksek Ateş: Beden ısısının 40,6 dereceden daha yüksek olması durumu, yaşlılar için yüksek ateş olarak tanımlanır.
Yüksek Ateş: Beden ısısının 40,6 dereceden daha yüksek olması durumu, yaşlılar için yüksek ateş olarak tanımlanır.
#23
SORU: Yaşlılarda beden ısısının 35 derecenin altında olması durumunda alınacak önlem ne olmalıdır?
Yaşlılarda beden ısısının 35 derecenin altında olması durumunda alınacak önlem ne olmalıdır?
CEVAP: Beden ısısının 35 derecenin altında olması durumudur. Yaşlılarda sıklıkla görülen bulgu, sistemik hastalıklardan kaynaklanabilmektedir. İç salgı bezlerinin salgıladığı hormonların (hipoglisemi, hipotroidi, adrenal yetmezlik vb.) az salınımı sonucu düşük ateş görülebilir. Titreme, baş dönmesi ve ileri aşamada bilinçte kapanmaya neden olan böyle durumlarda hastanın acil servislere yönlendirilmesi gerekir.
Beden ısısının 35 derecenin altında olması durumudur. Yaşlılarda sıklıkla görülen bulgu, sistemik hastalıklardan kaynaklanabilmektedir. İç salgı bezlerinin salgıladığı hormonların (hipoglisemi, hipotroidi, adrenal yetmezlik vb.) az salınımı sonucu düşük ateş görülebilir. Titreme, baş dönmesi ve ileri aşamada bilinçte kapanmaya neden olan böyle durumlarda hastanın acil servislere yönlendirilmesi gerekir.
#24
SORU:
Yaşlılarda 1. derece yatak yarası nedir?
CEVAP: -
Derece yatak yarasında yaşlıya bakım veren kişilerin bu evredeki cilt bölgesini çok iyi tanımaları ve ilk girişimleri yapmaları halinde yaşlının yaşam kalitesine çok önemli katkı vereceklerdir. Uzun süre yatağa bağımlı yaşlılarda koyu renkli deri bölgesi, deride renk değişikliği, deride ısı artışı ya da deride şişlik gibi belirtiler çok iyi gözlem ile hemen tanı konulabilir.
-
Derece yatak yarasında yaşlıya bakım veren kişilerin bu evredeki cilt bölgesini çok iyi tanımaları ve ilk girişimleri yapmaları halinde yaşlının yaşam kalitesine çok önemli katkı vereceklerdir. Uzun süre yatağa bağımlı yaşlılarda koyu renkli deri bölgesi, deride renk değişikliği, deride ısı artışı ya da deride şişlik gibi belirtiler çok iyi gözlem ile hemen tanı konulabilir.
#25
SORU:
Enteral beslenme nedir?
CEVAP: Enteral beslenme, yaşlının ağızdan beslenmesine imkanın olmadığı durumlarda besinlerin sıvı biçimde mideye ya da bağırsaklara doğrudan verilmesi biçimindeki beslenmedir.
Enteral beslenme, yaşlının ağızdan beslenmesine imkanın olmadığı durumlarda besinlerin sıvı biçimde mideye ya da bağırsaklara doğrudan verilmesi biçimindeki beslenmedir.
#26
SORU:
Kontraktür nedir?
CEVAP: Kontraktür: Kasların inatçı bir şekilde kısalmasından dolayı eklemin anormal bir biçim almasıdır.
Kontraktür: Kasların inatçı bir şekilde kısalmasından dolayı eklemin anormal bir biçim almasıdır.
#27
SORU:
Rehabilitasyon nedir?
CEVAP: Rehabilitasyon; kişinin sorunlarının ve ihtiyaçlarının tespitini, sorunları kişisel ve çevreyle ilişkili faktörlerle ilişkilendirmeyi, hedeflerinin tanımlanmasını, ölçümlerin planlanmasını ve uygulanmasını ve etkilerin değerlendirilmesini kapsamaktadır.
Rehabilitasyon; kişinin sorunlarının ve ihtiyaçlarının tespitini, sorunları kişisel ve çevreyle ilişkili faktörlerle ilişkilendirmeyi, hedeflerinin tanımlanmasını, ölçümlerin planlanmasını ve uygulanmasını ve etkilerin değerlendirilmesini kapsamaktadır.
#28
SORU:
İşitme sorunu olan yaşlılarla iletişim nasıl olmalıdır?
CEVAP: - Konuşmaya başlamadan önce yaşlıya yaklaşıp, karşısına geçerek, onun dikkatini çektiğimizden emin olduktan sonra konuşmaya başlamalıyız.
- Eğer yaşlı, işitme cihazı kullanıyorsa, cihazın takılı ve çalışır durumda olduğunu kontrol etmemiz önemlidir.
- İşitme problemi olan yaşlı bireylerle, görüştüğümüz ortamın, gürültülü ve dikkat dağıtıcı bir ortam olmamasına dikkat edilmelidir.
- Tamamen duymayan yaşlı bireylerle, görsel materyal veya beden dili gibi farklı iletişim teknikleri kullanmak, işimizi kolaylaştırır.
- Konuşmaya başlamadan önce yaşlıya yaklaşıp, karşısına geçerek, onun dikkatini çektiğimizden emin olduktan sonra konuşmaya başlamalıyız.
- Eğer yaşlı, işitme cihazı kullanıyorsa, cihazın takılı ve çalışır durumda olduğunu kontrol etmemiz önemlidir.
- İşitme problemi olan yaşlı bireylerle, görüştüğümüz ortamın, gürültülü ve dikkat dağıtıcı bir ortam olmamasına dikkat edilmelidir.
- Tamamen duymayan yaşlı bireylerle, görsel materyal veya beden dili gibi farklı iletişim teknikleri kullanmak, işimizi kolaylaştırır.